Sabah'ın toplum adına yaptıkları
Abone olTürkiye'nin en büyük gazetelerinden biri tartışmasız Sabah. Peki Sabah gazetesi bu hale nasıl geldi? Buralara gelmek için neler yaptı? İşte geçmişten geleceğe SABAH...
Türkiye basının devleri arasında yer alan Sabah Gazetesi'nin
bugün olduğu konumda olmasının nedeni ne? Bu soruya Ergun Babahan
köşesinde yanıt verdi...
Üç gündür Sinan Çetin'in usta görüntüleriyle hazırlanan bir SABAH
filmi izliyorsunuz. Güzel Sanatlar'ın başarılı patronu Yiğit
Şardan, bu kampanyayı bize anlatırken SABAH'ı anlatacak en doğru
tanımın "ayna" olduğunu söylemişti. Türkiye'nin doğrularını
yansıtan bir ayna.
Böylesi güzel bir fikir hepimizi heyecanlandırdı. Film için start
ilkbahar sonunda verildi. Sinan Çetin'in titiz çalışması,
çekimlerin yazboyu sürmesine neden oldu. Ancak film elimize
geçtiğinde Çetin'in bu kadar titizlenmesine yürekten saygı
duyduk.
Bir ressam gibi ekranı boyamıştı adeta Çetin. Kurgusu, müziği ile
de sonuçta SABAH'ı gerçekten başarıyla özetleyen bir film ortaya
çıkmıştı.
Elbette "ayna" fikri tartışmalıdır. Bir gazete, sadece yansıtma
işlevi mi üstlenir. Aynanın yansıttığı görüntüyü seçme şansı
yoktur. Oysa gazete yapımı, daha çok neleri yansıtmama üzerine
kuruludur. Şöyle ki, elinizde sınırlı bir mekan vardır. O alana
girecek haberleri titizlikle seçmeniz gerekir. Bu da bir
eliminasyon işlemidir. Burada "iyi haber kötü haberi kovar." Bu
işlemi daha iyi yapan gazete ve gazeteciler başarılı olur,
diğerleri hızla erir.
Bugünün dünyasında biliyoruz ki, her gazete kendi gerçeğini
yansıtır. Bu seçim gazeteye tonunu, ideolojisini, hedef okurunu
belirleme şansı verir. İdeolojilerin hızla güç kaybettiği,
fikirlerin merkezde odaklaştığı dünyamızda yüksek tirajı hedefleyen
gazeteler, aşırılıklardan kaçarak olabildiğince geniş kitlelerle
buluşmayı amaçlar.
Ancak bunu yapmak için yola çıkarken önüne koyduğu ilkeleri,
hedefleri unutmaz. Bu açıdan bakınca SABAH da bir aynadır.
Doğruları, Cumhuriyet'in kurucu ilkeleri, çoğulcu demokrasi, insan
hakları, laiklik, kadın hakları, serbest piyasa ve rekabete saygı
ışığında seçer ve değerlendirir.
Bu aynada siyaset yansıtılan bir gelişmedir, grubun çıkarlarına
göre biçimlendirilen bir süreç değil. Bu ayna, bakan takip etmeyi,
siyaseti dizayn etmeyi düşünmez.
SABAH 20 yıl gibi kısa sürede Türkiye'nin doğruları yansıtan lider
aynalarından biri olmayı başardı. Bu aynanın düzgünlüğü, geçirdiği
badirelerle sınandı. Bunca zorluğa rağmen SABAH'ın Türk Basını'nın
zirvesindeki yerini koruması bunun en büyük göstergesi.
SABAH'ın aynası rahmetli Turgut Özal'ın "Uzun ince bir yoldayız"
diyerek Avrupa Birliği hedefini önünümüze koyduğu günden beri, bu
amaca ulaşmak için yapılması gerekenleri yansıtıyor. Türkiye'nin
insan hakları, çoğulcu demokrasi gibi temel konulardaki eksik ve
yanlışlarını gösteriyor.
Bu yansımalar sonucu Türkiye, hukuk ve siyasette tarihi reformlar
gerçekleştirerek Avrupa Birliği ile müzakere masasına oturma
aşamasına geldi. Bu gerçekleri yansıttığımız için elbette bize
kızanlar, öfkelenenler oldu. Ancak, bu yansıma sonucu ki, bize
kızanların çocukları daha çağdaş bir Türkiye'de yaşama şansı elde
etti.
SABAH aynı görevi Kürt sorununda da yerine getirdi. Çatışmayı değil
uzlaşmayı, düşmanlığı değil kardeşliği öne çıkardı. Bu sorunun
çoğulcu demokrasi ve insan hakları çerçevesinde çözülmesi, ancak
Türkiye Cumhuriyeti'nin varlık nedenlerinden hiçbir biçimde taviz
verilmemesini savundu.
Özetle, bu filmi televizyon ekranında veya sinema salonunda
yaşarken SABAH'ın yansıttıklarını da bir düşünün. SABAH'ın aynası
olmasaydı, Türkiye medyası ne olurdu bir hayal edin.
YAZI:Ergun BABAHAN
KAYNAK: