Saç dökülmesi tehlike sinyali
Abone olSaçların dökülmeye veya kırılmaya başlaması sadece güzellik değil sağlık için de tehlike sinyali olabilir.
Acıbadem Bakırköy
Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Yeşim Tekin, çok iyi bakılmasına
rağmen bazen saçların dökülmeye başladığını söylüyor ve " İşte o
zaman bir panik yaşanıyor. Bu durumda akla gelen ilk soru; “hepsi
dökülecek mi?” oluyor. Oysa her dökülme karşısında endişe etmenize
gerek yok. Çünkü saçlar her 4 yılda bir yenileniyor"
diyor.
Saç teli vücudun diğer kılları gibi “büyüme, geçiş, dinlenme” olmak üzere üç aşamadan geçiyor. Saç telinin kaybı bu dönemlerin herhangi birinde olsa da, sıklıkla dinlenme fazında meydana geliyor. Saç tellerinin yüzde 85'inin büyüme fazında, yüzde 15' inin dinlenme fazında olduğunu belirten Acıbadem Bakırköy Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Yeşim Tekin, saç döküllmesisi ve bu sorunun ne zaman ciddiye alınması gerektiği konusunda şu bilgileri veriyor:
GÜNDE 50-100 ADET SAÇ KAYBI
NORMALDİR
Günde ortalama 50-100 adet saç
telinin kaybı normal sınırlarda olduğundan endişe etmemek
gerekiyor. Ancak kişinin saç yoğunluğu çevresindekiler tarafından
fark ediliyorsa, bu toplam saçın yüzde 25'lik kısmında kayıp olduğu
anlamına geliyor. Bu durumda günlük saç kaybı 100-200 adedi
bulduğundan, hekime başvurma zamanının geldiğini gösteriyor.
Saçları dökülmeye başlayan kişilerin doktorlardan öğrenmek istediği ilk şey saç dökülmesinin kalıcı olup olmayacağıdır. Çünkü kalıcı saç dökülmeleri tedavi edilmediği takdirde saç kaybı giderek artıyor. Hatta bazen tedavi uygulansa bile saç kaybı devam edebiliyor. Kalıcı dökülmelerin bir kısmı saçlı deride harabiyet yaparak belli bir alanda iz bırakabiliyor.
Dr. Yeşim Tekin,
saç kaybının başlıca nedenlerini şöyle sıralıyor:
Bazı genetik hastalıklar, radyasyon, termal ve kimyasal yanıklar,
mekanik travma, tümörler, bazı enfeksiyonlar (frengi, cüzzam,
mantar, zona), bazı cilt hastalıkları (liken, lupus vb.)
KADINDA VE ERKEKTEKİ DÖKÜLMELERİN
YÜZDE 95'İ ERKEK TİPİ
Kalıcı saç
dökülmelerinin hatta tüm saç dökülmelerinin büyük bir kısmı saçlı
deride harabiyet yapmayan ve “androjenik” olarak adlandırılan
genetik veya erkek tipi dökülmeden kaynaklanıyor. Bu da kadın ve
erkeklere ait tüm saç dökülmeleri içinde yüzde 95'lik kısmı
oluşturuyor. Saç dökülmesinde; genetik yatkınlık, yaş ve androjen
düzeyleri belirleyici oluyor. Anne ve kız kardeşte benzer saç
dökülmesi varsa tedavisi daha güç hale geliyor. Bu tipte saçlar
giderek incelerek sert kıllardan yumuşak-ince tüylere dönüşüyor. Bu
durum bazı psikolojik problemlere neden olabileceği için erken
başvuru ve tanı önemli. Tedavisinin ise mutlaka doktor kontrolünde
yapılması gerekiyor. Saçlı deride hormon dönüşümünü sağlayan
ilaçların ya da incelmiş saç kılının çapını artıran losyonların
lokal uygulanması söz konusu olabiliyor.
İLAÇ TEDAVİLERİ KISIRLIĞA YOL
AÇMAZ
Tabletle tedavinin yaygın yanlış kanının
aksine kısırlık gibi bir yan etkisi yok. Sadece yüzde bir oranında
libido azalmasına yol açabiliyor ancak bu etki de geçici. Bir süre
sonra azalan libido yerine geliyor. Büyük oranda saç kaybı yaşanan
kişilerde, bir başka seçenek, saç ekimi. Saç ekimi yöntemlerinin
başarılı olabilmesi için çok büyük alanlarda dökülme olmaması
gerekiyor. Kadınlarda bu tip saç dökülmesi görüldüğünde tıbbi
olarak da müdahale ediliyor. Bu kadınların mutlaka hormon
düzeylerine bakılıyor gerekiyorsa doğum kontrol hapı ve
antiandrojenlerle tedaviye geçiliyor.
BAZI DÖKÜLMELERİN GERİ DÖNÜŞÜ
MÜMKÜN
Geri dönüşlü saç dökülmeleri büyüme
veya dinlenme fazında meydana gelebiliyor. Büyüme fazındakiler
aniden ortaya çıkıyor. Bu tip dökülmelerinin nedenleri arasında;
kemoterapi ilaçları, kolçisin, haşere ilaçlarıyla zehirlenme, ileri
derecede açlık, radyasyona maruz kalma geliyor. Saçların yüzde 90'ı
haftalar içinde kaybediliyor ancak neden ortadan kalkınca
kendiliğinden düzeliyor.
Dökülmeye neden olan sebebin ortaya çıkışından yaklaşık 2-5 ay sonra dökülme yoğunlaşıyor. Bu tip şikayetlerle gelen kişilerde uzmanlar, dökülmelere neden olabilecek pek çok faktörü sorguluyorlar. Bunlar; yüksek ateş, tifo, AIDS benzeri enfeksiyonlar, ilaçlar (pıhtılaşma önleyiciler, hormonlar, lipid düşürücüler, epilepsi ilaçları, düşük doz kemoterapötikler, ağır metaller, tiroid ilaçları, A vitamini vb.), hormonal değişimler (doğumdan sonra 2-4. ayda, doğum kontrol haplarının başlanması veya bırakılması, tiroid hastalıkları vb.), yeme bozuklukları, emilim sorunları, demir eksikliği, çinko/biotin eksikliği, fiziksel stres (kaza, ameliyat vb.), emosyonel stres (boşanma, yakın kaybı, savaş vb.)… Bu tip dökülmeler de, nedenin ortadan kalkmasıyla birlikte geri dönüşlü oluyor.
SAÇLARINIZI İKİ GÜNDEN FAZLA KİRLİ
BIRAKMAYIN
Günlük saç kaybının 150 telden
fazla olması nedeniyle endişelenen hastalar sıklıkla saçlarını
yıkamaktan kaçınıyor. Oysa kirlenen ve yıkama süresi 2 günden daha
uzun olan saçlar yıkandığı zaman neredeyse 2 günlük döküleceği için
daha endişe verici olabiliyor.
NELERE DİKKAT
ETMELİ?
Saçlar yumuşak bir şekilde günaşırı
yıkanmalı. Çekerek kopmaları önlemek amacıyla şampuandan sonra krem
uygulanmalı. Dökülmeyi artırdığı için eşlik eden egzama gibi
sorunlar, mutlaka tedavi edilmeli. Yapılan testlerde yolunda
gitmeyen bir durum tespit edilirse düzeltilmeli, eksik vitamin/
mineraller takviye edilmeli. Buna rağmen iyileşmenin 6 aya kadar
uzaması mümkün. Test sonuçları doğal sınırlarda olsa bile jelatin,
keratin, darı ekstresi, biotin, çinko, çeşitli vitaminler içeren
tabletler kısmen de olsa faydalı olabiliyor. Ancak hepsinin doktor
kontrolünde alınması gerekiyor.
Kaynak: ntvmsnbc