Sabancı hükümetin programını övdü
Abone olTÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Sabancı, IMF ile yenilenecek anlaşmanın, güven atmosferinin sürmesiyle ancak, olumlu sonuç vereceğini iddia etti.
Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu
Başkanı Ömer Sabancı, IMF ile yenilenecek anlaşmanın, güven
atmosferinin sürmesiyle ancak, olumlu sonuç vereceğini söyledi.
Sabancı, ''Türkiye'de Dünya Bankası Grubu: Türk Şirketleri İçin İş
İmkanları'' seminerinde yaptığı konuşmada, Dünya Bankası'nın
yıllardan beri, daha ziyade ekonomik krizlerden dolayı tanındığını
ifade etti. Sabancı, Türkiye'nin son 3 yıl içinde çok önemli
başarılar elde ettiğini, ülkede politik ve ekonomik istikrarın
sağlandığını belirterek, ''Enflasyonla mücadele çok iyi
gitmektedir'' dedi. Sadece dış ticaret açığının kötü giden alan
olduğunu, hızlı büyüme sürecinin ithalatı tetiklediğini ve geçen
yıl 15.5 milyar dolarlık bir açığın ortaya çıktığını kaydeden
Sabancı, şöyle dedi: ''Dışarıdan gelen sermaye yatırımları, Türk
şirketleri ve bankacılık sektörü sayesinde bu açık finanse
edilmiştir. Bu olumlu portre, işin tamamlandığı anlamına gelmez.
Ekonomik göstergelerdeki iyileşme ve yüksek büyüme, 2005'de daha
düşük enflasyon gene de uygulamada daha dikkatli bir ayarlama
gerektirmektedir. IMF ile yenilenecek anlaşma, bu güven
atmosferinin sürmesiyle ancak, olumlu sonuç verecektir.''
''EKONOMİK PROGRAMI TAKDİRLE KARŞILIYORUZ'' Ömer Sabancı,
uygulamaya konulan ekonomik programı takdirle karşıladıklarını,
yapısal reformların yanı sıra mali disiplinin de bu olumlu
beklentilerin sürdürülebilirliğine katkıda bulunacağını, yapısal
reformlarla sürdürülebilir makro ekonomik istikrarı desteklemek
gerektiğini ifade etti. AB'ye katılımın, Türkiye'nin önemli bir
hedefi olduğunu vurgulayan Sabancı, ''AB'ye katılım, sürdürülebilir
ekonomik ve kurumsal gelişmenin yön göstericisi olacaktır. Bizce
IMF programının kısa vadeli yapısal reform bağlamında çok önemli
rolü olmakla beraber, AB'ye adaylık ve üyelik, daha uzun vadeli
yapısal gelişme ve refah yaratımında daha önemli olacaktır'' diye
konuştu. Sabancı, Türkiye'deki yatırım ortamına değinirken, 2001
yılı sonunda yatırım ortamının geliştirilmesi için bir reform
programı ortaya konduğunu, bunun yatırım ortamına doğrudan önemli
bir etkisi olduğunu ifade etti. Ülkeler arasındaki doğrudan yabancı
yatırım rekabetinin giderek zorlaştığına dikkati çeken Sabancı,
''Çünkü küresel fonlar azalmaktadır. Bu da Türkiye'nin, sürekli iş
ve yatırım ortamını iyileştirmesindeki çalışmalarla güçlendirmesi
gerektiğine işaret etmektedir'' diye konuştu. Türkiye'nin mikro
ekonomik reformlar üzerine eğilerek, bütün yetkinliklerini ve
avantajını toplayabilecek durumda olduğunu belirten Sabancı,
şunları kaydetti: ''Biz şuna inanıyoruz; Avrupa ile birleşmeye
yönelmek, doğrudan yabancı yatırımı mıknatıs gibi çekecektir.
Türkiye, yakın bir tarihte daha evvel Türk sanayi ve mali
piyasalarına hiç girmemiş yatırımcıları çekecektir. Burada muazzam
ve henüz doymamış bir iç piyasa bulunmaktadır. Yapısal konular,
giderek artan satın alma gücü ve komşularla olan ilişkiler, yeni
yatırım fırsatları açısından cazip olacaktır. Artık yatırım için
öncelikli ülkeler arasında Türkiye'nin adının olması gerekiyor.''
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Andrew Vorkink de, Türkiye'de
kadınların sadece yüzde 27'sinin çalıştığına işaret ederek, ''OECD
ülkeleri arasında en düşük Türkiye... İrlanda'nın bir Avrupa
kaplanı olması, gelir düzeyini yüzde 69'dan yüzde 136'ya çıkarması
ve kadınların emek gücüne katılmasıyla olmuştur'' dedi.