Rumsfeld'in pişkinliği insanı çıldırtır
Abone olIraklı esirlere yapılanları doğal karşılayan Rumsfeld, Irak'ta Cenevre Sözleşmesi'ne aykırı bir durum olmadığını söyledi.
Radikal Gazetesi'nin haberine göre, Senato komisyonunda terleyen
Rumsfeld, Ebu Garib'i teftiş etmek için dün sürpriz biçimde başkent
Bağdat'a gitti. Rumsfeld, uçakta gazeteciler tarafından işkence
konusunda 'ahret sualine' tutuldu.
Amerikan Savunma Bakanı: Irak'ta Cenevre Sözleşmeleri'ne uyuluyor.
Yeni işkence görüntülerini, sözleşmeye aykırı olduğu için
yayımlamadık
ABD Kongresi üyeleri Pentagon'un sunduğu Iraklı esirlere yönelik
yeni işkence ve cinsel taciz görüntülerini dehşetle izleyip
öncekilerden bile vahim bulurken, Savunma Bakanı Donald
Rumsfeld'den birbiri ardına pişkin açıklamalar geldi. Önceki gün
Senato'ya verdiği ifadede Iraklı esirlere uygulanan sorgu
tekniklerinin Cenevre Sözleşmesi'ni
ihlal etmediğini savunan Rumsfeld, senatörlerin sert eleştirileri
üzerine dün sürpriz biçimde Irak'a gidip Ebu Garib Hapishanesi'ni
teftiş etti. Rumsfeld, uçakta kendisini soru yağmuruna tutan
gazetecilere, bu kez yeni işkence görüntülerini Cenevre
Sözleşmeleri'ni ihlal etmeme kaygısıyla yayımlamadıklarını
söyledi.
Senato'nun tahsisler komitesinin savunma alt komisyonunda ifade
veren Rumsfeld, "Irak'ta fiziksel ve psikolojik manipülasyonu
içeren sorgu süreçlerine izin verilebilir" dedi. Cenevre
Sözleşmesi'nin Irak'taki tüm esirlere uygulandığında ısrar eden
Rumsfeld, 'terörle savaş' kapsamında Guantanamo Üssü'nde tutulan
esirlere ise her muamelenin mubah olduğunu savundu: "Onlar
terörist. Savaş kanunlarına uymuyorlar. Masum sivilleri
öldürüyorlar."
Sorgu teknikleri...
Esirlere kötü muamelenin cezalandırılacağını söyleyen Rumsfeld,
senatörlerin Pentagon'un izin verdiği sorgu yöntemlerinin işkenceye
yol açtığı eleştirisini ise reddetti. Pentagon'un sorgu
tekniklerinden bazıları şöyle: Haşince korkutma, sorguda askeri
köpeklerin hazır bulunması, esirlerin en fazla 72 saat uykusuz
bırakılması, beslenme değişiklikleri, 30 günden uzun süren tecrit,
esirlerin en fazla 45 dakika boyunca aşağılayıcı pozlara sokulması,
esirlerin başına günlerce çuval geçirilmesi...
1949 tarihli Cenevre Sözleşmesi'nin 17. maddesinde ise şöyle
deniliyor:
"Savaş esirlerine bilgi vb şeyler elde etmek için fiziksel-zihinsel
işkence ve baskı uygulanamaz. Yanıt vermeyi reddedenler tehdit
edilemez, hakarete uğratılamaz, hiçbir nahoş ve aleyhte davranışa
maruz bırakılamaz."
Nitekim Demokrat senatör Richard Durbin, ABD'nin yöntemlerinin
sözleşmenin
'çok ötesine geçtiğini' belirtirken, Irak'ta esirlere işkencenin
intikamı olarak ABD vatandaşı Nick Berg'in kafasının kesildiğini ve
kaçırılan başka Amerikalılar olduğunu hatırlattı.
'Cehennemin katları'
Önceki gün kapalı bir odada 1600'den fazla işkence fotoğrafını
inceleyen Kongre üyeleri, tiksinti ve öfkeye kapıldı. Durbin,
hislerini "Sanki cehennemin katlarına iniyormuşuz gibi. Maalesef bu
cehennemi biz yarattık. Bunun üst düzeydekilerin bilgisi dışında
olduğuna inanamıyorum" diye dile getirdi. Cumhuriyetçi senatör John
Warner ise, Amerikan askerlerinin akıbetini olumsuz etkileyeceği
gerekçesiyle görüntülerin yayımlanmasına karşı çıktı. Esirlerin
hırlayan köpeklerin önünde diz çökmeye, erkeklerin eşcinsel
ilişkiye, kadınların göğüslerini göstermeye zorlandığı, köpek
ısırıklarının yol açtığı yaralar ve çok sayıda cesedin sergilendiği
görüntüler arasında ABD askerlerinin aralarında kurdukları cinsel
ilişkiler de var.
'Aslında ben istiyorum...'
Irak'a giderken uçakta gazetecilerin ısrarlı sorularıyla köşeye
sıkıştırdıkları Rumsfeld ise, bu görüntüleri medyaya vermeme
gerekçesini Cenevre Sözleşmesi'ni ihlal etmeme kaygısıyla
açıkladı!: "Aslında ben tüm görüntülerin yayımlanmasını istiyorum.
Ancak Pentagon avukatları, buna, esirlerin kimliklerinin belli
olacağı, küçük düşecekleri ve Cenevre Sözleşmesi'nin ihlal
edileceği temelinde karşı çıkıyorlar."
Irak'ta ABD güçlerinin komutanı korgeneral Ricardo Sanchez ile
hapishanelerin komutanı tümgeneral Geoffrey Miller'ı hizaya çeken
ve Ebu Garib'i teftiş eden Rumsfeld, "Esirlere uygun
davranılmasını, askerlerin doğru hareket etmesini önemsiyoruz"
dedi.
Amerikan televizyonları, Bush kasımda ikinci kez seçilse bile,
Rumsfeld'in görevini sürdürme şansı kalmadığı görüşünde.
'Başkanlığa uygun değil'
Financial Times gazetesi de, Rumsfeld ile komutanın tüm üst
kademesini kovmasını isteyerek, "Bush, ABD Başkanlığı'na uygun
değil. Bu ahlaki değil, pratik bir yargı. Bush'un sahte sofuca
basitliği ve küstah tek taraflılığı için bu dünya çok karmaşık ve
tehlikeli" diye yazdı.