Sabah yazarı Melih Altınok: Kabataş yalancılarından ne farkınız var?
Abone olSabah Gazetesi Yazarı Melih Altınok, polisin Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine "Aşağı bak" dediği iddiasıyla ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Altınok, "Kabataş yalancılarından ne farkınız var?" sorusunu yöneltti.
Sabah gazetesi yazarı Melih Altınok, 'Kabataş yalancıları
mı Boğaziçi goygoycuları mı?' başlığıyla yayımlanan
yazısında Prof. Dr. Melih Bulu'nun Boğaziçi
Üniversitesi'ne rektör olarak ataması sonrası başlayan protestoları
değerlendirdi.
Bu protestolar sırasında Yol TV'nin polisin öğrenciye "Aşağı bak, toplu gezmek yok" diyerek gözaltı işlemi yaptığı yönünde video yayınladığını, bu videonun kısa sürede sosyal medyada gündem olduğunu hatırlatan Altınok, "Yalnızca organize trollerden, profillerine Atatürk portresi koymuş şakirtlerden, Athena Gökhan'dan, Barış Atay'dan, tescillilerden bahsetmiyorum. Ya da Gezi zamanı Kabataş'ta İslamcıları kafalayıp bugün Etiler'e tezgâh açan ajan provokatörlerden, Davutoğlu'ndan, Babacan'dan değil. Milyonlarca oy alan siyasiler, koca koca sanatçılar, gazeteciler, Sabahattin Ali'nin 'Başın öne eğilmesin' dizelerinden tweetler devşirdiler" ifadelerini kullandı.
"Yaratılmış bir motto olduğu anlaşıldı"
"Cem Say isimli bir hocaysa ajitasyonun dozunu '1633'te engizisyon mahkemesi Galileo'ya aşağı bak demişti' seviyesine indirmişti bile" diyen Altınok, Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) tarafından yapılan açıklamaya atıfta bulunarak şunları söyledi: Oysa çok geçmeden üzerine şiirler okunan, türküler yakılan 'aşağı bak' cümlesinin yaratılmış bir motto olduğu anlaşıldı. Videodaki diyalog net bir şekilde aynen şöyleydi:
Ayrılarak gidin... İn aşağı, in aşağı, aşağıdan, aşağıdan... Toplu gitmek yok.
"Kılıçdaroğlu, Özgür Özel, Ekrem
İmamoğlu ne yapacaklar?"
Peki, şimdi ne olacak? Hadi pazartesi gecesi montaj video üzerinden konuklarına 'buyurganlığı, tek adamlığı' durup durup tel'in ettiren Ahmet Hakan ve muadilleri goygoylarını telafi edeceklerdir, eminim de. O gece puslu Twitter'da sürüye dalan Kılıçdaroğlu, Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu ne yapacaklar?
"Kabataş yalancılarından ne farkınız var?"
Yalnızca görevini yapan, yaptığı halde yüzü deşifre edilen, sosyal lince uğrayan, hedef gösterilen o polis memurundan bir özür dileyecekler mi? Peki ya, sözlerine güvenip yalanlarına kanan, iyi niyeti istismar edilen vatandaşlardan, öğrencilerden? 'Olur böyle şeyler mi' diyorsunuz? Kabataş yalancılarından ne farkınız var?"