Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'dan Bilim Kurulu toplantısı sonrası flaş açıklamalar
Abone olSağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bilim Kurulu toplantısının ardından açıklamalarda bulundu. İstanbul ve İzmir'de koronavirüs vaka sayısında başlayan artış trendinin bütün ülkeye yayıldığını belirten Koca, "İstanbul, Bursa, Kocaeli, İzmir, 3'üncü zirveyi yaşıyor" dedi. Bakan Koca ayrıca bundan sonra açıklanan koronavirüs tablosunda semptom göstermeyen hastaların da yer alacağını duyurdu.
Son hafta içinde yüzde 50'nin üzerinde vaka artışı olan 15 ilimiz var açıklamasında bulunan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca; ''Hatay, Adana, Osmaniye, Mersin, Artvin, Edirne, Samsun, Kırklareli, Tokat, Trabzon, Aydın, Muğla, Zonguldak, Ordu, Çanakkale'de yüzde 50 ile yüzde 100 arası artışlar oldu. Antalya, Düzce, Tekirdağ bu sınıra yaklaştı. İstanbul, Bursa, Ankara, Kocaeli, Gaziantep'te hasta yoğunluğunu yönetebilmek için sağlık kuruluşlarımız çaba harcıyor." ifadelerini kullandı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, son haftalarda artan koronavirüs vaka sayıları üzerine toplanan Bilim Kurulu toplantısının ardından önemli açıklamalarda bulundu.
Bakan Koca'nın açıklamasından öne çıkan başlıklar şöyle;
Kovid pandemisine yol açan virüs insanlığın ilk defa karşılaştığı bir virüs. Tanıdıkça mücadele stratejiimiz ve tedavi algoritmalarımız da değişebiliyor. Yeni test yöntemleri ortaya çıkabiliyor. Bu, dünyada da bu şekilde seyrediyor. Bir ülkenin çok yarar gördüğünü ileri sürdüğü tedaviyi bir başka ülke etkisiz ilan edebiliyor.
Türkiye sağlık sistemi pandemiyi sürpriz olarak karşılamadı
Bilinmezliklerin yanında firmaların, tanıtımların da bu dinamikte rol aldığını görmezden gelemeyiz. Ülkeler sosyoekonomik düzeyler, geçmiş tecrübeleri ve imkanlarına göre virüsle mücadele ediyor. Birçok ülkenin aksine Türkiye sağlık sistemi pandemiyi sürpriz olarak karşılamadı. Ülkemizde hastalık görülmesi üzerine yoğun bir mücadele dönemine girdik.
Ülke kaynakları seferber edildi
Hastanede elektik vakaların elenmesi, acil durum hastaneleri yapılıp devreye alınması, pozitif vakaların izolasyonu, yaşlı ve genç nüfusun sokağa çıkışının sınırlandırılması, seyahat kısıtlamaları, uzaktan eğitim başta olmak üzere çok sayıda tedbiri hayata geçirdik. Hayat Eve Sığar mobil uygulamasını geliştirerek riskli bölge ve kişileri takip etmeye başladık. Tanı kiti, koruyucu malzeme, ilaç ve solunum cihazı temini ve üretim kapasitesinin artırılması için bütün ülke kaynaklarını seferber ettik. Teknolojik ürün imal ettik.
Aşı için bilim adamlarımıza her türlü desteği sağladık
Kendi aşımızı üretmek için bilim adamlarımıza her türlü desteği sağladık. Yaygın bir temaslı taraması, filyasyon ağı oluşturduk. Valilerimizin ve belediyelerimizin desteğiyle oluşturulan motorize ekipler salgın kontrolünde önemli rol üstlendi.
Türkiye dünyada fark yarattı
İzolasyondaki kişilerin düzenli takibi yapıldı, yapılmaya devam ediyor. Türkiye yaygın filyasyon yapılması, ülke genelinde standart tedavi protokollerini uygulanması gibi hizmetler bakımından dünyada fark yarattı.
Anadolu'da hızlı bir artış yaşadık
Ulaşımın arttığı Kurban Bayramı sonrası Anadolu'da hızlı bir artış yaşadık. Konya, Kayseri, Gaziantep, Batman, Van, Muş, Hakkari ve Ankara'da yüzde 100'ü geçen artışlarımız oldu. Eksiklerimizi, hatalarımızı, ihmal ettiklerimizi detayına kadar tespit etmeye çalıştık. Hem merkezi yönetim hem de yerel idarecilerimiz üzerlerine düşeni yaptı. Alınan tedbirler sayesinde artış kısa zamanda kontrol altına alındı.
Test sonuçlarının hızlandırılması, tedaviye erken başlama, filyasyon ekiplerinin artırılıp filyasyon süresinin kısaltılması gibi bilinen tedbirlerin yanında hastanelerimizde yoğun bakım yataklarını artırdık.
Vakalar sistemimizde kayıtlı
Temmuzdan sonra test yaptığımız grubun özelliği nedeniyle sadece semptomlu hastaları bildirdiğimizi ifade etmek için veri tablomuzda hasta kavramını kullanmayı tercih ettik. İleri sürülen iddiaların aksine verdiğimiz verinin doğru anlaşılmasını sağladık. Hayati risk taşıyan ağır vakalarımızın sayısını paylaşmayı tercih ettik.
Sağlık personelimizin insan üstü gayretle çalışmasına yol açan hastaneye yatma durumunda kalan hastalardır. Bu yüzden hasta ve ağır hasta sayılarımızı her gün kamuoyuyla paylaştık. Sağlık sistemimize esas yükü bunlar oluşturuyor. Ancak görüyorum ki vatandaşımız pozitif çıkan, evinde takip edilen, izolasyonda tutulan vakaların hepsinden haberdar olmak istiyor. Bu vakalarla ilgili her türlü bilgi sistemimizde kayıtlı.
GÜNLÜK VAKALAR DA TABLOYA GİRİYOR
Filyasyon ekiplerimizin tespit ettiği temaslılar da anlık olarak sistemimize işlenmektedir. Güvenlik güçlerimiz, kamu kurumlarımız, okullarımız, belediyelerimiz dahil bu sisteme erişip sorgulama yapabilmektedir. Testi pozitif olanlar ve bunların temaslılarını HES kodu üzerinden sorgulamak mümkündür. Laboratuvar altyapısı yeterli olan bütün sağlık kuruluşlarımızı yetkilendirdik. Önümüzdeki günlerde kapasitemizi 200 binli rakamların üzerine çıkaracağız. Test kapasitemizin geldiği nokta ve test politikamızın revizyonu konusu Bilim Kurulu'nda gündem oldu. Artık açık test politikasına geçtiğimiz söylenebilir. Semptom göstermeyen pozitif vakaları da günlük tabloda vermeyi düşünüyoruz.
Pandemi seyrini daha iyi anlayabilmek, sağlık sisteminin verdiği yanıtı daha iyi kavrayabilmek, rehavete düşmemek için dikkatimizi günlük hasta sayılarına ve ağır hasta sayılarına odaklanmamızı tavsiye ederim. Dünyaya paralel olarak ülkemizde de 16 ayrı aşı çalışması yapılmaktadır. Aşı adayları geliştirmeye çalışan ender ülkelerden biriyiz.
Türk aşısında ikinci doz için tarih verdi
44 gönüllüye uygulama yapıldı. Şu ana kadar ciddi bir yan etki görülmedi. İkinci doz aşılama 26 Kasım-14 Aralık tarihleri arasında yapılacak. Nisan ayında ilk aşımıza kavuşmayı ümit ediyorum. 15 aşı da desteklenmeye devam edilmektedir. Aşı konusunda çalışma yapan bütün bilim adamlarımızı ayrım yapmaksızın destekliyoruz. Bu arada da Çin ve Almanya kaynaklı aşıların ülkemizde çalışmaları yapıldığını paylaşıyoruz.
Bu ülkeden aşıya kavuşacağımız düşünüyorum. Risk gruplarını kademeli olarak aşılamayı düşünüyoruz.
Halihazırda 100 bini aşkın pozitif vaka yaşam mücadelesi veriyor. Dünyada ilk zirvenin yaşandığı nisan ayında günlük yeni vaka 80 bin civarında iken kasım ayında 660 bini aştı.
İstanbul, İzmir, Bursa gibi illerimizde başlayan artış trendi neredeyse bütün ülkeye yayılmış durumda.
Bu artışı göğüsleyebilmiş durumda isek de gidişatı azaltabilmek için radikal tedbirlere başvurmamız kaçınılmaz olmuştur.
İstanbul, Bursa, İzmir üçüncü zirveyi yaşıyorlar
Geçen hafta bir dizi kısıtlayıcı kararlar yürürlüğe kondu. Önce Anadolu illerimizde, ardından ağırlıklı olarak ülkemizin Batı yakasında artışlar oldu. İstanbul, Bursa, İzmir üçüncü zirveyi yaşıyorlar. Geçen hafta sayın Cumhurbaşkanımızca açıklanan tedbirlerin etkisin yakından takip ediyoruz. İstanbul dahil bazı illerimizde kısmi bir düşüş başladıysa da henüz kesin bir yargıya varmak zor.
Toplumda güven sarsıcı polemiklerle harcayacak vaktimiz olmadığını düşünüyorum. Bu kadar ciddi bir durum varken mazeret üretmeksizin tedbirleri almak zamanıdır. Gece gündüz bütün gücümüzle uğraş verdiğimiz test laboratuvarlarımızın, seferber olduğumuz bir dönemdeyiz.
Yüzde 50 ile yüzde 100 arasında artış olan iller
Hatay, Adana, Osmaniye, Mersin, Artvin, Edirne, Samsun, Kırklareli, Tokat, Trabzon, Aydın, Zonguldak, Ordu... Çanakkale'de yüzde 50 ile yüzde 100 arasında artışlar oldu. Antalya, Düzce, İzmir, Manisa ve Tekirdağ bu sınıra yaklaştı. Altyapımızın gücü yanında her kapasitenin de bir sınırı vardır. Hiç kimse kendini mücadele sorumluluğu taşımaktan uzak görmesin. Hiç kimse 'Hasta olursam sağlık çalışanlarını tedavimi nasıl olsa yapar' kolaycılığına düşmesin.
Sağlık personelimizin ailelerinin yanına döndüğünde yorgunluktan onlara ayıracak vakti kalmadığını unutmayalım. Sağlık ordumuz yıllık izinlerini bile kullanamamaktadır. Onlara destek verelim, kalabalıklardan uzaklaşalım, eş-dost-akraba ziyaretlerini erteleyelim. Yasakları beklemeden hayatımızı tanzim edelim.
Zatürre oranı düştü
İlaçların kullanımıyla birlikte zatürre oranlarımızın ne kadar düştüğünü görmüş oluyoruz. Doluluk oranlarına baktığımızda, İstanbul'da yoğun bakım doluluk oranı yüzde 70'lere dayanmış durumda. Bu oranın oldukça yükseldiğini, yer yer bazı hastanelerimizde yoğun bakım sorunu yaşandığını görüyoruz.
Ankara'da ise servis doluluk oranı 62.3, yoğun bakım doluluk oranı 75.4. Ankara'da da yoğun bakım doluluk oranının arttığını görmüş oluyoruz. Yüzde 25 yatağın boş olduğu anlamına geliyor ama bu boşluğun sadece Covid hastaları için kullanılmayacağını bilelim. Çünkü bazı diğer hastalıkların da tedavisini yapıyoruz. Bursa benzer bir ilimiz. Yüzde 75.8 doluluk oranı, servis doluluk oranı 64.2. Bursa'da şehir hastanesinin varlığı var olan hastayı tedavi etmede büyük kolaylık sağlamakta. Bursa'da özellikle son üç günden bu yana azalış dönemine girdiğini söyleyebilirim.
"AŞI ÜCRETSİZ OLACAK"
Aşı için ücret alınmayacağını söyleyen Sağlık Bakanı Koca, "Aşıyı yaparken vatandaşımızdan herhangi bir ücret asla almayacağız. Riskli gruplara ücretsiz yapacağız. Vatandaşımız farklı bir aşıyı almak isterse onun önünü de üst limit koyarak eczanelerde satışına izin vererek açmış olacağız." dedi.
Aşı çalışmaları ne durumda
Dünyada faz 3 çalışmasına geçmiş epey aşı oldu. Toplamda 60 küsür aşının faz-1, faz-2 safhasında olduğunu, faz-3 safhasında da önemli miktarda aşı oldu. Bu aşılardan 2 tanesinin faz-3 çalışmaları Türkiye'de devam ediyor. Bir tanesi Pfeizer, bir tanesi de Snovak. İkisinin de faz çalışmaları devam ediyor. ikisinde de önemli, ciddi yan etkileri olmadığını söyleyebilirim. Erken dönemde uygulamaya geçecek aşılarla ilgili yakın takipteyiz.
Bir diğer aşı da Rusya'da geliştirilen aşı. O aşının da toksikoloji boyutuyla ilgili tamamlanması gereken bir durum söz konusu idi. Yakın zamanda laboratuvarımızda çalışma başlamış olacak. Dolayısıyla faz-3 çalışmasını devam ettirmek mümkün olacak.
Bu aşıların, yani vatandaşımıza uygun bulduğumuz aşının etkinlik ve güvenilirliğini önemsiyoruz. Etkin ve güvenilir olduğunu bildiğimiz aşıları erken dönemde tedarik ederek vatandaşımızla buluşturmak istiyoruz. Bizim bu dönemde Snovak dediğimiz inaktif aşıyla diyaloglarımız devam ediyor. Bir sözleşme yapıldı. Aralık, ocak ve şubat ayında bir sorun olmazsa yapılan sözleşme ile 50 milyon aşı için imza atıldı.
Aralık ayında asgari 10 milyon olmak üzere, ama 20 milyon hedefliyoruz. Ocak ayında 20 milyon. MRNA aşısı için de aralık ayında 1 milyon, devamında da 25 milyona kadar aşının verilebileceği şeklinde görüşmelerimiz devam ediyor. Rusya ve diğer aşılarla da irtibat halindeyiz. Önemli olan, çok erken dönemde güvenilirliğini ve etkinliğini bildiğimiz aşılarla başlayalım istiyoruz.
Muhtemelen 11 Aralık gibi bu aşı takvimi başlanabilir diyebilirim, bir aksilik olmazsa. Yerli aşılarla ilgili inaktif olan 4 tane aşımız var. 1 tanesi faz çalışmasına geçti. 44 gönüllü vatandaşımıza yapıldı, herhangi bir sorun görülmedi. En geç nisan ayında uygulamaya geçeceğimizi düşünüyorum. Birden fazla yerli aşımız olacak.
Yeni kısıtlamalar olacak mı?
Geçen hafta sonu başladı kısıtlamalar. Ortalama 2 hafta içerisinde sonucu değerlendirmek mümkün olur. Dolayısıyla şu an değerlendirmek için erken. Önümüzdeki hafta bu kısıtlamaların pandeminin seyrini nasıl etkilediğini görmüş olacağız. Ona göre de ilave tedbir alınıp alınmaması gerektiği öneri olarak sunulmuş olacak. 'Biz hafta sonu 20 ile sabah 10 arası sokağa çıkma yasağı olacak' demiş olsaydık aynı algı olmazdı. Ama aslında olan buydu. Bu, gerektiğinde daha da genişletilebilir. Gelecek hafta Bilim Kurulu'nda zaten değerlendirmiş olacağız. Önemli olan vatandaşımızın bireysel olarak hassasiyetle uymaları gerektiğidir.