KASTAMONU’da emekli memur Perihan Gürcan, hobi olarak bahçesinde tavuk beslemeye başladı. Bir süre sonra tavuğun yumurtlamayı kestiğini fark eden Gürcan, tavuğun horoza dönüştüğünü iddia etti. Bunun üzerine Kastamonu Üniversitesi Veterinerlik Fakültesinden gelen öğretim görevlileri, tavuk üzerinde incelemelerde bulundu. 20-25 yıldır tavukçulukla uğraştığını ifade eden Perihan Gürcan, “Hayvanları çok seviyorum, en çokta tavukçulukla ilgileniyorum. Cins tavuklar besliyorum. Bu olay benim başıma üçüncü kez geliyor. Daha önceki senelerde de başıma geldi. Tüy dökümüne girdikten sonra bazı tavuklarım horoza dönüşmeye başladı. Son tavuğum da böyle oldu. Tüy dökümünden sonra siyah olan renk altın rengi gibi sarıya dönüşünce dikkatimi çekti. Ben, bu tavuğumu takip etmeye başladım. Böyle renkler değişti, horoza benzeyen tüyler çıkmaya başladı parlak parlak. Devamlı izlemeye devam ettim. Kuyruğu da değişmeye başladı. Her yeri değişti, diğer tavuklarım da böyle oldu. Bir süre sonra bunlar tam değiştikten sonra horoz gibi ötmeye başlıyorlar. Bazıları da ötemeden aniden ölüyor. Yaşamıyorlar yani uzun süre, bu değişime dayanamıyorlar, uzun süre yaşayamıyorlar” dedi. Bu olayın başına üçüncü kez geldiğini söyleyerek olayın araştırılmasını istediğini belirten Gürcan, “Benimde çok ilgimi çekti. Hep neden böyle olduğunun araştırılmasını istedim. Konuyu gazeteci arkadaşlarımıza ilettim, onlar da sağ olsun ilgili hocalarla geldiler. Bundan sonra tavuklarım incelenecek ve çözümü için de bir şeyler yapacaklarına inanıyorum” diye konuştu. SADECE CİNSİYET KARAKTERLERİ DEĞİŞMİŞ; Horoza dönüşen tavukta sadece cinsiyet karakterinin horoza dönüştüğünü gözlemlediklerini ifade eden Kastamonu Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mustafa Hitit ise, “Kastamonu’da karşılaştığımız cinsiyet dönüşümü vakası meydana gelmiştir. Özellikle bunun bir tavukta meydana gelmesi halk arasında değişik tepkilere neden olmuştur ama tabii ki bildiğimiz üzere bu tür vakalar nadir görünmektedir ve sıklığı da çok düşüktür. Bundan dolayı yetiştiriciler, özellikle küçük tavuk yetiştiricileri bu durumu çok değişik tepkiler vererek karşılamaktadır. Ancak burada baktığımızda bizim karşılaştığımız tavukta da sadece cinsiyet karakterlerinin horoza dönüştüğünü gözlemlemekteyiz. Baktığımızda ibiğin daha büyük, sakalının gelişmeye başladığı, mahmuzların gelişmeye başladığını görmüş bulunmaktayız. Ancak biz bunlara baktığımız tam bir patolojik bir bulgu vakası olarak yetiştiricinin bize tavuğu temin etmediğinden dolayı bu tür bir bulguyu incelememiz zor oldu. Yetiştiricilik açısından bazen bunlar ticari olarak yapılabilmektedir. Bir tavuğun erkeğe dönüştürülmesi ya da toprakta kalan testissi kalıntısı, testosteron içerikli gıdalar, bu tür tavuğun horoza dönüşümüne neden olmaktadır” ifadelerini kullandı. Olayın dişi ya da erkek üreme organlarındaki hormonal bozukluklardan kaynaklı olabileceğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Hitit, şöyle konuştu: “Vaka bireysel olarak meydana gelmiş, daha önceki yıllarda da özellikle Uzakdoğu ülkelerinde ve Avrupa’da bulunan çiftliklerde de bu tür vakalar gözlemlenmiş ama bir bayanın çiftliğinde görülmüş olması tamamen nadir bir vaka olduğunu gösteriyor bize. Biz, bu tavuğu elimize aldığımız zaman sadece gözlemleyebildiğimiz ikincil erkek karakterlerini görmekteyiz. Bunlar, büyük ibik, sakal oluşumu, arka tüylerinin daha uzun olması. Bunların daha çok bir dişi ya da erkek üreme organlarındaki hormonal bozukluklara bağlı olarak meydana geldiğini söyleyebiliriz. Tavukta ovaryuma, yani üremeye hasar verebilecek bir tümör bu tür vakalara, yani erkek cinsiyeti oluşmasına sebebiyet verebilir. Erkeklik hormonu dediğimiz testosteron, bir anda ovaryumun gerilemesine bağlı olarak artar ve bundan dolayı da erkek karakterlerin oluşmasına neden olur. Bu yüzden dolayı da insanlarda ya da yetiştiricilik açısından ileride bu tür olayları gördüğünde şaşırmaları çok normaldir. Bazı olaylarda bu tavuğun aynı zamanda horoz gibi gözüktüğü ancak yumurta da verebildiği vakalar da mevcuttur. Bunlar çok nadir olaylar, sıklık olarak baktığımızda 10 bin vakada bir ya da 15 bin vakada bir gözlemlenebilir. Bu tür olayları tam olarak açıklayabilmemiz için laboratuvar ortamında incelememiz gerekmektedir.”