Lidyalılardan Anadolu insanına miras kalan Karadeniz'e özgü kazaziye sanatı, ince ipek ip üzerine 24 ayar saf altın ya da bin ayar saf gümüş tellerden örgü teknikleri kullanılarak sarılıp, takıya dönüşüyor. Osmanlı döneminde padişahların kaftanlarını süsleyen bu sanatı günümüze kadar getirerek evinde tespih ve takılar tasarladığını belirten halk eğitim merkezi usta öğreticisi Sonay Gök (54), 6 yıldır bunları kuyumcu, gümüşçü ve takı esnafının yanı sıra değişik Avrupa ülkelerine göndererek ev ekonomisine katkı sağlıyor. 3 Rum aile biliyor: Trabzonlu Gök, memleketinde öğrendiği yapımını sadece 3 Rum ailenin bildiği ve kimseye öğretmemekte direndiği, tamamen el emeğiyle, ince işçiliğe dayanan kazaziyenin yanı sıra kaytan sanatını da evindeki el tezgahında dokuduğu ipleriyle takılarına yansıtıyor. Köy kadınlarının yük taşıma amacıyla kullandığı bu iplerin günümüzde basit el tezgahlarında dokunarak, çeşitli takı aksesuarları, heybeler, masa, sehpa örtüleri, elbiseler, çanta sapları olarak kullanılabilecek bir duruma geldiğini söyleyen Gök, moda sektörüne giren bu sanatı geliştirmek için çalıştığını söyledi. Almanya ve Fransa gibi avrupa ülkelerine bu ürünleri gönderdiğini, kentte ise Verim Kadın İnisiyatifi İstihdam Çevre Kültür ve İşletme Kooperatifi ile Adana İş Kadınları Derneği aracılığla alıcı bulduğunu belirten Sonay Gök, "Bu iki sanattan herşey üretilebilir. Tesbih, kolye, bilezik, yüzük gibi takılar, örtüler, ayakkabı ve kıyafetlere kadar imkan olursa her türlü şeyde kullanılabilir. Bu sizin hayal gücünüze bağlı" dedi.Gök, sözlerinde şöyle dedi: " Kazaziye altın ve gümüşten yapıldığı için çok sağlam ve güzel ürünler. Kaytan da çanta sapları ile moda sektörüne girmiş durumda. Basit el tezgahlarında elle dokuyarak, geliştirerek bunları çeşitli takılara dönüştürüp bileklik, kolye, küpe gibi birçok çalışma yaptım""Fransa ve Almanya'da talep gördü" "Şu anda elimde çoğu yok; çünkü yurtdışına gönderdim. Fransa ve Almanya'da talep gördü. Oralarda özellikle kaytan ve kazaziyeyi birleştirdiğim takılar iyi satıldı. Adana'da da büyük ilgi görmeye başladı"Kazaziye sanatının günümüze gelişiyle ilgili hikayeyi de paylaşan Gök, şöyle konuştu: Kazaziye, Lidyalılar ile başlamış, Osmanlı'da devam edilmiş. Osmanlı padişahlarının kaftanlarını süslermiş. Eşlerinin tülbentlerinin kenarlarında şerit olarak ya da uçlarında püskül dediğimiz şekillerde kullanılırmış." "Öğrettikleri kişiye de yemin ettirirlermiş" "Günümüze gelindiğinde Trabzon'da bunu bilen 3 Rum aile varmış ve kimseye öğretmezlermiş bu sanatı. Yeminli sürgü denilen bir motif var. Bunun anlamı 3 aile bildiği için kolay kolay kimseye öğretmez, öğrettikleri kişiye de yemin ettirirlermiş. Bir de aşk düğümü denilen düğüm şeklinde bir motif var. Bu da sevgililerin birbirine düğüm düğüm dolanarak, ayrılmamalarını temsil ediyor."