Rum okullarında 214 öğrenci kaldı
Abone olİstanbul'un Rum okullarında sadece 214 öğrenci kaldı. Çözüm için Rum olmayan öğrenciler de kayıt yaptırabilecek.
İki devasa sütunun arkasındaki tarihi binanın kapısı sessizlik
ve hüzne açılıyor. İçerisi sahaf dükkânları gibi, geçmiş kokuyor.
Zil çalınca çocuk sesleri koridorları doldurmuyor, kimi sınıfların
kapısı en son 10 yıl önce açılmış, arka bahçe otlarla kaplanmış,
basketbol potalarının paslı direkleri duruyor... Koca okulda sadece
bir öğrenci eğitim alıyor. Askıda bir tek onun hırkası, panoda bir
tek onun kompozisyonları, tahtada bir tek onun tebeşir izleri
var... Kadıköy Rum İlköğretim Okulu terk edilmiş gibi.
Radikal Gazetesi'nden Umay Aktaş Salman'ın haberine göre;
Bakırköy’deki Rum İlköğretim Okulu’nun ise altı yıldır öğrencisi
yok. Okulun kapısı haftada bir kez resmi evrakları dosyalamak için
başka bir okuldan gelen idareci tarafından açılıyor. 22 yıldır
bekçilik yapan ve okulun bahçesinde yaşayan Carcar ailesi öğrencili
yılları düşündükçe hüzünleniyor. Bir zamanlar çocuklarının okuduğu
okul, ailenin ikinci kuşağının oyun bahçesi şimdi. Maraşlı Rum
İlköğretim Okulu’nun yüksek duvarlı avlusunda üç çocuk top
oynuyor.
Teneffüsün bittiğini zil haber vermiyor. Zaman dolunca büyük
koridorlarda sadece üç kişinin adımları yankılanıyor..
İstanbul’daki 22 özel Rum okulundan sadece 10’unda öğrenci var.
Çoğunda okul mevcudu tekli rakamlardan oluşuyor. En kalabalık okul
120 kişi. Sadece Türk asıllı Rumların gidebildiği okullar yok olma
tehlikesiyle karşı karşıya. Zoğrafyon İlköğretim Okulu ve
Lisesi’nin 18 yıllık Müdürü Yani Demircioğlu “Perde kapanmasın. Bu
okullar Rumca öğrenmek isteyen herkese açılsın” diyor.
MÜZE GİBİ OKULLAR
Türkiye’de Rum nüfusu bugün yaklaşık 3 bin. İstanbul’daki Rum
öğrenci nüfusu 214. Okullar birer müze gibi. Kadıköy’de Rum
İlköğretim Okulu’nun camlarından biri 29 Ekim’de asılmış Türk
bayraklarıyla süslü. Bir tek camları süslü o sınıfta eğitim var.
Kapalı sınıflar terk edilmiş gibi. Yemekhane artık depo niyetine
kullanılıyor. Okulun panosunda ise kalabalık yıllardan kalan renkli
resimler asılı hâlâ. 139 yıllık okulun son beş yıldır sadece iki ya
da üç öğrencisi olmuş. Şimdi bir tek 4. sınıf öğrencisi Valendi
Mihailidis eğitim alıyor. İki tane de eğitimci var. 18 yıldır
okulda öğretmenlik yapan Hristo Peştemalcioğlu aynı zamanda müdür.
Müdür yardımcısı Türk öğretmen de Türkçe ve sosyal bilgiler dersine
giriyor. Okulda bir sekreter bir de hizmetli var. Yani öğrenciyle
birlikte toplam nüfus beş. 18 yıl önce 32 öğrenciyle öğretmenliğe
başlayan 46 yaşındaki Peştemalcioğlu 160 kişilik okulda sadece bir
öğrenciye eğitim vermenin kendini üzdüğünü söylüyor: “Çocuk sesi
yok, oyun sesi yok. Rekabet ortamı yok. Ancak öğrencimiz çok iyi
çocuktur, çalışkandır, bizi üzmüyor.”
'ARKADAŞ İSTERİM AMA YOK'
Bu okulda öğrenci olmak da zor. Valendi derslerde olduğu gibi
teneffüslerde de yalnız. Kimi zaman öğretmeniyle top oynuyor kimi
zaman kitap okuyup, resim yapmakla yetiniyor. “Canın sıkılmıyor mu”
sorusuna, “Ben de arkadaşım olmasını istiyorum ama güzel yanları da
var tek olmanın” diye cevap veriyor. Valendi tek öğrenci ama hiçbir
bayram da es geçilmiyor. En son 29 Ekim’de Valendi öğretmeninin
günün anlam ve önemini belirten konuşmasının ardından şiir okudu.
Seneye beşinci sınıf olacak daha sonra ise ilköğretim ikinci kademe
için başka bir Rum okuluna gidecek. Yeni kayıt olmazsa Valendi
okulun son mezunu olacak.
Fener’deki Maraşlı Rum İlköğretim Okulu’ndaki öğrenci sayısı da
‘tek haneyi’ aşamıyor. Koca binada 6 öğrenci... Okulda biri müdür
başyardımcısı, biri Türkçe diğeri Rumca olmak üzere iki Türk bir
Rum öğretmen var. Bir de 10 yıldır bekçilik yapan İstitato
Talyadoro. Dört kişilik ailesiyle okulun içinde yaşıyor ve okulun
bakımını yapıyor. 10 yıl önce göreve başladığında 10 öğrenci
varmış. Öğretmenler de okulun bu haline üzülüyor: “Tıpkı bir insan
gibi yaşlanacak ve ölecek. Keşke elimizden bir şey gelse.” Türkçe
öğretmeni Tayfur Altıok, üç yıldır okulda. 1000 kişilik bir devlet
okulundan kendi isteğiyle gelmiş.
İKİNCİ KUŞAĞA OYUN BAHÇESİ
Bakırköy’deki Rum İlköğretim Okulu’nun ise altı
yıldır hiç öğrencisi yok. Yan taraftaki dershaneden öğrenci sesleri
geliyor ama bu ahşap bina hüzün ve sessizlikle dolu. Yakındaki
Ermeni okulundan görevli gelen idareci Özen Albar haftada bir gün
gelen resmi evrakları dosyalamak için uğruyor. Okula bekçilik yapan
Carcar ailesi 22 yıldır bahçedeki müştemilatta yaşıyor. İki oğlunu
da bu okulda okutan Silva Carcar, okul bahçesine ektiği sebze ve
çiçeklerle oyalanmaya çalıştığını anlatarak “Çiçekleri suluyoruz,
yerleri süpürüyoruz. Ne yapalım eğitim varmış gibi yapıyoruz” diye
konuşuyor. Bir zaman çocuklarının okulu olan bu yer şimdi ikinci
kuşağın oyun bahçesi.
Az da olsa, ‘daha çok öğrencili’ okullar da var. Her şeye rağmen
hedeflerini yüksek tutuyor ve geleceğe umutla bakıyorlar. En
kalabalık okul, 120 öğrenciyle Zapyon. 6, 7 ve 8. sınıfların ve
lise öğrencilerinin olduğu Fener Rum İlköğretim Okulu ve Lisesi’nde
de 60 kişi var. Üçüncü en kalabalık okul ise ilköğretim ikinci
kademe ve lise eğitiminin verildiği Zoğrafyon. Taksim’deki 117
yıllık okulda 41 öğrenci var. Zoğrafyon’ın 18 yıllık müdürü Yani
Demircioğlu mezun olduğu okulda çalışıyor. Yıllardır okulun sesini
duyurmak ve öğrenci sayısını arttırmak için büyük bir mücadele
veriyor. Okulda tiyatrodan sergiye, spordan araştırma
faaliyetlerine kadar pek çok faaliyet yapılıyor. Üniversite
başarısı yüzde 100. Rum okullarını bir tiyatro perdesine benzeten
Demircioğlu, “Perde inmesin. Bizler bu oyunun son kahramanları
olmak istemiyoruz” diyor.
ÇÖZÜM STATÜ DEĞİŞİKLİNDE Mİ
Rum okulları, Lozan Antlaşması ile güvence altına
alınmış ve sadece Türkiye Cumhuriyeti uyruklu öğrenciler devam
edebiliyor. ‘Vatandaş’ Rum sayısı artmadıkça öğrenci sayısının
artması da mümkün değil. Ancak okullara alınan öğrenci statüsünün
değiştirilmesiyle okulların boşalması önlenebilir. Dört yıl önce
yabancı uyruklu öğrencilere izin verilmesine yönelik hazırlanan
kanun taslağı CHP’nin muhalefeti nedeniyle yasalaşmamıştı.
Taksim’deki Zoğrafyon Lisesi’nin müdürü Yani Demircioğlu da çözüm
için okulların yabancı uyruklu öğrencilere açılmasını öneriyor:
“1923’te 2.280 öğrenci vardı, 1973’te 1.080, bugün 210 oldu.
Yunanistan’dan tüccarlar geliyor. Yunan uyruklu velilerin çocukları
niye buraya gelemesin?”