Rumlar'da AB korkusu
Abone olRumlar Kıbrıs görüşmelerine 'AB baskısı' altında başlarken geri adımları, üyeliklerini askıya alabilir.
Akşam Gazetesi'nin haberine göre, Rum tarafı Kıbrıs
görüşmelerine 'AB baskısı' altında başlıyor. Geri adımları,
üyeliklerinin askıya alınması riskini taşıyor. KKTC'nin olumsuz
tavrı ise Türkiye'nin AB ve ABD'yle ilişkilerini bozacak Kıbrıs'ta
çözüm için bugün New York'ta bir araya gelecek olan Türk ve Rum
tarafı, alacakları karar ile ülkelerinin kaderlerini etkileyecek.
Dış politikanın deneyimli ismi Gazeteci-Yazar Mehmet Ali Birand,
AKŞAM'a yaptığı değerlendirmede, her iki kesimin de çok kritik bir
aşamada bulunduğunu belirtti. Birand, iki taraf için olası
senaryoyu şöyle tanımladı: ÜYELİKLERİ GARANTİ DEĞİL 'Eğer anlaşmayı
Rumlar bloke ederlerse, Türk tarafının iyi niyetine rağmen, Avrupa
Birliği (AB) ile karşı karşıya kalacaklar. AB 'ne pahasına olursa
olsun Rumlar'ı üye yaparız' demiyor. Rumlar geri adım atarsa, büyük
bir baskı altında kalacaklar, AB'ye girişleri önemli oranda
tehlikeye düşecek. Bunu biliyorlar. Böyle bir karar ise bir doruk
toplantısında alınabilecek karardır. Ancak haziran doruğunda
alınır. O yüzden bu aşamada Rum tarafı güç durumda. Hatta, Türk
tarafına göre daha güç durumda.' HÜKÜMET PRESTİJ KAYBEDER 'Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) anlaşmayı geri çevirirse, Türk
tarafı geri adım atarsa, böyle bir durum bu hükümetin prestijini
yok eder. Hem AB ilişkileri tüm temelinden bozulur, hem de
Türkiye-ABD ilişkileri yeni darbe yer. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın
Washington ziyareti sırasında Amerikalılar'la önemli görüşmeler
yapıldı ve Türkiye'nin açılımına ABD tam destek verdi. Bu aşamadan
sonra Kıbrıs'la ilgili esas pazarlık Ada'da yapılacak. O pazarlıkda
ABD devreye girecek.' GÖZ GÖZE KOVBOY GİBİ 'Her ikisinin birden
geri çekilmesi ve suçu karşılıklı olarak birbirlerine atması
beklenmiyor. Gelinen nokta, tabancayı ilk önce kim çekecek durumu.
Rumlar, Rauf Denktaş'ın çekmesini bekliyor. Denktaş ise Rum
tarafının ilk ateş eden taraf olmasını bekliyor. Tam göz göze
bakışan iki kovboy gibi. Birbirlerini vurmaya çalışacaklar.'