Herkes gördüğü rüyaları çevresindeki insanlara anlatır, yorumlar, rüya tabir kitaplarına bakar merak eder... Peki rüyaların gerçekliği var mı? Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu bu sorunun cevabını verdi Sabah gazetesindeki köşesinde verdi... Rüyaların gerçekliği var mı? - Kuran-ı Kerim Hz. Yusuf'un rüya yorumlarından, Hz. İbrahim'in gördüğü rüyadan, Hz. Peygamber'e (s.a.v) gösterilen rüyadan bahseder. Bu da rüyanın dini bir değerinin olduğunu gösterir. Ehl-i Sünnet dediğimiz, Kuran ve sünnet ölçüsünde hareket eden alimler rüya hakkında özetle şöyle derler: Yüce Allah, uyanık haldeki insanın kalbinde birtakım işaretler (haller) yarattığı gibi, uyuyan insanın da kalbinde bazı haller yaratır. Bu haller bazen uyanık haldeki gerçeğe aykırı olur, bazen tıpatıp aynısı olur. Mesela; bulut yağmurun belirtisidir, ama her bulut yağmura sebep olmayabilir. Bunun gibi, rüyada görülen şey gerçeğe yansır diye beklense de gerçekleşmeyebilir. Allah, insanların levhi mahfuzdaki durumlarını bilen bir grup meleği rüya işi ile görevlendirir. Melek, levhi mahfuzdan Allah izniyle aldığı bu bilgileri bazı hallerde insanın kalbine yerleştirir. Bu hayırlı rüyadır. Şeytan ise bu bilgileri karıştırmak ve huzursuzluk vermek isteyebilir. Bu da hayırsız rüya olarak yansır. Genellikle rüyalar ikiye ayrılır. Birincisi, doğru çıkan rüyalardır. Peygamberlerin, salih kişilerin rüyalarıdır. Bazen salih -dindar- olmayan kişiler de bu tür rüyalar görebilirler. İkincisi ise, "Edgas" dediğimiz karışık, ürküten, korkutan rüyalardır. Bu tür rüyalara itibar etmemek lazım. Görülen iyi rüyadan mesaj çıkarmak lazım. Bu tür rüyalar iyi insanlara yorumlatılabilir. Kötü rüyalardan da belki ders çıkarılmalı ama ciddiye de alınmamalıdır. İnsan nefsinin, şeytanın, uyanıklık halindeki kurguların bir oyunu olabilir. Kimseye bu rüyalar yorumlatılmamalıdır. Şerrinden Allah'a sığınmak yeterli olur.