Sabah'ta Canaydın gerginliği
Abone olSabah Gazetesi'nin Galatasaraylı yazarları fena kapıştılar. Spor yazarı Levent Tüzemen, aynı gazetede çalıştığı Hıncal Uluç ve Fatih Altaylı'yı topa tuttu!
Levent Tüzemen başlıklı yazısında iki usta yazarı ağır bir dille
eleştirdi.
Yazı : Levent Tüzemen
www.sabah.com.tr
Riva Projesi'nin onaylanacağı gün SABAH'ta "Mantığınızı kullanın"
başlıklı bir yazı yazdım. Finali, "G.Saray'ın borçları kangren
durumdadır. 'Evet' ya da 'Hayır' oyu verecekler duygusal
davranmamalı, mantıklarıyla ve vicdanlarıyla karar vermelidir"
şeklindeydi. Ama asla "Evet" ya da "Hayır" telkininde bulunmadım.
Kongreyi yönlendirmedim.
Değerli büyüğüm Hıncal Uluç ile sayın Fatih Altaylı kendi
köşelerinde, "Riva'yı Başkan Özhan Canaydın'la yapmak yanlıştır"
yorumunu yaptılar. Uluç, "Özhan Canaydın'a değil Riva, Ali Sami
Yen'in kırık sandalyelerinden biri dahi emanet edilemez" dedi.
Proje doğrudur, yanlıştır bakmadı. Hedefi sadece Canaydın'dı.
Sayın Altaylı da projeyi mantıklı buldu. Ben de yazımda ikisinin de
bu davranışlarının yanlış olduğunu ve Canaydın'a kişisel kavgaları
nedeniyle karşı çıktıklarını vurguladım.
Bana göre kişiler yolcu, kurumlar hancıdır.
Kişisel kavgadan söz ederken kastettiğim şuydu: "G.Saray için iyi
olduğunu düşündüğünüz ve deklare ettiğiniz bir projeye sırf
'Canaydın yönetiminde yapılmasın' diye karşı çıkmak olayı kişisel
kavgaya taşımaktır. Çünkü sizler projeye değil, kişiye karşı
çıkıyorsunuz. Karşı çıkışınızın ardındaki sebep Canaydın'ın bunu
yapamayacağı düşüncesi midir, yoksa Canaydın projeyi
gerçekleştirirse martta seçimi kaybetmez korkusu mudur? Hangisi
olursa olsun gerekçe sadece Özhan Canaydın ise kavganız bence
kişiseldir.
Kaldı ki Hıncal Ağabey, 15 Mart 2004 tarihinde seçim öncesi mtv'de
"Hıncal'ın yeri" köşesinde canlı yayına katılan Canaydın için şu
sözleri sarfetmiştiniz: " Özhan Canaydın benim hayatımdaki en büyük
hayal kırıklığıdır. Canaydın kulübü yok etmeden uçurumlara
götürmeden vazgeçmeli. Eğer seçimi yeniden kazanırsa ben G.Saray
kongre üyeliğimi devam edip ettirmemeyi düşünüyorum... " Canaydın
seçimi kazanınca da kongre üyeliğinden istifa ettiniz. Bu
davranışınız bile kişisel çatışmanızın bir göstergesi değil midir?
Sayın Altaylı, bugün karşı çıktığınız, "Artık istenmiyor" dediğiniz
Canaydın'ın seçilmesi için uğraşmadınız mı? 23 Mart 2002 tarihli
Hürriyet Gazetesi'nde "Galatasaray'da hep aklı selim kazanır"
başlıklı yazınızda "Özhan Canaydın'ı destekliyorum" diye görüş
belirttiniz. O gün seçim vardı ve sayın Mehmet Cansun'a karşı olma
nedeninizi de, "G.Saray'ın zaaflarını görmüş ve eksiklerini kayda
geçirmiş birisi olarak bu işi Canaydın'ın daha iyi yapacağına
inanıyorum" şeklinde açıkladınız sayın Altaylı.
Ali, Veli, Hasan, Hüseyin G.Saray'a başkan olmuş çok önemli değil.
Asıl sorun nedir biliyor musunuz? Başkanlar ve yöneticilerin sizden
farklı düşünmelerine izin vermiyorsunuz. İşte sorun burada!