Sağlık Bakanı Koca, "Türkiye'de ikinci dalga mı yaşanıyor?" sorusuna yanıt verdi
Abone olSağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısının ardından yaptığı basın açıklamasında "Türkiye'de ikinci dalga mı yaşanıyor?" sorusuna yanıt verdi. Bakan Koca sokağa çıkma kısıtlaması ile ilgili olaraksa, belki iller bazında veya ilçe bazında bir kısıtlama olabileceğini, ülke genelinde bir kısıtlamanın ise düşünülmediğini ifade etti.
Bakan Koca herkesin merak ettiği ikinci dalga sorusuna, "İkinci
dalgayı yaşamadığımızı rahat söyleyebiliriz. Birinci dalganın
etkilerini görüyoruz" şeklinde cevap verdi. Koronavirüs Bilim
Kurulu toplantısı sonrası konuşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca,
ertelenmemeleri nedeniyle tartışmaların sürdüğü LGS ve YKS hakkında
da açıklama yaptı.
Bakan Koca'nın yaptığı açıklamanın satır başları şöyleydi;
Haziran ayının üç haftasını geride bıraktık. 1 Haziran'da
başlayan normalleşme süreci yakında 1 ayını dolduracak. Koronavirüs
salgını konusunda hak edilmiş, dayanağı sağlam bir iyimserlik
içindeyiz.
Kontrol dışı olayları hariç tutarsak, bugünkü hayatımız tedbirlere
bağlı kalarak planlarımızı uygulayacağımız bir hayattır. Kontrollü
sosyal hayatla hayat kalitemiz daha da artacaktır.
Geldiğimiz nokta çok şükür ileri bir
noktadır
Çok yakın zamana kadar sokağa kısıt olmaksızın
çıkabileceğimiz günler konusunda endişelerimiz vardı. Her zaman
gittiğimiz mekanlar bir daha ne zaman gideceğimizi bilemediğimiz
mekanlardı.
Berberimiz, kuaförümüz, pastanemiz, kitapçımız kapalıydı.
Hayatın en canlı tarafını gösterdiği alışveriş ortamları eski
halinden uzaktı. Hastaneye bile tedavisi ertelenemeyecek durumunda
gitmeyi tercih ediyorduk. Geldiğimiz nokta çok şükür ileri bir
noktadır.
Maske kullanmamak kişisel hukukun
ihlalidir
Koronavirüsün hayatımızın sevk ve idaresini
elimizden alan bir güç olarak çıkmasını sağlamalıyız. Bunun için de
hastalık riskine karşı bazı kontrol mekanizmalarını bir süre daha
sıkı tutmaya mecburuz. Ağız ve burun yoluyla bulaşan bu virüs başka
insanlarla birarada bulunduğumuz ortamlarda koruyucu maskeyi
zorunlu kılıyor. Maske virüsün yayılmasına karşı elzemdir,
ihtiyatlılık değildir mecburiyettir.
Bu tedbir aynı sosyal ortamda birbiriyle etkileşim halinde olan kişilerin tamamı tarafından alınmalıdır. Bir ortamda üçümüz takıyor, birimiz takmıyorsak hepimiz az çok risk alıyoruz demektir. Maske kullanmayan kişinin ister yakın mesafede ister ortak mekan ve işyerinde maske kullananlara karşı sorumluluğu vardır. Maske kullanmamak kişisel hukukun ihlalidir.
Maske tüm Türkiye'de ortak
sorumluluğumuz
Sonbaharda risk beklentisi DSÖ'nün 2 gün
önce yaptığı Güney Amerika için yaptığı vaka sayısı bizi uyarıyor.
Bıkkınlığa düşmek, rehavete kapılmak riske açılmak anlamına gelir.
Bugüne kadar 62 il merkezinde maske mecburiyeti getirilmiştir.
Maske tüm Türkiye'de ortak sorumluluğumuzdur.
Bu mecburiyet vakaların arttığı, riskin bariz olduğu, zincirleme bulaşmanın uç verme ihtimali olan yerler için getirilmiştir. Sokağa çıkma kısıtının önemi neyse bugün aynı önemi maske ve mesafe önleminin taşıdığını unutmamalıyız. Bu tedbiri unutmazsak dostça tokalaşacağımız günler elbette yakınlaşır.
Virüsün yayılma hızında azalma
olmamıştır
İkinci uyarımız salgının ilk günündeki bilgi
belirsizliğinden kaynaklanan açıklığa kavuşturmak istiyorum.
Koronavirüsün daha çok kış mevsiminde etkili olacağı ileri
sürülüyordu. Virüsün yayılma hızında azalma olmamıştır, virüsün
hasta etme gücünde azalma olduğu yönünde bilimsel kanı yoktur. Bu
iki yanlış kanıyı günlük hayatımıza dayanak yapmamanızı istirham
ediyorum.
Üzerinde durmak istediğim diğer nokta büyüklerimizle ilgilidir. Mevcut şartlarda büyüklerimiz, kronik hasta olanlar halen risk grubundadır. Risk grubundakilerin veya onların yakın çevresindekilerin konunun ciddiyetini unutup tedbiri aksatmamalıdır. Lütfen aynı hassasiyeti koruyalım.
Düşünülenin aksine gelecek bizi ileride beklemiyor, geleceği bize gençler getiriyor. Önümüzde hepimizin heyecanla beklediği iki sınav günü var. Birkaç ay boyunca sizden bazı fedakarlıklar isteyen doktor ağabeyiniz olarak iki günün hayat boyu kutlamaya değer bulacağınız başarı günü olmasını yürekten değer buluyorum.
Aileler okul önlerinde gruplar
oluşturmamalı
Günümüzde meslekler kişilerle değer
kazanıyor. Zekaya, hayal gücüne, çalışkanlığa tüm meslekler aynı
derecede ihtiyaç duyuyor. Pandemi boyunca toplumsal sorumluluğunun
yerine getirmekle kalmadınız, örnek oldunuz. Sizlerin de bizlerden
beklentileri oldu. Sınava uygun şartların hazırlanması konusunda
elimizden geleni yaptık. Bilim Kurulumuz Sınav Tedbir Rehberi
hazırladı. Milli Eğitim Bakanlığımız ve ilgili kurumlar
hazırlıklarını tamamlayıp sizlerle paylaştı.
Yakın günlerde yapılan diğer sınavları dikkate almalıyız. Okul girişlerindeki yığılmalarda ailelerin etkili olduğunu biliyorsunuz. Bu sınavda yığılmanın daha az olacağını umuyoruz. Gençlere iştirak edecek aileler olursa kendilerinden sınav merkezinin biraz uzağında beklemelerini, gruplar oluşturmamalarını rica ediyoruz.
Sınavın ertelenmesi durumunda risk çok daha büyük olabilirdi
Sınav tarihi üzerinde bazı gündemler oluştu. Tarihin belirlenmesi tek başına bakanlığımızın yetkisi dışında olmakla birlikte ana düşünceyi arz etmek istiyorum. Hepimiz sizlerin yaşadığı sınavları yaşamış kişiler olarak duygularınızı çok iyi anlıyor, içtenlikle saygı duyuyoruz. Salgın hastalığı sözkonusu olduğunda 1 ay 2 ay sonrasını öngörmek çok zordur. Sınavın ertelenmesi durumunda risk bugünden çok daha büyük olabilirdi. Bugünkü gerekçeler yarın da büyüyebilir. DSÖ'nün Eylül ayı için risk öngörüsünde bulunduğunu konuşmamın başında belirtmiştim. Sınavın meçhul bir zamandansa şimdi yapılmasına ilgili kurullar tarafından öngörülmesi doğru görülmektedir.
Özellikle 7 merkezde test merkezlerini
oluşturacağız
Özellikle yurt dışından gelen hem
turistlerin hem de vatandaşlarımızın hangi tedbirlerle gelişini
sağlamak üzerine bir görüşme yaptık bakan arkadaşlarımızla.
Özellikle 7 merkezde Antalya, Dalaman, İzmir, İstanbul'da iki
merkez, Bodrum ve Trabzon olmak üzere test merkezlerini
oluşturacağız. Kapıkule ve Sarp gibi sınır kapılarında test
merkezini oluşturmuş oluyoruz. Semptomu olan kişilerin hem
testlerini yapmak, hem de tedavilerini yapmak suretiyle bir
hazırlık yaptık. Ayrıca Türkiye'de 135 merkezde de özellikle bu
anlamda uygunluğunu verdiğimiz testler ayrıca zaten yapılmakta.
İkinci dalgayı mı yaşıyoruz?
İkinci dalgayı
yaşamadığımızı rahat söyleyebiliriz. Şu an yaşadığımız birinci
dalganın etkilerini görmüş oluyoruz. Dünyada halen birinci dalganın
etkisi devam ediyor. Yer yer dalgalanmaların olduğunu görmüş
oluyoruz. Bu dönemde bazı bölgelerimizde vaka sayılarının daha
arttığını görüyoruz. Öncesine göre de 1 ay öncesine göre vaka
sayılarımızın artışına rağmen yoğun bakıma giren hasta sayımız,
entübe edilen ve vefat eden hasta sayımızın azaldığını görüyoruz.
Eskiye göre virüsün etkisinin düştüğü anlamında değil, tedaviyle
erken dönem yaklaşımla burada sonucu daha pozitif aldığımızı net
söyleyebiliriz. Şu dönemde birinci dalganın devamını olan
dalgalanmaları yaşadığımızı yeni bir ikinci dalga şeklinde
olmadığını vaka sayıların yer yer öngördüğümüzden daha fazla
olduğunu görüyoruz, ama eskiye göre hastane yükümüzün daha az
olduğunu, entübe eden hastamızın vefat etme oranlarının giderek
düştüğünü görüyoruz.
Vakaların yaş ortalaması düştü
Her geçen gün
vefat eden vatandaşımızın da yaş ortalamasının giderek yükseldiğini
görüyoruz. Vaka sayılarında ise daha önce 41 iken ortalama yaş şu
an 32'ye kadar düşmüş oldu. Ön planda vaka sayılarında her geçen
gün gençlerde göründüğünü, ortalama yaşın aşağıya doğru indiğini
ama hayatını kaybeden vatandaşlarımızın yaşlarının arttığını
görüyoruz. Gençlerimiz kendilerini rahat hissetmemelidirler. Riskli
olan özellikle büyüklerimize, kronik hastalığı olanlara bulaştırma
potansiyeli taşıdıklarını, riskli olan vatandaşlarımızın
kendilerini korumalarını tekrar hatırlatmak istiyorum.
Toplumun bağışıklığı yüzde 1'in
altında
Özellikle dünyada benzer şekilde büyük ölçekte
yapılan başka çalışmanın olmadığını 153 bin kişiyi PCR, antikor
taramasındanh geçirdiğimizi, bulaşıcılık, taşıyıcılık oranımızı hem
de bu anlamda antikor bağışıklık oranımızı tespit etme açısından
önemli olduğunu söylemiştim. 153 bin kişinin taranan 118 bin oldu.
118 bin içinde PCR taramasıyla pozitif bulduğumuz oran binde 2.8.
Son derece düşük. Yine antikor testi aynı zamanda yapıyoruz. Bu ise
şu dönemde binde 8.1. Yani toplumun bağışıklığı yüzde 1'in altında.
Bazı illerimizde bunun biraz daha yüksek olduğunu biliyoruz.
Adıyaman yüzde 3, İstanbul'da yüzde 3'ün üzerinde. Toplamda 0.81.
Birçok kimsenin toplum bağışıklığı anlamında yüksek oranlar
beklediği, bağışıklığın giderek arttırılmasının anlamlı olduğunu
düşündüğü noktada biz bu çalışmayla toplum bağışıklığının kolay
gelişmediğini görüyoruz.
Yeni kısıtlama kararları alınacak mı?
Şimdi vaka sayılarının binin üzerinde olduğunu görüyoruz. Vefat sayılarımızın eskiye göre çok düşük olduğumuzu görüyoruz. Biz önümüzdeki dönemde benzer şekilde yeni bir kısıtlamayı gündemimize almadık. Şu an düşünmüyoruz. Ama bu döneme kontrollü sosyal hayat dönemi demiştik. Bu hayatın tedbirlerle devam etmesini istiyoruz. Bu dönemde hayatımıza devam ederken virüsle karşılaşmamak için söylediğimiz maske mesafe ve el temizliğine özellikle dikkat ederek yasaklı dönemlerin olmamasını istiyoruz. Köyler ya da iller bazında bazı kısıtlamalar olabilir. Ülke anlamında şuan böyle bir gündemimiz olmadı.