RTÜK'e yanlı İslam sorusu
Abone olMusa Ağacık, RTÜK Başkanına İslam yayıncılığının, Sünni vatandaşların isteklerine cevap vediğini ve Aleviler'e yönelik bu tarz programların neden olmadığını sordu.
Musa Ağacık, son yazısını RTÜK Başkanı Fatih Karaca’yla mini bir röportaj yaptı. Ağacık'ın merak ettiği önemli konu "yanlı İslam yayını" ve bunun getirdiği sakıncaların önlenmesi adına yapılması gerekenlerdi. Ağacık'ın başlıklı yazısı bu soruların cevabını veriyor...
TÜRKİYE’DE yazılı ve görsel basın kurumları, AB sürecinde demokratikleşmeyi sadece devletten bekliyorlar. Kendileri ise aynaya bakma gereği duymuyorlar! Oysa traj ve reyting kaygısıyla tutuculuğu besleyip büyüttükleri ortada. ‘Sır dünyası’, ‘benimle evlenir misin?’, çete ve ağalık dizileri gibi ucube programlar akılcılığı ve ahlaki değerleri sekteye uğrattığı gibi, Türkiye toplumunu dünyayla uyumsuz, cahil, demokratik standartlardan yoksun kılmasına da neden oluyor. Bu politikanın dine yansıması da alabildiğine tek yanlı, tutucu, dayatmacı ve farklı inançları yok sayması şeklinde olmaktadır. Dolaysıyla insanlığa aykırı olduğu kadar, laikliğe de, basın ahlak yasasına da aykırı bir durumdur. Örneğin kutsal Ramazan ayında yoğun ve tek yanlı yayınlar yapılırken, nüfusun üçte birini oluşturan Alevilerin Muharrem ayı gibi kutsallıkları yok sayılmakta. Aynı davranış, gayri müslim yurttaşlara karşı da takınılmakta.
Bu arada İslamcı basın yayın organları, Batı’dan ithal ettikleri bilimsel doğa belgesellerini alıp, Kuran’ı referans alarak çarpıtmaları, Kuran’a olduğu kadar, binbir emekle o belgeselleri yapanlara da saygısızlıktır. Böylece hem sıkça vurgu yaptıkları ‘ahlaki değerleri’ ayaklar altına alıyorlar, hem de halkımızın Batı’yla sağlıklı bir iletişim kurmasını engelliyorlar. Özetle barışı, bilgiye saygıyı ve ahlaki değerleri erozyona uğratıyorlar.
Durumu Siwissotel’de yapılan Avrupa Medya Düzenleyici Kurullar Platformu’na katılan RTÜK Başkanı Fatih Karaca’ya sordum. Sorgulayıcı aklın ışığında, dost cemalini kıble bilen bir kısım sevgili okurlar:
TRT başta olmak üzere, özel televizyonların, Sünni İslam’ın kutsalı özel Ramazan programları yapması karşın, Alevilerin kutsalı Muharrem ayını yok saymaları, tek yanlı ve laikliğe aykırılıktan dolayı RTÜK’ün müdahalesini gerektirmez mi?
RTÜK’e bu anlamda yazılı bir başvuru olursa tabii ki, bu değerlendirilir.Yayın çeşitliliğine çok dikkat edilmesi lazımdır diye düşünüyorum.
Peki seçimlerde ekran karatmanız vatandaşların şikayeti sonucunda mı, yoksa RTÜK olarak kendi iç denetim mekanızmanız mı harakete geçiyor?
Bizim seçim dönemlerinde yetkimiz direk Yüksek Seçim Kurulu’nda. Tabii kamuoyunda bu tam olarak anlaşılamadı. Ama birşey ifade edeyim, bu önemli. Gerçekten 2002 yılında 4756 sayılı yasayla yapılan değişiklikle TRT bizim denetimimizden çıkartıldı! Bunun fevkalede yanlış olduğunu düyünüyorum. Yani RTÜK olarak özel televizyonların üzerinde bir denetim hakkımız varken, malesef TRT yayınları üzarinde bir denetim yetkimiz yok! Üstelik TRT genel müdürü ile yönetim kurulunu hükümete bildirme yetkimiz var ama yayınlarını denetleme yetkimiz yok! Bu adaletsizlik ortadan kaldırılmalı.
Reyting uğruna insan onurunu ayaklar altına alan dizi ve reklamlara sözünüz?
Reklamların süreleri konusunda başarılı bir uygulama yaptık. Ayrıca özellikle bir araba reklamıyla ilgili, son derece rahatsız edeci mesajlar var. Onu inceliyoruz. Dizilerle ilgili de büyük hassasiyetler var.
İslamcı televizyonların, bilimsel kuşkuculukla hazırlanan belgeselleri, tersyüz ederek Darwin’e hakaret seramonisine dönüştürmelerini ahlaki buluyor musunuz?
Son zamanlarda bu programlarla igili çok şikayetler alıyoruz. İnceleme raporlarından sonra bilime aykırı şeyler varsa mutlaka gereken yapılacaktır.
YAZI:Musa AĞACIK