Rumsfeld'in iki yüzü
Abone olBugün ise Kuzey Kore'yi nükleer silah geliştirdiği için "şer ekseni"nin bir parçası olarak nitelendiriyor.
Rumsfeld, merkezi Zürih'te bulunan, Avrupalı bir mühendislik
firması ABB'nin yönetim kurulunda yer alıyordu. O dönemde şirket,
reaktörler için tasarım geliştirme ve kilit önemdeki bölümlerinin
sağlanması ile ilgili olarak 200 milyon dolarlık bir kontrat yaptı.
Bugünün Savunma Bakanı, 1990- 2001 yılları arasında ABB'de görev
yaparak, yılda 190 bin dolar para kazanıyordu. Ve Bush'un
kabinesinde yer almak için bu görevini bıraktı. O dönemdeki reaktör
anlaşması, Başkan Bill Clinton'ın, Kuzey Kore rejimini batıyla
olumlu bir şekilde biraraya gelmeye ikna etme politikasının bir
parçasıydı. Hafıza kaybı ABB daha sonra Kuzey Kore'nin başkenti
Pyongyang'da bir ofis açtı ve Kuzey Kore hükümeti ile 2000 yılında
anlaşma imzalandı. Bu gelişmelere karşılık, Rumsfeld'in
danışmanları, Savunma Bakanı'nın o dönemde bu yönde çalışmalar
yapıldığını hatırlamadığını (!) belirtiyorlar. ABB yetkilileri ise,
buna karşılık olarak, kurul üyelerinin hafif su reaktörleri ile
ilgili sistem ve teçhizatların teslimi ile ilgili proje konusunda
bilgi sahibi olduklarını ifade ediyorlar. Eski dost, yeni düşman
Rumsfeld'in bakan olmasının ardından Başkan Bush, Clinton'ın
yaratmaya çalıştığı işbirliği politikasına son vererek, Kuzey
Kore'ye güvenmediğini açıkladı. Böylece, iki ülke arasındaki
diplomatik ilişkiler de sona erdi. Pyongyang'ın bu tavra verdiği
yanıt ise, nükleer füze geliştireceğini söylemek oldu. 2002
Ocak'ında Bush yönetimi, Kuzey Kore'yi, Irak ve İran'la birlikte
şer ekseninin bir parçası olarak gösterdi. Clinton politikalarına
son Afganistan ve Irak'taki operasyonların başarısı, Rumsfeld'in
Washington'daki konumunu güçlendirdi. ABB'yi bırakmasının üstünden
zaman geçmiş olmasına rağmen, Rumsfeld şimdi Kuzey Kore'yi
"terörist bir rejim" olarak nitelendiriyor. Hükümetin Kuzey Kore'ye
yönelik tavrını eleştiren uzmanlar ise, sorunun Rumsfeld'in
Clinton-destekli diplomasi çabalarına destek vermesi ve ABB
anlaşması olmadığını belirtiyor, asıl sıkıntının Rumsfeld'in buna
açıkça karşı koymaması olduğunu vurguluyorlar. Sağ gösterip sol
vurmak Clinton paketinin hedefi, Kore yarımadasındaki tansiyonu
düşürmek, bunu da petrol ve nükleer reaktör sağlayarak
gerçekleştirmekti. ABB anlaşmasının kapsamındaki reaktörler, silah
haline getirilmeden önce arıtılması gereken plutonyumu üretiyorlar.
Bir Kongre üyesine göre, bu reaktörler nükleer bomba fabrikaları.
Kuzey Kore geçtiğimiz yıl denetçileri ülkesinden kovar ve nükleer
silah üretim anlaşmasından çekildiğini açıklarken, aynı anda Bush
yönetimi, ABB'nin reaktör projesinin devam etmesini sağlamak için
3,5 milyon dolara yetki verdi. Kuzey Kore, nükleer faaliyetlerini
ve füze programını durdurmadan önce, güvenlik garantisi ve
Amerika'dan yardımın gelmesini şart koşuyor. Bush ise nükleer
programın durdurulmasının ardından Pyongyang'la masaya oturma
taraftarı.