Pek çok dizi ve filmde rol alan 59 yaşındaki Billur Kalkavan, akciğer kanserine yakalandı.Bir süredir gözlerden uzak bir şekilde tedavi gören başarılı oyuncu, saçlarını kazıttı.Kalkavan ile birlikte objektif karşısına geçen yönetmen ve oyuncu Hamdi Alkan, "Billur Kalkavan’a acil şifalar diliyorum." ifadelerini kullandı.Alkan "Güzel yüreğin ve enerjin bu hastalığı yenecektir Billur’cuğum... Daima yanındayım." sözleriyle arkadaşına destek olmuştu.Özel bir hastanede tedavi gören Kalkavan'ın bu süreçte en büyük destekçisi kendisi gibi oyuncu olan sevgilisi Buğra Bahadırlı.Kalkavan, sevenlerinden gelen "Geçmiş olsun." mesajlarının ardından açıklama yaptı.Kalkavan "Ocak ayında COVID olmuştum. Ayakta atlattım. Ama sonrasında nefesimde bir sıkıntı oldu. Nefes alırken içim sıkışıyordu." ifadelerine yer verdi.Kalkavan "Oysa ben sigara bile içmem. Hatta nezle dahi olmazdım. ‘COVID hasar bırakıyor’ diyorlardı, ben de öyle sandım." diye konuştu. Kalkavan "Doktora gittim ve bir film çekildi. Süreç öyle başladı. Ameliyat yerine kemoterapiyi uygun gördüler. Şimdi üçüncü kemoterapiyi alacağım." dedi.Kalkavan "Tedavi sürecim çok iyi gidiyor. Koç Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi oluyorum. Bir anlamda koronaya müteşekkirim, hastalanmasam belki de kanseri çok daha geç fark edecektik.” ifadelerine yer verdi.Billur Kalkavan, bu süreci “yeni bir başlangıç” olarak gördüğünü söyledi. “Bende de hata vardı, son dönemde kendimi ihmal etmiştim” diyen Kalkavan "Ama bu benim için yeniden doğuş." dedi. Kalkavan "Yeni bir başlangıç. Kendimi doktorlarıma emanet ettim. İnsanlara da tavsiyem, internete girip bakmasınlar, hekimlere güvensinler.” diye konuştu. Kalkavan, "Hamdi Alkan’ım ziyaretime geldi ve izin istedi, 'Paylaşabilir miyim?' diye." ifadelerini kullandı. "Beni bu kadar sevdiğinizi bilmiyordum vallahi" diyen Kalkavan "Çok mutlu oldum, Allah razı olsun. Ben fotoğrafı biraz düzelttim ama kusura bakmayın." dedi.Hastalığıyla gündeme gelen Kalkavan tek bir istekte bulundu. Ünlü oyuncu, "Lütfen aramayın, mesaj atın. Çok yoruluyorum." ricasında bulundu.Psikoloji dersleri aldı: Kalkavan, liseyi Amerika'da tamamladı. UCLA Üniversitesi'nden psikoloji dersleri aldı. Sinemadaki ilk rolünde, 1969 tarihli "Ayrı Dünyalar adlı" filmde, Erol Taş'ın canlandırdığı kötü adam tarafından fidye için kaçırılan bir çocuğu canlandırdı. Görmedim: Kalkavan, çocukluk yıllarını ve ailesini konuk olduğu programda "Benim babam sofra kurallarına inanılmaz önem veren bir adamdı. Hayatımda bu kadar sofraya dikkat eden bir adam görmedim." diyerek anlatmıştı. Tıraş olup gelirdi: Kalkavan "Mesela ‘baba ben sınıfta kaldım’ desem ‘seneye geçersin’ derdi. Ama kolunu sofraya koyduğum zaman kızardı. Sofraya oturmadan önce traş olup gelirdi. Ev için dikilmiş özel kıyafetlerini giyerdi." demişti.İyi ki de yapmış: "Bu kadar sert kuralları başka hiçbir arkadaşımın evinde görmedim" diyen Kalkavan "İyi ki de yapmış! Çünkü ben hayatta öğrendiğim birçok şeyi o sofrada öğrenmişim şimdi anlıyorum, muhabbet ederdik çünkü…" diye konuşmuştu. Babam bir şey demedi: Kalkavan "Oxford Felsefe mezunuydu. Babam konuşmasın da kim konuşsun? Ben sanattan, edebiyata birçok şeyi babamdan öğrendim. Ayaklı kütüphane gibiydi… Liseye giderken kaldım, babam bir şey demedi. Amerika’ya gittim orada bitirdim. Çünkü sevmiyordum okula gitmeyi." ifadelerine yer vermişti.Çok tacize uğradım: Kalkavan "Ben hiçbir zaman okula gitmeyi sevmedim. Evde o kadar çok şey öğretiliyordu ki bir de okula gidip bir şeyler öğrenmekten sıkılıyordum. Okul hayatım boyunca çok tacize uğradım." demişti.Her türlü tacize uğradım: Kalkavan "Fiziksel, sözsel her türlü tacize uğradım. Çünkü 3 bin kişiydi Maarif Koleji (Kadıköy Anadolu Lisesi) o zaman bir tek ben sarışındım. Sınıfa doluşuyorlardı beni görebilmek için teneffüslerde dışarı çıkamıyordum, korkuyordum." diye konuşmuştu.Ailenin zenginliği dedemden gelir: Kalkavan "Bizim ailenin zenginliği dedemden gelir. Babama ‘armatör’ diyorlar ama asıl armatör dedemdir. Dedem 1990’de gelmiş İstanbul’a Fatih’e yerleşmiş sonra Beylerbeyi’ndeki o yalıyı almış." demişti.Hazıra dağ dayanmıyor: Kalkavan "Hatta babam derdi ki ’16 bin liraya almış’ şimdi herhalde yüzlerce milyon dolar ediyor. Ailede okuyan tek adam babam… Babam, dedemden kalan parayla hayatını sürdürdü. Çok para çaldırdı, kaptırdı! Bir sürü şirketi vardı hep başkalarına devretti. Vergi rekortmenleri listesinde olan bir adamdı babam. Tabii hazıra dağ dayanmıyor…" diye konuşmuştu.Tek farkım sorumlu biriyim: Kalkavan "Kendi gibi arkadaşları vardı, hayatı seven adamlardı. Zengin çocuğu olmak zor bir şey, hırs olmuyor insanda. Bende de hırs yoktur, ‘olmuyorsa olmaz’ işim olursa yaparım olmazsa da umursamam. Ben de hayatı yaşamayı seviyorum. Görüntü olarak anneme, karakter olarak babama benziyorum. Tek farkım sorumlu biriyim…" ifadelerine yer vermişti.Gecekonduya koydular: Kalkavan "Babamın iflas ettiği zamanı ben bilmiyorum onu annem bilir. Büyük bir zenginin parasız kalması bir fakirin yaşamı gibi değil. ‘Ihlamurlar Altında’ dizisinde bizim aile iflas ediyordu beni Gaziosmanpaşa’da bir gecekonduya koydular." demişti.Gaziosmanpaşa’da yaşamıyor: Kalkavan "Dedim ki ‘olmaz, mantık dışı’ tamam halk seviyor öyle ajitasyonu ama zenginin iflasını ben çok iyi biliyorum büyük bir yalından küçük bir yalıya taşınırsın. Zengin adam gidip iflas edince Gaziosmanpaşa’da yaşamıyor." şeklinde konuşmuştu. Sözümü geçirememiştim: Kalkavan "Küçümsediğim için söylemiyorum kimse yanlış anlamasın ama öyle değil o işler. Daha küçültürsün hayatını… O dönem sözümü geçirememiştim ama Gaziosmanpaşa’da da güzel zaman geçirmiştim. Benim hayattaki ana amacım keyif almaktır." diye konuşmuştu.Bir sürü hayalim var: Kalkavan "Ben her zaman özgürlüğü seçtim, evime haciz de geldi borçlandım da…. Bir sürü hayalim var birçok şey yapak istiyorum. Ev temizlemeye bayılıyorum. Ayda bir temizlik için birisi gelir onun dışında temizliğimi kendim yapıyorum. Sekiz kedimiz var onların yemekleriyle başlıyorum, evi sil, süpür, yemek yap bu şekilde geçiyor zaman…" demişti.