Sadaka değil zam istiyorlar
Abone olEğitim çalışanları hükümeti protesto etti.. Gürkan Avcı insanca zam istedi.
Bağımsız Eğitimciler Sendikası Genel Başkanı Gürkan Avcı
hükümetin eğitim çalışanlarına yönelik ücret politikasını protesto
etti. İşte Avcı'nın açıklaması:
Toplu görüşmelerin bitmiş, uzlaştırma kurulunun kararlarını
açıklamış ve daha da ötesi Kamu İşveren Kurulu’nun kararını
açıklamış olmasına rağmen ortada somut hiçbir gelişme olmamıştır. 2
Milyon memurun 6 yıldır umutla takip ettiği toplu görüşmeler,
geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yılda toplu komediye dönüşmüştür.
Maalesef yetkili sendikalar hükümetin yazdığı senaryoda figüranlık
yapmaya devam etmektedir. Yetkili sendikaların söylemlerini
ortaklaştıramamasından ve iş bilmezliğinden faydalanan hükümet 2008
yılı için yüzde 2 + 2 gibi ciddiyetten uzak bir zam oranını kamu
çalışanlarına dayatabilmektedir. Sözde yetkili sendikalarla
gelinecek noktanın kamu çalışanlarının beklentilerinin çok altında
olacağı bu yılda belli olmuştur. Yani memurlar açısından maçın
sonucu; sıfıra sıfır elde var sıfırdır.
HÜKÜMET YETKİLİ SENDİKALARIN KEŞKÜLÜ FUKARALARINA YÜZDE 4
SADAKA ATMAKTADIR
Biz hükümeti anlamakta zorluk
çekmiyoruz. Hükümetin memurlara yeni hak ve kazanımlar vermesi
şöyle dursun, kazanılmış haklarımızı bile çok gördüğü ortadadır.
Zorluk çektiğimiz konu; Hükümetin bu tutumu karşısında yetkili
sendikaların ne işe yaradığıdır. Yetkili sendikaların görevi
hükümetin karşısında “cam kırmış çocuk” gibi oturmak mıdır? Toplu
Görüşme masası yerine, hükümetin kucağına oturan yetkili sendikalar
bu halleri ile adeta dilenciyi andırmaktadır. Yaşanan manzara şudur
ki; yetkili sendikalar hükümete keşkülü fukaralarını uzatmakta,
hükümette keşkülü fukaraya yüzde 4 sadaka atmaktadır.
MEMURLARIN YÜZDE 43’ÜNÜ OLUŞTURAN EĞİTİMCİLERDEN KİMSE
BAHSETMİYOR
Kamu çalışanlarının yüzde 43’ünü oluşturan eğitimcilerin daha iyi
çalışma koşullarına kavuşmasının, Toplu Görüşmelerde elde edilecek
olan haklarla gerçekleşeceği ortadadır. Fakat ne yetkili
sendikalar, ne de hükümet Toplu Görüşmelerde eğitim çalışanlarının
hiçbir sorununu gündeme getirmemektedir. Biz eğitimcileri diğer
kamu çalışanlarından ayırmıyoruz. Ama bilinen bir gerçek var ki,
kamuda en az ücret eğitim çalışanlarına verilmektedir. Bugün üç-beş
yıllık öğretmenin maaşı 900 YTL’dir. Çocuklarımızın ve ülkemizin
geleceğini emanet ettiğimiz öğretmenlerimize yoksulluğu geçtik,
açlık sınırında bir ücret reva görülmektedir. Dünyanın diğer
ülkelerindeki meslektaşlarımızla kıyasladığımızda,
öğretmenlerimizin eline geçen maaşın çok komik rakamlarla
yazıldığını görüyoruz. Bugün kamu işçilerinin maaş ortalaması
memurların 2.1 katına tekabül etmektedir. Kamuda “eşit işe eşit
ücret vereceğiz” vaadiyle bizlerden oy isteyen AKP’nin sözünde
durmasını bekliyoruz. Hükümetin adil davranmasını istiyoruz.
Eğitimcilerin aleyhindeki bu duruma son vermesini bekliyoruz.
450 YTL’LİK EĞİTİM ÖĞRETİM HAZIRLIK ÖDENEĞİNİ PROTESTO
EDİYORUZ
Yüzde 6 zamlanarak 425 YTL’den 450 YTL’ye çıkartılan eğitim öğretim
yılına hazırlık ödeneğini protesto ediyoruz. Öncelikle şunu
söylemeliyim ki, çocuklara verilen bayram harçlığı kabilindeki 25
YTL’lik zam gülünç bir miktardır. Öğretmenin bu parayla yeni bir
eğitim yılına hazırlanabilmesi, ihtiyaçlarını tamamlayabilmesi
mümkün değildir. Yeni bir eğitim öğretim yılının heyecanını
yaşamaya başlayan öğretmenlerimizin morali bu kötü haberle şimdiden
bozulmuştur. Sayın bakan bilmelidir ki, 25 YTL’lik zam hiçbir
sorunun çözümüne yardımcı olamaz. Kaldı ki; yalnızca öğretmenlere
verilen eğitime hazırlık ödeneğinin eğitim kurumlarında görev yapan
tüm eğitim çalışanlarına ödenmesini gerekmektedir. Bu ödenekten tüm
üniversitelerin akademik ve idari personeli, YÖK, Yurt-Kur ve ÖSYM
çalışanları da yaralanmalıdır. Eğitim kurumlarında kimsenin üvey
evlat muamelesi görmesini istemiyoruz.
ÜLKENİN BÜYÜME ORANINDAN PAY İSTİYORUZ
Hedef enflasyon oranı kadar memura zam vermeyi maharet zanneden
hükümet, enflasyonun hedeflenen orandan daha yüksek çıkması
durumunda aradaki farkı “lütfeder” gibi vererek kamuoyunda puan
toplamayadır. Enflasyon farkı zaten bizim hakkımızdır. Kaldı ki,
ülkemizin her yıl yüzde 8, 9, 10 gibi oranlarda büyüdüğünü övünme
vesilesi yapan özellikle maliye bakanının bu büyümeden biz
memurlara paylarımızı vermesini de istiyoruz. Eğer Türkiye büyüyor
ve gelişiyorsa ki sayın Unakıtan öyle söylüyor; bu büyümede büyük
emekleri geçen eğitimciler olarak hakkımızı ve payımızı
istiyoruz.
HAZIRLIK ÖDENEĞİ 500+500 YTL OLMALIDIR
Bu nedenle hükümet ek ders ücretini 5 YTL'den, 10 YTL'ye çıkarmalı,
eğitim döneminin başında yalnızca öğretmenlere verilen "hazırlık
ödeneği" yılda iki kez olmak üzere tüm eğitim çalışanlarına 500+500
YTL olarak ödenmelidir. Hükümet izleyeceği sosyal ve ekonomik
politikalarla eğitim çalışanlarının refahını ve toplumsal itibarını
yükseltmelidir.