Rumsfeld'e cevap Gönül'den gidecek

ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yazdığı mektupla Süleymaniye baskınından duyduğu üzüntüyü dile getirdi. Diplomatik teamüller açısından mektubun Başkan Bush ya da Başkan Yardımcısı Dick Cheney tarafından kaleme alınması gerektiği, ancak yaşanan tartışmaların askeri boyutlu olması sebebiyle doğrudan Rumsfeld’in devreye girmiş olabileceği belirtiliyor. Cevabi mektubun ise Erdoğan değil Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül tarafından yazılacağı kaydediliyor. Mektubun içeriğine ilişkin bilgi veren Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, içeriğin kamuoyuna yansıtıldığı gibi olmadığını ‘Türk-Amerikan ilişkilerinin stratejik önemi ve Türk askerine duyulan saygıya’ değinildiğini söyledi. ABD’nin onayı alınmadan yayınlandığı için küçük çaplı krize yol açan Türkiye ABD Ortak Araştırma Grubu’nun sonuç bildirisi dün ABD tarafından da onaylanarak basına açıklandı. ABD yetkilileri, yaşanan gecikmenin daha çok ‘bürokratik aksama’ olarak tanımlanabileceğini belirtti. ABD’nin Ankara Büyükelçiliği de ortak metnin ingilizcesini kamuoyuna açıkladı. Süleymaniye’de Türk askerlerine yönelik ‘müttefikliğe yakışmayacak muamele’ üzerine Türkiye’nin yaptığı girişimler yankı buldu. Askerlerin serbest bırakılması ardından kurulan ortak komisyon, önceki gün, duyulan üzüntüyü bildiren bir açıklamayla çalışmasını tamamladı. ABD tarafı bununla da yetinmeyerek Savunma Bakanı imzasıyla Başbakan Erdoğan’a bir mektup gönderdi. Kamuoyuna sızan kısmına göre mektupta Türk ordusu ile Amerikan ordusunun Kore Savaşı’ndan bugüne değin sergiledikleri birliktelik ile Türk–Amerikan ilişkilerinin stratejik önemine değiniliyor. Mektupta Türk askerine duyulan saygı da dile getiriliyor. Yaşanan krize ilişkin bilgi verilen mektupta istihbari duyumlar ve sonrasında yapılan operasyon aktarılırken, iki ülke ordusunun bölgede ortak çalışabileceği zeminler üzerinde duruluyor. Pearson: Üzücü olay keşke olmasaydı Bu arada Türk–Amerikan İş Konseyi’nin adına düzenlediği veda yemeğinde konuşan ABD Büyükelçisi Robert Pearson, “4 Temmuz olayını, aynen sizler gibi bizler için de hakikaten müessif olay olarak görüyoruz ve hiç olmamış olsaydı diyoruz.” dedi. Pearson, Türkiye’de bulunduğu 3 yılın, dostluk dolu ülkede kendisi için imtiyaz vesilesi olduğunu söyledi. İstikrara kavuşacak Irak’ın Türkiye açısından ifade ettiği ekonomik potansiyele değinen Pearson, Türk–Amerikan ilişkilerini açık denizdeki gemiye benzeterek, “Gemi ne şartlar altında olursa olsun seyrine devam etmeli. Eğer açık denizdeyseniz zaman zaman fırtınaların olacağı bir gerçektir.’’ diye konuştu.