Sabancı`dan seçmeler
Abone olKalplerde "Sakıp Ağa" olarak yer alan Sakıp Sabancı'nın gündemi yakalayan konuşmalarından örnekler...
İşadamı Sakıp Sabancı, renkli kişiliğinin yanı sıra, sözünü
esirgemeyen bir yapıya da sahipti. Gündemdeki konuları, kendine
özgü bakış açısıyla ele alır, kimi zaman da çok sivri sözler
etmekten çekinmezdi. Kalplerde ``Sakıp Ağa`` olarak yer edinen
Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sakıp Sabancı, çeşitli
platformlarda yaptığı konuşmalarla ülkenin güncel sorunlarına
dikkat çekti. Bu konuşmalardan bazı kesitler şöyle: ``200 milyar
dolar borcumuz var. 200 milyar doları harcadık. Bir elimizde 200
milyar dolar var, öbür elimizde ne var. Üçün biri var be... -Güven
var mı, istikrarlı mı? Neden yabancı sermaye gelmiyor?
Yatırımcılarımız neden yurtdışına yatırıma gidiyorlar? Senin
Ahmet`in, Mehmet`in, Meral`in buradan oraya giderken, Corç gelir
mi? -Testiyi kırmak çok kolay, testiyi öyle kırdık ki ağır oğlu
ağır... Elin oğlu sana güvenini kaybetmiş. Yabancı sermaye gelsin
diyorsun eldekiler kaçıyor. -Türk`ün imajına bak. Parayı
çıkarttığınız zaman 0...0 bu para itibarlı mı? Dünyada kişniyor mu
bir Alman Markı bir İsviçre parası gibi? -FENERBAHÇE- -(Fenerbahçe
bu yıl şampiyon olacak mı?) Bu iyi, güzel bir haber. Bak yüzüm
gülmeye başladı. Fenerbahçe nasıl ki başarılı, Türkiye de onun gibi
başarılı olacak. -Bu memlekette vergiyle tanışmadan yaşayan
insanlar var. Hem lüks yaşama devam edecek, özel teyyareler, yatlar
içinde ve bizim vergi tarafı fukara duracak. -Ek vergiye uyacağız.
Vergiden kaçmıyoruz, yanındayız, vereceğiz zaten. Vergiden dönenin
kaşığı kırılsın. Ama vergi lütfedenden değil, herkesten alınsın.
-Seçim rüzgarına kapılıp da yanlışlıklar yapmayalım. -Ben Vehbi
Koç`un oğlu gibi kendimi hissediyorum. Onu bir üniversite olarak
kabul ediyorum. Ondan dersler alıyorum. Kitaplarımda ondan da
bahsediyorum. -(Şubat 2001 krizi) Hepimiz 3-4 gün içinde
varlığımızın, gücümüzün yüzde 40`ını yitirdik. -Umutsuzluk ve moral
bozucu günler olabilir. Fakat bundan kurtulmak görevimizdir. Bunun
arkasında ezilip bir köşeye çekilmek yanlıştır. Çalışacağız.
Türkiye`nin meselesini Türkler iyi yapacak. -Teşhir etmek iyi
olmadı. İşinize geldiği zaman Susurluk`un üstünü örtmüyor musunuz?
Madem ki orada bu kadar basiretlisiniz, neden MGK`da olanları
ortaya çıkarıyorsunuz. -BU PLAĞI BİLİYORUZ- -Biliyoruz ki bu tren
raydan çıktı. Vagonlar üst üste vurdu. Bu plağı biliyoruz. Kaç kere
başımızdan geçti, boyutları farklı olarak yaşamıştık. Bu seferki
ekstremin de ekstremi oldu. 2 kişi arasında 65 milyon yanıyor.
Fatura anormalin anormali büyüyor. Diyorum ki, bir an evvel, bir
saat bir dakika evvel, bu havayı dağıtmak için yollara çıkılmalı.
Vatanımız, memleketimiz bizden bunu bekliyor. -Tanrıya,
üniversitenin temelini bir gün atabilir miyim, açar mıyım, rüyam
bir gün gerçekleşir mi diyordum. Şükürler olsun bugün açtık.
İnşallah Sabancı Üniversitesi`nin bu gençlerini dünyanın her
yerinde göreceğiz. Bu gençler dünyanın her yerine Türk`ün bayrağını
dikecek. Dünyanın birçok yerinde İstiklal Marşı`nı, Türk`ün
yüceliğini gösterecek. -Tanrı`ya şükürler olsun, nereden başladık,
nereye geldik. Bu öykü, yalnız Sabancı öyküsü değil, Türkiye`nin
öyküsüdür. Sene 1921. Rahmetli babam Hacı Ömer Sabancı, Kayseri`nin
Akçakaya köyünden, işini bulmak için, Adana`ya yürüyerek 9 günde
gitmiş. Otobüse binecek parası yoktu. Tanrı yardım etmiş, çalışmış,
netice itibariyle minik minik alım satım, arkasından atölyeler,
fabrikalar, Sabancı Topluluğu Adana`dan taşmış. -İstanbul`a
rahmetli Özal`ın zorlamasıyla geldik ama Adana`yı hiç unutmadık.
Adana bağrımızda duruyor, orada faaliyetlerimiz devam ediyor.
-Tanrı`ya şükürler olsun, Amerika nere, Güney Amerika nere...
Oralara varmak cüretkar işi. Ama biz kendimize güveniyoruz. Türk
insanının kıvrak davranışlarına, başarılarına öyle güveniyoruz ki,
nasıl Avrupa`da hayırlı işler yaptık, burada da onları yapacağız
diye yoldayız. -Dünyanın kimya konularında bir numaralı ismi olan
Dupont, bizimle bu konuda yarı yarıya ortaklıklığa (peki) demiştir.
Bu kolay laf değil, altı çizilecek laftır. -Gümrük duvarının
arkasına saklan, mal sat, artık geride kaldı. Şimdi ne mal
üreteceksek, dünya için üreteceğiz. Lastik mi, otomobil mi, tekstil
mi? Bu rekabetçi koşullarda, fiyatı, kalitesi ve servisi ile
başarılı olacağız. -Biz yalnızca dünya kalitesinde tekstil,
otomobil, lastik değil, biz insanı da dünya kalitesinde üreteceğiz.
Sabancı Üniversitesi`nden çıkan genç, dünyanın her yerinde gidip
müdür olabilir, her yerinde iş yapabilir. FABRİKALARA GÖZÜM
DOYMUYOR -Fabrikalar, sosyal binalar, liseler, üniversite, müze
yapmakta, gençleri yüreklendirmekte gözüm doymuyor. Gece gündüz
daha başka birşeyler yapayım diyorum. Bu gece gidip döşeğime yattım
mı, tanrıya şükrederken, sabah bir an evvel uyansam da, koşsam,
varsam da bu duygularla şunun şunun şalterine bassam diyorum. Gözüm
doymuyor, açım. -Koalisyonu oluşturan partilerin liderleri
istediklerinde bir gün içinde kanun yapabiliyor. Cumhurbaşkanı
imzalıyor iki saat sonra Resmi Gazete`de çıkabiliyor. İsterlerse
hızlı bir şekilde iş yaparlarmış bunu ispatladılar. Bunu ispat
edenlere diyorum ki, Allahınızı, dininizi severseniz, vergiyi daha
akıllı hale getirmenin yanında özelleştirmeyi de, şu yaptığınız
kanun gibi yapın. -Kitaplarımın Milli Eğitim Bakanlığı tarafından
öğretmen ve öğrencilere yararlı eserler olarak tavsiye edilmesi
beni çok mutlu etti. Bu yüzden ömrüm oldukça deneyimlerimi
aktarmaya, yüreğimi açmaya, duygu ve düşüncelerimi başkalarıyla
paylaşmaya devam etmek istiyorum . -Başarılı olup olamadığıma
başkaları karar verecek. İsmim ne kadar yaşarsa, bu benim başarımın
ölçüsü olacak. Ama ben mutluyum. Hayatımda başarıyı tattığım için
mutluyum. -GEREKSİZ AFLAR YANLIŞ OLUR- -Gereksiz aflar yanlış olur.
Şu sebeple, bu sebeple filan müessesenin cebini boşaltmış insana,
(ben hadi affediyorum) demek yeniden yapacaklara davetiye çıkarır.
Hata etmiş, (Ben pişman oldum. Parayı veriyorum, beni affet) olmaz.
-Gecekondu affı verelim. İnsancıl pencere, ihtiyaçları var. Tamam,
ama gecekondu affını verdiğin zaman gelecekte binlerce daha
gecekondu affının yapılmasına davetiye çıkarıyorsun. Şehircilikte
bombalar atıyorsun. Bunları ekle, ekle, ekle... İkide bir de vergi
affı... İkide bir vergi affı var dedin mi, bu demektir ki gene
seçim olacak. Seçim zamanında partiler oy hesabının içine ağır bir
şekilde girecek, gene vergi affı gelecek. O zaman vergiyi verenler
saf sandalyeye, aptal sandalyesine oturacak. Vermeyenler açıkgöz
olacak. Bunu yıllardan beri yaşadık. Aman aman, güçlü hazine
istiyorsak, iyi hizmetler istiyorsak, Allahını, dinini seven hiçbir
kimse ağzına hiçbir zaman vergi affını almasın diyorum. -Bir araba
düşünün ki; frenine aniden basıyorsunuz, o araba sağlıklı durmaz,
takla atar, içindekiler de ölebilir. Biz de bunun gibi enflasyonu
düşürmenin tadını kaçırdık. Bu insanları bıktırdı, yıldırdı. Bugün
bakın Türkiye`ye, hiç kimse mutlu değil. Benim insanlarım işsiz
insanlar. (Ne olur iş verin) diye yalvarıyor. Bu işsizlik daha da
artacak. Çünkü, nüfusu disipline edemiyoruz. -Türkiye için yazılan
reçetede ülke gerçekleri gözardı edildi. Türkiye`nin kendine özgü
nüanslarını IMF`ye anlatmalıyız. -Enflasyonu düşürelim, hepimiz
aynı fikirdeyiz ama bunu gerçekleştirirken, üretimden ve yatırımdan
vazgeçemeyiz. İhracata dönük yatırım yapmak zorundayız.``