Ruhban okuluna bakan tepkisi
Abone olDevlet Bakanı Mehmet Aydın, Fener Rum Patrikhanesi'nin Ruhban Okulu'yla ilgili taleplerine ilişkin olarak, 'Kimse ayrıcalık istememeli" dedi ve şöyle ekledi:
Heybeliada'da bulunan Ruhban Okulu'nun yeniden açılması
konusunda bir süre önce olumlu yaklaşımlar sergileyen ve sorunun
çözümü için formül arayışını sürdüren hükümetten, yaşanan süreci
sürüncemeye sokacak açıklamalar gelmeye başladı.
NATO Parlamenterler Asamblesi'nin Özel Akdeniz Grubu toplantısı
için İtalya'nın Napoli kentinde bulunan Devlet Bakanı Mehmet Aydın,
kimi Hıristiyan yetkililerin Batı basınına verdikleri mesajlarda,
Türkiye'de İslam dışındaki dinlerin dinsel özgürlükten
yararlandırılmadıkları biçimindeki iddiaları reddetti.
'Din özgürlüğü var'
Aydın, "Bu doğru bir iddia değil. AB sürecinde hiçbir dini grup ne
koparırsak kâr mantığıyla hareket etmemeli. Genel olarak konuşmam
gerekirse ben Türkiye'de bir Hıristiyan ve Yahudi aleyhtarlığının
bulunduğunu düşünmüyorum" dedi. Aydın, Türkiye'de din özgürlüğünün
varlığının Batılı ülkelerin resmi raporlarında da teyit edildiğini
söyledi. Aydın, Türkiye'deki cemaat liderlerinin de din ve ibadet
özgürlüğü açısından herhangi bir sorun yaşamadıklarını
açıkladıklarını ifade etti.
Kimi dini grupların özel statü istemelerinin bir sorun
yaratabildiğine işaret eden Aydın, şunları söyledi: "Mesela bir
grup gelip, 'Katoliklik resmen tanınmalı, bize özel bir statü
verin' diyor. Ama bu, söylendi diye hemen yapılabilecek bir şey
değil. Bu, hukuki boyutları da olan kapsamlı bir konu. Avrupa'da da
benzer sorunlar var.
'Özel statü olamaz'
Türkiye, AB'ye girmek için uğraşıyor. Kimileri bunu fırsat addedip,
bu arada ne koparırsak kârdır mantığıyla hareket ediyor. Bu olmaz,
adil de değil. Türkiye'de bir Lozan Anlaşması var. O anlaşmada
gayrimüslim vatandaşlarımızın statüsü belirlenmiş. Bu durumda her
küçük dini akıma, bizden talepte bulundular diyerek özel bir statü
tanıyamazsınız."
Aydın, Fener Rum Patrikhanesi'nin Heybeliada Ruhban Okulu' nu
yeniden açma talebinde benzer bir sorun yaşandığını anımsattı.
Aydın, Ruhban Okulu'yla ilgili görüşlerini de şöyle anlattı:
'İtiraz yok, ama...'
"Buna prensip itibarıyla Türkiye'de kimsenin itirazı yok. Ama, bu
okul nasıl olacak? Bir üniversiteye mi bağlı olacak, müstakil mi
olacak? Müstakil olursa Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) denetim ve
gözetiminde olacak mı? Bir fakülte şeklinde mi, yoksa bir tür vakıf
üniversitesi mi olacak? Türkiye'de bunların tümü tartışıldı.
Ama birileri kalkıp salt onlara özgü bir şey isteyemez. Yapılması
gereken, gereksinimin Türkiye' deki kurallar içinde
karşılanmasıdır. Tevhid-i Tedrisat Yasası doğrultusunda
Türkiye'deki tüm eğitim kurumlarını MEB'in denetlemesi zorunlu.
Diyanet'in Kuran kursları da MEB'in denetimine tabi. Madem ki
tevhid-i tedrisat var, bu yasaya bütün vatandaşlar uymak durumunda.
Türkiye'de Müslüman olanlar da, Müslüman olmayanlar da aynı haklara
sahip.
Hiç kimse bir ayrıcalık istememeli. Ayrı bir imtiyaz olmaz. Ama
imtiyaz isteyip yasal sınırların dışında bir okul modeli
düşünüyorsanız, o zaman Müslümanlar da benzer talepte bulunursa,
onlara hayır mı dememiz gerekecek? Nitekim mevcut yasalar nedeniyle
bugün Müslümanlar da özel ilahiyat fakültesi açamamakta."
Hükümet ne yapıyor?
Hükümet, Ruhban Okulu'nun açılabilmesi için formül üretmek üzere
Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde bir komisyon kurmuş, Dışişleri
Bakanlığı da 1971'den bu yana kapalı tutulan okulun, Milli Güvenlik
Siyaset Belgesi'nde 'tehdit' olarak görülmesine son verilmesini
önermişti. Bu isteğe, MGK Genel Sekreterliği de onay vermişti.
Ancak bu konu 21 Haziran'da yapılan MGK'da ayrıntılı ele
alınamamıştı. Okulun yeniden eğitime başlaması, AB'nin de isteği.
ABD ile ilişkilerde de sorun olan okulun açılması için
çalışmalarını sürdüren hükümet, henüz harekete geçmedi. Başbakan,
kendini bağlayacak bir açıklama yapmazken, Dışişleri Bakanı
Abdullah Gül, Yunanistan ziyaretinde, Ruhban Okulu konusunda şöyle
demişti: "Sadece Heybeliada Ruhban Okulu için çözüm üretemeyiz,
çünkü diğerleri de Anayasa Mahkemesi'ne başvuracak. Çözüm aramaya
devam ediyoruz
Kaynak: