Sabah yazarı bitkin düştü
Abone olİki yıldan bu yana Sabah Gazetesi'nde köşe yazıları kaleme alan Mansur Forutan çabuk yoruldu. Forutan, günlük gazetede köşe yazısı yazmanın zorluklarını anlattı.
11 Ağustos 2002'de Sabah Gazetesi için ilk köşe yazısını kaleme
alan Mahsun Forutan bitkin düştü. Günlük gazetelerde köşeyazısı
yazmanın güçlüğüne dikkat çeken Mahsun Forutan, iki yılın
bilançosunu okurlarıyla paylaştı: 11 Ağustos kutlu olsun! İki
yıl... Bu işi çok uzun süre yapanlar için tabii ki komik gelebilir.
Dahası "senin gibileri çok gördük, geldiler ve gittiler"
diyebilirler, ki kesinlikle haklılar ama bu çok umurumda da
değil... Ama benim gibi hayat dinamiğinde istikrarsızlık
tanrıçasına sorgusuz sualsiz boyun eğmiş biri için iki yıl uzun bir
süre. Evet, 11 Ağustos itibariyle okuduğunuz-okumadığınız, zaman
zaman okuduğunuz bu köşeye çörekleneli iki yıl olmuş. Generalim
Ergun Babahan'ın gazeteye yazı yazacaksın talimatını ilk aldığımda
bu görevi başaramayacağımı ısrarla söylesem de ikna edememiştim.
Belki ilk yazımı üç günde yazdığımı söylemiş olsaydım bu fikrinden
vazgeçebilirdi. Ama eninde sonunda anlar ve kendi başına açtığı
işten kurtulur diye düşündüm. Sonra bir anda kendimi Emre Aköz'le
aynı odayı paylaşırken buldum. O odanın garip bir dinamiği vardı.
Bir nevi her gün tekrar eden Kennedy-Kruschev Domuzlar Körfezi
pazarlık masası kıvamındaydı. Bu ortamda yazılarımı daha hızlı
yazmayı öğrendim. Hayata karşı direncim ve mücadele gücüm arttı.
Emre Aköz'ü özlüyorum. Güzel günlerimiz oldu... Bir ara daha komik
yaz baskılarıyla karşılaştım. Daha komik yaz? Bu, biraz hamilesin,
daha da hamile kal demek gibi bir şey. Elimden geldiğince daha da
hamile kaldım. Bir kez günleri karıştırıp yazı yazmayı unuttum.
Yazdığım yazıdan ötürü ilk ve şu ana kadar tek fırçamı General'den
yedim sonra. Yazıyı değiştirmem için on beş dakikam vardı.
İnanılmaz, ama başardım. Gelişmeyi fark ettiklerinde "sen ortalıkta
fazla gezinmeye başladın, Sefaköy'de Aktüel'e git. Biraz da onunla
ilgilen" talimatını aldım. İki yıl... Zaman zaman yaptığım işten
nefret ettim. Boğulduğumu hissettim. Çoğu zaman da ne kadar şanslı
olduğumu düşündüm. Hiçbir zaman işine aşık olanlardan olamadım.
Yazısını yazdıktan sonra defalarca okuyanlardan da olamadım. Ve
öyle olmayı çok istedim. Yapmaya çalıştığım, yaşadığım hayatla
yazdığım yazının aynı olmasıydı. Olduğumun beş katı gözükmedim
hiçbir zaman. On yıl önce nasıl yaşıyorsam şimdi de öyle yaşıyorum.
Görünür olmak, şöhreti her daim cilalamak ve onun rantına abanmak
gibi bir arzum da olmadı. Sadece işimi iyi yapmanın ve bana
güvenenleri utandırmamanın kaygısını yaşadım. Sittin sene yazı
yazanlar bu adam da sanki binlerce yıldır yazı yazıyormuş gibi
davranıyor diyebilirler. Ve haklılar....dır herhalde. Ama günün
sonunda iki yıl benim gibi biri için çok uzun süre. Emeği geçen
herkese teşekkürler. Ve tabii ki sizlere de. Not: Bir sonraki
seneyi devriyelerde -eğer olursa- bu makamdan yazı olmayacaktır.
Yazı: Mahsun Forutan Kaynak: Sabah