Sabah Milliyet'i takip ediyor
Abone olSabah Gazetesi, Milliyet'in uzun zamandır sürdürdüğü 'okuycu temsilcisi' uygulamasını başlattı. Ergun Babahan'dan ombudsmanlığa geçişin öyküsü şöyle:
Sabah Gazetesi, Milliyet'in uzun zamandır sürdürdüğü 'okuyucu
temsilciliği'ni uygulamasını başlattı. Ergun Babahan ombudsmanlığa
geçişin öyküsünü, "İğneyi kendimize batırma
zamanı" diyerek şöyle dile getirdi:
Gazetecilerin tuhaf bir huyu vardır. Asıl işleri eleştiri yapmak
olduğu halde, kendileri eleştiriye hiç gelemez. Bir haber yanlış
veya eksik de olsa, köşe yazarı yanlış bir ifade kullansa da, genel
kural haberin veya dil hatasının bile arkasında durmaktır. Hatayı
kabul etmek muhabire de, yazıişleri elemanına da ağır gelir.
Oysa okur her hatayı, her eksiği hemen görür. İyi bir okur,
görmekle kalmaz, gazetesini arar veya faksla, mektupla, elektronik
posta ile ulaşır, görüş ve eleştirilerini gayet açık bir biçimde
dile getirir.
Gazetelerin hata ve eksiklerini kabul etmekteki genel isteksizliği
giderici bir yolu Batılı gazeteler bulup geliştirmiş. Bugün
dünyanın önde gelen bütün gazetelerinde "Okur Temsilcisi" veya
Batı'daki adıyla "Ombudsman"lık kurumu var.
Okur Temsilcisi'nin görevi, gazeteyi okur gözüyle okumak haberdeki
eksik ve yanlışları, dil bozukluklarını, köşelerdeki tartışmalı
konuları, okurdan da gelen görüş ve eleştiriler doğrultusunda
gazetedeki köşesine aktarmak.
Elbette bunu yaparken muhabirden haber müdürüne, editörden yayın
yönetmenine kadar haberden sorumlu kişilerin görüşünü de, eleştiri
yazısında yansıtmak.
Merkez Grubu olarak yola çıktığımızda, farklı bir gazetecilik
anlayışına sahip olduğumuzun ısrarla altını çizmiştik.
Bugün o görüşümüzün arkasında çok sağlam bir biçimde durduğumuzun
bir göstergesi olan "Okur Temsilciliği" köşesini hayata
geçiriyoruz.
Bu, SABAH için gerçekten çok kritik bir adım ve SABAH'ın doğru,
tarafsız, eksiksiz habercilik anlayışına ne kadar önem verdiğinin
açık bir göstergesi.
Bugünden itibaren kendimizi, objektif, bağımsız bir denetçinin
eleştirilerine açık hale getiriyoruz. Baştan da söyledim, biz
gazeteciler eleştiriden, yanlış veya eksiğimizin yüzümüze
vurulmasından hiç hoşlanmayız.
Peki, niye böyle bir uygulamaya gidiyoruz?
Çünkü, Türkiye artık yepyeni bir dünyaya doğru yol alıyor. 17
Aralık'tan itibaren Türkiye başka bir dalganın üstünde yükselecek.
Bütün kurumların bu yeni döneme hazır olması gerekir.
Biz, basının büyük bir eksikliğinin "özeleştiri" olduğunu
görüyoruz. Bu nedenle de, bizi okur adına denetleyecek yeni bir
kurumu devreye sokuyoruz.
SABAH'ın okur temsilcisi, bu işi Türkiye'de başlatan, görüşlerinin
arkasında sıkı sıkıya durduğu için eski çalıştığı gazeteden ayrılan
bir isim, Yavuz Baydar. Bundan sonra, SABAH'ta sizin görüşlerinizin
temsilcisi o olacak. (Kaderin cilvesi, Ombudsman'lığı Türk
Basını'na tanıtan Umur Talu ile Yavuz Baydar, bu kez SABAH'ta bir
arada olacak.)
Açıkçası, Yavuz bu işi yaparken SABAH çalışanlarının en sevdiği ilk
10 arasına hiçbir zaman giremeyecek. Ancak, görüşleri, eleştirileri
bizi zaman zaman rahatsız da etse, bu gazeteyi ve haberlerini
özgürce eleştirecek. Elbette, onun da sınırı, hukuk açısından
sakıncalı olmamak ve kuruma zarar vermemek olacak.
Kısaca, kendimizi ciddi ve sıkı bir denetim dönemine açıyoruz.
Böyle bir uygulamanın uzun vadede, gazetenin editoryal kalitesini
yükselteceğine, haber değerlendirme normlarının daha da iyi olarak
yerine oturmasına katkıda bulunacağına inanıyoruz.
Sizlerin de katkısıyla, SABAH'ın önünde yepyeni bir dönem
açıldığına inanıyoruz. Yavuz Baydar, her pazartesi "Okur
Temsilcisi" köşesiyle SABAH'ın bir haftasını değerlendirecek.
İğneyi kendimize batırıyoruz ki, başkalarına çuvaldız batırma
hakkımız olsun.
Yazı: Ergun Babahan
Kaynak: www.sabah.com.tr