Saç dökülmesi kabusuna son verin
Abone olSaç dökülmesinde de erken tanının mümkün olduğunu belirten uzmanlar dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dermatoloji
Ana Bilim Dalı öğretim üyesi ve Saç Hastalıkları Birimi Sorumlusu
Prof. Dr. Server Serdaroğlu, saç problemlerinin tespitinde
kuaförlere büyük görev düştüğünü bildirdi.
Prof. Dr. Server Serdaroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, saç
hastalıklarının genetik, doğumsal anomaliler, saç derisini tutan
deri hastalıkları, halk arasında saçkıran olarak bilinen nedenlerin
yanı sıra kansızlık, stres, beslenme problemi, menopoz ve guatr
gibi hastalıklardan kaynaklandığını söyledi.
Erkeklerin yaklaşık yüzde 70'i, kadınların ise yüzde 40'ının
hayatları boyunca bu hastalıktan mutlaka bir kez etkilendiğini
belirten Prof. Dr. Serdaroğlu, B12 vitamini, folik asit veya çinko
eksikliği veya başka hastalık nedeniyle alınan tiroid ilaçları,
tansiyon, kolesterol düşürücüler, antidepresanların da saç
dökülmelerine yol açabildiğini kaydetti.
Saç dökülmelerinin başka hastalıkların belirtisi olabileceğine
işaret eden Serdaroğlu, ''Bazen hasta 'saçım dökülüyor' diye gelir,
aslında hastanın guatr sorunu olduğu ve bunun dökülmeye yol açtığı
anlaşılır. O zaman guatr tedavisine yönlendirilir'' dedi.
Saç dökülmelerinde erken tedaviye başlamanın çok önemli olduğuna
işaret eden Serdaroğlu, deride bir hastalık, dökülme veya saçlı
deride bir değişim olup olmadığını saçı ve saçlı deriyi çok
yakından gören kuaförlerin çok rahat izleyebildiklerini
vurguladı.
Serdaroğlu, bu durumlarda bazılarının ürün satarak veya gereksiz
bir iyi niyetle çeşitli karışımlar önererek kişiyi oyaladığını
anlatarak, ''Saçta problem olduğunu ilk fark edenler kuaförler. Bu
bakımdan onlara büyük görev düşüyor. Bu durumda kuaförlerin görevi
onları tedavi etmeye çalışmak veya ürün satmak değil, derhal
doktorlara yönlendirmek. Aralarında doğru yapanlar var onları
kutluyorum'' dedi.
Saç dökülmelerinde bilgisiz, eğitimsiz insanlar tarafından çeşitli
merkezlerde tedaviler uygulandığını dile getiren Serdaroğlu,
''Asit, katran, benzin gibi maddeler kullanılarak hazırlanan
karışımlar var. Sarımsak, soğan, sirke kullanılıyor. Bu tür kötü
kokulu maddelerle saç derisini tahriş etme gibi çok eski yöntemler
bilgisiz, eğitimsiz insanlar tarafından kullanılıyor'' diye
konuştu.
Serdaroğlu, insanları kobay olarak kullanmanın tıp etiğine aykırı
olduğunu, bu süreçlerin insanlara zaman kaybettirdiğini
vurgulayarak, şöyle devam etti:
''Önemli olan erken dönemde yakalanabilecek bir deri hastalığı
tedavi edilebilirken veya ilerlemesi durdurulabilecekken o
oyalamalar sırasında gecikiliyor. Çok sayıda saç kaybı veya alan
kaybı oluşuyor, sonra bize geldiğinde hasta bizim yapabilecek çok
şeyimiz kalmıyor. Saç hastalıklarında geçmişe dönük kayıpları
gidermenin her hastalık için geçerli olmuyor. Onun için de erken
tedaviye başlamak çok önemli.''
Erkek berberlerine yönelik 10 yıl önce eğitim konuşması yaptığını,
onların yönlendirmesiyle birçok hastanın geldiğini anlatan
Serdaroğlu, ''Kadın ve erkek kuaförlerinin sık sık
bilinçlendirilmesi gerekir. Onlardan çok faydalanılacağına
inanıyorum. Onları bir kenara atmadan ortak bir şey yapılıp
eğitimlerine katkıda bulunulabilir. Onlar saçın kozmetiğiyle, biz
sağlığıyla ilgiliyiz. Bu aranın karışmaması lazım'' diye
konuştu.
HASTA GRUBUNUN YÜZDE 70'İ KADIN
Prof. Dr. Server Serdaroğlu, saç dökülmeleriyle ilgili hasta
grubunun yüzde 70'inin kadın olduğunu ifade ederek, erkeklerin saç
dökülmesini daha fazla ihmal edebildiklerini belirtti.
Erkeklerin 18-20 yaşlarda saç dökülmesini önemseyerek doktora
başvurduklarını, 30'lu ve 40'lı yaşlarda saç dökülmesini
kabullenerek tedaviyi ihmal ettiklerini dile getiren Serdaroğlu,
''Ancak kadınlar için böyle değil. Her zaman için saç çok değerli
bir organ veya süs. Saç dökülmesi kadınlarda obsesyon veya takıntı
halinde. Kadınların kaybetmeye veya zarar görmesine hiç
dayanamayacakları iki şey var. Çocukları ve saçları. Diğerleri
sonra geliyor'' dedi.
Saç dökülmesine karşı uygulanan tedavinin uzun sürdüğünü ve sabır
gerektirdiğini vurgulayan Serdaroğlu, kafa derisinin tahrip olması
halinde saçın tekrar çıkmadığını, ancak semptomatik dökülmelerde
tedavi ile saçın yeniden çıkabildiğini belirtti.