Sabah o haberi niye kullanmadı?
Abone olBir çok gazete o sözleri manşete taşıdı. Siyasi parti liderleri gündemlerine aldılar o konuşmayı. Peki ya önde gelen gazetelerden Sabah o haberi neden kullanmadı?
Sabah gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ergun Babahan İmralı'dan
alt-üst kimlik tartışmalarına katılan terörisbaşı Abdullah
Öcalan'ın sözlerini Sabah gazetesi kullanmadı. Sabah'ın bu haberi
neden kullanmadığına Babahan, yazısıyla köşesinden açıklık
getirdi.
Yazı: Ergun Babahan
Kaynak:
-Abdullah Öcalan'ın Türkiye Cumhuriyeti kimliğini tanıdığına
ilişkin sözleri dün kimi gazetelerde büyütüldü. Bu haber aslında
bir gün önce SABAH'a da gelmişti ama biz bu haberi kullanmama
kararı aldık.
Niye?
Birincisi, Avrupa'da ve Türkiye'de bir süredir "Öcalan siyasi
irademiz" sloganları yükseltilmeye başlandı. Türkiye'nin Kürt
kökenli vatandaşlarının özgür iradesini yok etmeye, bölge halkını
Stalinist bir örgütün emir-komuta zinciri içinde tutmaya yönelik
bir hareket bu.
İkincisi, Öcalan bu sözleri ilk kez söylemiyor. Kenya'da yakalanıp
uçağa konduğu andan başlayıp, mahkeme sürecinde sık sık
tekrarladığı sözler bunlar.
Üçüncüsü, Öcalan'ın zamanında örgüt içinde bu tip sözleri dile
getiren arkadaşlarını kendi kurduğu mahkemelerde yargılayıp infaz
ettirmiş olması (PKK'nın önde gelen isimlerinin yazdığı anı
kitapları bunun örnekleriyle dolu).
Dördüncüsü Öcalan'ın binlerce masum insanın kanını dökmüş,
Stalinist bir terör örgütü lideri oluşu ve bugüne kadar dağdaki
militanları indirmek için tek bir adım atmamış oluşu. Bu
militanların bugün hâlâ başta güvenlik güçleri olmak üzere masum
insanların kanını dökmeye devam etmesi.
Türkiye'nin demokratik yollarla çözmek zorunda olduğu bir sorunda,
bir terör örgütü liderini muhatap almama çabası diyebiliriz.
Öcalan bugün hâlâ silahlı militanları vasıtasıyla bölgede özgür bir
siyasi hareketin gelişmesine izin vermiyor. Kendi çizgisi dışına
çıkan aydınları infaz ettirmekten çekinmiyor.
Öcalan ve temsil ettiği Stalinist çizgi, Türkiye'nin kimlik
sorununa demokratik bir çözüm bulunması yolundaki en büyük engel
kısaca.
Bu satırların yazarı olarak ben ve SABAH gazetesi her dönemde
bireysel ve kültürel hakların genişletilmesinin yanında olduk.
Türkiye'de huzurun ve barışın ancak demokratik, hukuka saygılı laik
bir devlet düzeni içinde korunup geliştirileceğine inandık.
Sorunların çözümünde şiddetin kullanılmasına karşı koyduk.
İnsan haklarına saygı, bireylerin ana dillerini kullanma hakkına
saygı, kültürlerin korunup geliştirilmesine saygı vazgeçilmez
tutumumuz oldu.
Şimdi, yaşamı boyunca her türlü sorunun çözümünde terör ve şiddete
başvurmuş, kardeşi kardeşe kırdırmış birini meşru bir hareketin
temsilcisi konumuna yerleştirmek istemiyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı savaş açıp ağır bir yenilgiye uğramış
bir hareketin liderini devlet istediği gibi kullanabilir, ancak
kimse onu meşru bir lider konumuna sokamaz.
Bu sadece Türkiye için geçerli bir kural değil. Demokrasinin,
hukukun üstünlüğünün tartışmasız olduğu Batı ülkelerinde de
titizlikle uygulanan bir kural.
Öcalan ve terörle-siyaset ilişkisinde onun sözünden çıkmayan siyasi
kimlikleri meşrulaştırıcı, şiddeti hoş gösterici bir yayın
çizgisinden titizlikle uzak duracağız.
SABAH, Öcalan'ın ifadesini yayınlamayarak bir tercih kullandı.
Şiddet ve teröre meşruluk tanımayan yayın çizgisinden taviz
vermedi.