Sabrın da sınırı var uyarısı
Abone olYargıtay Başkanı, adli yılın konuşmasında önemli bölümünü teröre ayırdı.
Yargıtay Başkanı Osman Arslan Cumhuriyet'in temel niteliklerine herkesin sahip çıkması gerektiğini belirterek, “Cumhuriyeti, Atatürk ilke ve inkılapları ile Cumhuriyetin kazanımlarını korumak konusunda her kurum ve her yurttaş kendisini görevli saymalıdır” dedi.
Adli yıl açılış konuşan Arslan, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik laik ve sosyal bir hukuk devleti olduğunun altını çizerek Anayasa'da Cumhuriyet'in niteliklerinin açıkça belirtildiğini vurguladı. Arslan aynı zamanda devletin bu niteliklerinin değiştirilemez olduğunu ve değiştirilmesinin teklif dahi edilemeyeceğini kaydetti.
HAKİMLERE YARGILANMA YOLU AÇILMALI
Yargıtay Başkanı Arslan konuşmasında, haksız eylemde bulunan ve suç işleyen hakimin doğrudan sorumlu olduğunu belirterek hakimlere yargılama yolunun açılması gerektiğini şu sözlerle ifade etti:
“Yargılayan kişi de olsa suç işleyenin sonucuna katlanması gerekir. İşlenen suçtan dolay ceza ve disiplin sorumluluğu kişisel olduğuna göre bu eylemlerden doğan hukuki sorumluluk da kişisel olmalıdır. Hakim aleyhine tazminat davası doğrudan açılmalı ve hakim birincil sorumlu olmalıdır.”
”TERÖR ACISI YAŞAYAN TÜRK MİLLETİNİN SABRININ SINIRI VAR”
Yargıtay Başkanı Osman Arslan, terörün bir insanlık suçu olduğunu belirterek, terörün dış destekli boyutuna dikkat çekti. Arslan, “Sabırlı ve hosgörülü Türk Milletinin sabrının bir sınırı olduğu da unutulmamalıdır” dedi.
Osman Arslan, son kez yaptığı Adli Yıl açılış konuşmasında yargının sorunlarının yanı sıra, terör ve sivil anayasa tartışmalarıyla sık sık gündeme gelen “egemenlik, kuvvetler ayrılığı” gibi konulara değindi.
Osman Arslan, Yargıtay'ın yurt genelinde adaleti tesis etmenin yanı sıra “demokratik,laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nin üniter yapısını, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü” koruma görevi olduğunu söyledi. Arslan, demokratik rejimlerde hak ve özgürlükleri korumak için bazı önlemlerin alınmasına ihtiyaç duyulduğuna vurgu yaparak, yasama, yürütme ve yargı erklerinin birbirinden ayrılma süreçlerine değindi. Arslan, “Demokrasiye geçişle, bu erklerin bölünerek birbirinin yanında ve birbirinden bağımsız olarak çalışması ilkesi benimsenmiştir” dedi.
Arslan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Anayasa'nın açık hükmü, kuvvetlerin çatısmasını değil, uyumlu çalışmasını zorunlu kılmaktadır. Anayasada Cumhuriyetin nitelikleri açıkça belirtilmiştir. Devletin bu nitelikleri değistirilemez ve değistirilmesi teklif dahi edilemez. Cumhuriyetin temel niteliklerine herkes sahip çıkmalı; Cumhuriyeti, Atatürk ilke ve inkılapları ile cumhuriyetin kazanımlarını korumak konusunda her kurum ve her yurttaş kendisini görevli saymalıdır.”
TERÖRLE MÜCADELEDE ORTAK MÜCADELE ZORUNLU
Yargıtay Başkanı Arslan, bütün dünyada terörün insan hakları ve demokrasi için bir tehdit oluşturduğunu belirterek, “Terörün doğrudan hedefi insandır, insanların yaşama hakkını ortadan kaldırmaktır” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Terör bir insanlık suçudur. Teröre karsı bireylerin, kurum ve kuruluşlar ile tüm devletlerin mücadele ederek birlikte davranmaları bir zorunluluktur. Bugün bazı devletlerin doğrudan ve dolaylı olarak teröre destek verdikleri bilinen bir olgudur. Terör örgütlerinin kullandıkları araç, gereç, silah ve mühimmatın devletlerin tekel ve denetiminde olduğu yadsınamaz bir gerçektir. Terörle mücadelede bütün devletlere görev düşmektedir. Devletler silah ve mühimmatın terör örgütlerinin eline geçmesini önleyici tedbirleri almak zorundadırlar.Bu önlemleri almamak, teröre açık destek vermekle eşdeğerdir.
Ancak teröre destek veren ülkeler bu silahların bir gün kendilerine çevrilebileceğini bilmelidirler. Bugün terörün acısını derinden yasayan ülkemiz, bunun üstesinden gelecek güce fazlası ile sahiptir. Sabırlı ve hosgörülü Türk Milletinin sabrının bir sınırı oldugu da unutulmamalıdır.
Yerindeliği kanıtlanmış bir atasözümüzde vurgulandığı üzere, ‘silahın sahibine sadakati yoktur'.
HUKUK DEVLETİNDE TERÖRLE MÜCADELE ZOR
Teröre doğrudan ve dolaylı destek veren ülkelerin uluslararası sözleşmelere ve uluslararası hukuka uygun davranmalarını bekliyoruz. Ülkemizde gerici ve bölücü terör dış destekli olarak varlığını sürdürmektedir. Teröre karşı mücadele ülkemizin en doğal ve meşru hakkıdır. Hukuk devleti olarak terörle mücadelenin zorluğu bilinmektedir. Devletimiz hukuk kurallarından vazgeçmeden terörle mücadeleyi sürdürmektedir ve sürdürecektir. Silahlı kuvvetlerimiz ile güvenlik güçlerimiz terörle mücadelede üstün çaba ve gayret göstermektedirler. Ancak bu konuda diğer kuruluşlarımıza ve yurttaşlarımıza da görevler düşmektedir. Daha güzel bir dünyada ve ülkede yasamak istiyorsak; terörü bitirmek için, herkes görevini eksiksiz yerine getirmelidir.”