SABANCI’DAN BAŞARININ SIRRI
Abone olSabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, insanlığa hizmet etmeyen ve ahlaki değerlere dayanmayan hiçbir girişimin başarı...
Sabancı Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı,
insanlığa hizmet etmeyen ve ahlaki değerlere dayanmayan hiçbir
girişimin başarıya ulaşamayacağını ifade etti.
Güler Sabancı, Sabancı Üniversitesi ve Brookings Enstitüsü
işbirliği ile bu yıl Washington’da dokuzuncusu düzenlenen Sakıp
Sabancı Konferans Serisi’nin “Yükselen ülkeler ve değişen dünya
ekonomisi” başlıklı konferansında konuştu.
Konferansa videolink yoluyla İstanbul’dan katılan Sabancı,
konuşmasına konferansa katkıda bulunanlara ve katılanlara teşekkür
ederek başladı. Brookings Enstitüsü ve Sabancı Üniversitesi’nin
işbirliğinin 9. yılına girmiş olmasından dolayı büyük gurur
duyduğunu ifade eden Güler Sabancı, şöyle konuştu: “Bu konferans
amcamın ve hayatı boyunca elde ettiği başarıların anısınadır. Biz
de bu konferansla onun bu mirasını onurlandıracak ve iki dünyayı,
İstanbul ve Washington’ı, Brookings Enstitüsü ve Sabancı
Üniversitesi aracılığıyla birbirine bağlayacağız. Bu, onun duymak
ve görmek isteyeceği bir şey ve bunu hissettiğine de eminim. Amcam,
komşularımızın, çevremizin ve toplumumuzun iyiliğine hizmet eden
bir ahlak, değer ve gerçek bir sadakat olmadan, hiçbir girişimin
başarıya ulaşamayacağını, hiçbir pazarın özgür olmayacağını, hiçbir
büyümenin uzun vadeli ve sürdürülebilir olmayacağını anlamış olan
bir adamdı. Sabancı ailesi olarak bizler de bu değerleri
kalplerimize işledik.”
SABANCI’DAN KONFERANSIN ONUR KONUĞU DR. BASU’YA ÖVGÜ
Konuşmasında, konferansın onur konuğu olan Dünya Bankası Başkan
Yardımcısı ve Baş Ekonomisti Dr. Kaushik Basu’dan övgüyle bahseden
Sabancı, şunları söyledi: “Sayın Dr. Kaushik Basu, bu değerlerin
şampiyonu olmuş ve kendisini dünya toplumlarının refahına
adamıştır." Basu’nun sunumunu dört gözle beklediğini dile getiren
Güler Sabancı, bir kez daha katılımcılara teşekkür ederek kürsüden
ayrıldı.
Sabancı’nın konuşmalarının ardından konferansta sunum yapan Dünya
Bankası Başkan Yardımcısı ve Baş Ekonomisti Dr. Kaushik Basu, artan
küreselleşme göz önüne alındığında riskli zamanlar yaşanıldığını
belirterek, “Mevcut durum, sosyal dünyanın değişen yapısı doğasıyla
ilgilidir. Son 50 yıldaki durum ise muhtemelen sosyal dünyanın
gördüğü en dramatik değişikliktir” dedi. Basu, ekonomik
küreselleşmenin iyi mi kötü mü olduğu yönündeki tartışmaların devam
ettiğini, ancak bu tartışmaların, küreselleşmenin devam eden ve
gelişen varlığı dolayısıyla anlamını yitirdiğini ifade etti.
Konuşmasında, BRICS ülkelerinin hızla gelişen ekonomilerine atıfta
bulunarak, “Bu tarz bir yükseliş çok nadir olarak görülüyor”
yorumunu yapan Basu, “Türkiye de yakından takip ettiğim bir
ülkeydi. Özellikle makroekonomik politika yapımında son derece
yenilikçi bir çevre oluştu” şeklinde konuştu.
Küresel ekonomik sıkıntıların Euro Bölgesi üzerindeki etkileri
hakkında da konuşan Basu, ekonomik gelişime olan mevcut yaklaşımın
doğru olduğu görüşünü bildirirken, bu yaklaşımın aynı zamanda
birbirinden kısmen bağımsız olan üye ülkelere güçlük çıkardığını
belirtti. Basu, Avrupa’nın planlı bir yapısı olduğunu belirterek
"Yüzyıllarca devam eden evrimin, gelişimin faydalarına sahip
değildi. Bu yüzden bu yapıda bazı çatlakların oluşması çok da
şaşırtıcı değil” dedi.
Etkilerinin, Avrupa’nın çok daha ötesinde de hissedildiği ekonomik
krizin sona ermekten çok uzak olduğunu belirten Dr. Kaushik Basu,
sözlerini şöyle sürdürdü: “Krizin iki sene daha süreceğine
inanıyorum. Dünya etrafında gördüğünüz likidite enjeksiyonlar
yalnızca zaman kazandırıyor ancak sorunları çözmüyor. Ve, 2011 ve
2012 yıllarındaki bu enjeksiyonlardan bazıları çok yüksek dozlarda
verildi. Bunların zamanı gelince ödenmesi gerekecek.” Basu,
konuşmasında, “Şuan gördüklerimiz, geri ödemeyi kolaylaştıracak
şekilde yatırım yapıldığının işaretleri değil. Aksine bu işaretler
en az bir enjeksiyonun daha yapılacağını gösteriyor” ifadelerini
kullandı.
Dr. Kaushik Basu, gittikçe daha da sürüncemeli bir hal alan
ekonomik gerileme döneminin, özellikle gelişmekte olan ülkeler
üzerindeki etkisinin şiddetli olduğunu dile getirerek şunları
söyledi: “Sanayileşmiş ülkeler, yavaş bir şekilde büyüseler bile,
zengin ülkelerdir. ABD veya Avrupa ülkeleri yılda yüzde 2’lik bir
büyüme bile kaydetse, bu iyi bir performans olarak değerlendirilir.
Asıl sorun gelişen ülkelerde. Bu ülkeler çok iyi bir şekilde
büyüyor olsalar bile, darlık çeken bir kitle içerisinde
büyüyorlar.”
Ekonomiler gelişse bile iş piyasalarının aynı yolu izlemediğini
belirten Basu, şöyle konuştu: “İş gücü sorunu zamanla daha da kötü
bir hal alacak. Küresel GSYİH’nın payı olan ücret ödemeleri toplamı
daralıyor. Bu gelir, küresel GSYİH pastasının daha da küçük bir
parçası haline geliyor. İş gücüne düşen pay azalıyor.”
Dr. Kaushik Basu, ekonomik gerileme dönemindeki mevcut sorunlara
çözüm üretilebilmesi için daha büyük bir uluslararası ekonomik
işbirliği yapılması çağrısında bulunarak, “Merkez bankaları bir
araya gelip, koordineli bir ekonomi anlayışı edinmeli” dedi.
Basu ayrıca, siyasi sorunların bu zamana kadar daha büyük bir
ekonomik işbirliğinin oluşmasına engel teşkil ettiğini bildirirken,
ekonomik krizin, bu siyasi sorunları ortadan kaldırmaya yetecek
kadar güçlük oluşturduğunu kaydetti. Dr. Kaushik Basu, “Artık
siyasetin üstesinden gelinebileceğine inanıyorum çünkü ekonomik
sıkıntılar gittikçe daha da büyüyor” şeklinde konuştu.
Konferans sonunda, katılımcı öğrencilere yönelik Türkçe konuşma
yapan Güler Sabancı, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün burada
sizlerle İstanbul’da birlikte bu konferansı izlemiş olmaktan, siz
öğrencilerimizin enerjisini hissetmiş olmaktan büyük mutluluk
duyuyorum. Rahmetli Sakıp Bey’de bunu görseydi çok mutlu olurdu.
Hakikaten hepinize katılımınız için onun adına teşekkür ediyorum
ama özellikle de bugün soruların daha çok, ekonominin kadınlar
tarafından ilgiyle izlenmiş olduğunu görmekten de ayrıca memnun
oldum. Daha çok soruları zannediyorum kadınlar sordu. Eğer dünya
ekonomisinde kadınların katılımı daha fazla olursa zaten bu
konuştuğumuz sorunların bir çoğunu halledeceğimize inanıyorum.”
(İHA)