’’Bu belge 77 milyonun başvuru kaynağı olacak’’
Abone olCumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi’nde düzenlenen törende “Türkiye Vizyon Belgesi”ni açıkladı. Erdoğ...
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Haliç
Kongre Merkezi’nde düzenlenen törende “Türkiye Vizyon Belgesi”ni
açıkladı. Erdoğan, “Milletimiz takdir eder cumhurbaşkanı seçilirsek
5 yıllık dönemde nasıl bir yol izleyeceğimizi bu vizyon belgesinde
kayıt altına aldık. Bu belge hem bizim hem 77 milyonun başvuru
kaynağı olacak” dedi.
Törende bir konuşma yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Vizyon
Belgesi’nin geniş bir ekiple birlikte hazırlandığını anlattı.
Erdoğan, “Haftalarca bunun üzerinde çalışmalar yapıldı.
Cumhurbaşkanı olarak Türkiye için nasıl bir ufuk öngördüğümüzü
bulacaksınız. Milletimiz takdir eder cumhurbaşkanı seçilirsek 5
yıllık dönemde nasıl bir yol izleyeceğimizi bu vizyon belgesinde
kayıt altına aldık. Bu belge hem bizim hem 77 milyonun başvuru
kaynağı olacak” dedi.
Belgenin içeriğine değinen Erdoğan, “Yeni Türkiye Yolunda ismini
taşıyor. Demokratik yönetim, refah toplumu ve önce ülke başlıkları
bulunuyor. Bu vizyonla neyi kastediyoruz; 12 yılda ülkemizin 4
alanda dönüşmesine yollar açtık. Demokratikleşme, refah,
şehirleşme, uluslararası ilişkiler. Ülkemiz daha demokratik bir
ülke oldu. Her türlü engele rağmen hedefimizden taviz vermedik.
Vesayetçi anlayış ve yapıları tasfiye ettik. Refahın artışı ikinci
önemli başarıdır. Onlarca yıldır milletimizi eğitimden sağlığa,
ulaşıma kadar mahrumiyet içinde yaşatan zihniyete son verdik”
ifadelerini kaydetti.
“Bugün Türkiye’nin refahı artmış durumdadır” diyen Başbakan
Erdoğan, “3. dönüşüm şehirlerimizde olmuştur. Milletimizi hor gören
elitist anlayışın hizmet mahrumiyetine son verdik. Belediyeleri
etkin, hızlı, kapsamlı işler yapan birimlere dönüştürdük. Şehirleri
hastanelerle, okullarla donattık. Şehirlerimizin tarihi karakteri
yeniden ortaya çıktı. 4. dönüşüm uluslararası ilişkilerde oldu.
İnsanımız uluslararası alanda geçmişle kıyaslanamayacak kadar
saygın bir konumdadır. Ülkemiz dünyanın geniş coğrafyasında
muhabbetle anılmaktadır. Türkiye artık ekonomik kriz endişesi
içinde olan değil, herkesin geleceğe güvenle baktığı bir ülkedir.
Eğitime baktığınızda okuma yazma oranının neredeyse yüzde 100’lere
yaklaştığını göreceksiniz” şeklinde konuştu.
“Biz okumak için kitap bulamadık” diyerek yaşadığı zor dönemleri
hatırlatan Erdoğan, “Abilerimizin notlarını isterdik. Şimdi
gençlere seslenmek istiyorum; şimdi biz sıralarınızın üzerine
okullar açılırken 1. hamur kağıttan kitapları ücretsiz koyuyoruz.
Yeni bir adım daha attık. Artık etkileşimli tahta ile sınıflarımıza
bilişim teknolojisini girdik. Dev bir ihale yapıyoruz. İnşallah 10
milyon tablet bilgisayar ve bütün sınıflara etkileşimli tahta. 3
yıl içinde inşallah bunu da gerçekleştireceğiz” dedi.
Artık Türkiye’nin yardım alan değil; yardım veren bir ülke
konumunda olduğunu ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
“Türkiye artık takip eden değil, edilen bir ülkedir. Göreve
geldiğimizde Türkiye’nin yardım eli 45 milyon dolardı. Şimdi 3.5
milyar dolar. Türkiye artık kıyafeti yüzünden okul kapısından
kovulanların değil, her kimliğin serbestçe birlikte yaşadığı bir
ülke. Kızlarımız yurt dışına kaçıp gittiler. Ben de kendi kızlarımı
yurt dışına gönderdim. Düşünebiliyor musunuz benim kızlarım
Amerika’da başörtü ile okuyor ama kendi ülkemde okuyamıyor. Bütün
bunların hepsi özgür hale geldi. Ne oldu ülkemiz bölündü mü? 2030
milletimiz için büyük bir hedeftir. Gayretimiz çabamız bu büyük
hedef içindir. Milletimiz dönüşüm iradesini güçlendirerek devam
ettirmektedir.”
Yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerine değinen Başbakan Erdoğan,
“Cumhurbaşkanını seçme kararını da muhalefete rağmen milletimiz
kendisi vermiştir. Cumhurbaşkanlığı seçimleri farklı bir anlam
kazanmıştır. Siyasi sınırlarımız bizim medeniyet atılımımızı
sınırlayamaz. Büyük bir medeniyet mirasçısı olarak dünyaya daha da
açık olmalıyız. Her bölge her güzellik bize dosttur. Fikir, sanat,
iş dünyamız inanıyorum bu yeni dönemde medeniyet mirasımızı yeni
bir evreye taşıyacaktır. Amacımız 2023 yılında şu 4 temel hedefe
ulaşmaktır. Yeni Türkiye’nin kapılarını 12 yılda nasıl açtık, bugün
nereye doğru gidiyoruz. Bizim yönetim anlayışımız milletimize saygı
ve güvene dayalıdır. Biz milletimize efendi değil hizmetkar olmaya
geldik. Yönetim anlayışımız eski ve yeni her türlü vesayete
karşıdır” ifadelerini kullandı.
“2023 yılında demokrasimizi inşallah daha da güçlendireceğiz”
diyerek sözlerini sürdüren Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Demokratik siyaset zeminini gerçekleştireceğiz. Bugüne kadar
başardığımız demokrasi reformlarını eski o tek tipçi paralel
kalıntıları bertaraf ederek daha üst seviyelere ulaştıracağız. Suni
gerilimlerle milletimizi ayrıştırmaya çalışanların önünde durmaya
devam edeceğiz. Bizim muhatabımız millettir, gelecektir. Bizim
mayamız birliktir. Bizim çağrımız bir inşa davetidir. Biz taş
üstüne taş koymuş herkesi kucaklıyoruz, kimseyi reddetmiyoruz. Bu
ülkenin her bir vatandaşı, her etnik kimlikten vatandaşı bizim
güvencemiz altındadır. Türkiye’nin geleceğine sahip çıkan herkesle
birlikteyiz.”
Öncelikli gündemin yeni Anayasa çalışmaları olduğunu hatırlatan
Erdoğan, “Yeni Türkiye yolunda yeni bir Anayasa öncelikli gündem
maddelerimiz arasındadır. Türkiye bugüne kadar çok sayıda Anayasa
gördü. Milletimizin güven duyacağı, taleplerini karşılayacak bir
Anayasa olmazsa olmazdır. İnanıyoruz ki milletimizi 95 yıl önce
başardığını bugün de başarmaya kadim toplu sözleşmesi üzerine
geleceğin Türkiye’sini daha da güçlendirmeye azimlidir. Yeni
Anayasa yeni bir gelecek demektir. Milletimiz takdir eder de
cumhurbaşkanı seçilirsek yeni Anayasa hazırlanması için gereken
öncülüğü yapmak öncelikli işlerimiz arasında yer alacaktır. Türk,
Kürt, Arap, Çerkes, farklı din mensupları arasında ayrım yapmadan
77 milyon vatan evladının sorunlarını çözmek milletin asli
görevidir” dedi.
2023 vizyonunda kimsenin kendisini devlet karşısında ezik,
ötelenmiş hissetmediği bir Türkiye tasavvur ettiklerini belirten
Erdoğan, şöyle devam etti:
“Her bir ferdin kendisini bu ülkenin eşit vatandaşı olarak
hissettiği bir Türkiye hedefliyoruz. Cumhurbaşkanı olursam çözüm
sürecini güçlü şekilde sürdürmek için ilgili kurumları
yönlendirmeye devam edeceğiz. Cumhurbaşkanı olarak da çözüm
sürecinin en yakın takipçisi olacağız. Bu kardeşlik projesini
inşallah hep birlikte nihayete erdireceğiz. Devleti din devlet
ilişkisi alanına tahakküm eden değil bu alan. Devlet, din ve inanç
etrafından örgütlenen vatandaşlarının özgürlüğüne müdahale edemez.
Bu özgürlükleri koruyan hukuk, aynı zamanda özgürlüklerin suistimal
edilmesine de engel olur. Dini topluluklar da devlet ve diğer dini
gruplar üzerinde tahakküm kuramaz. Dini istismar eden örgütlerin
devlet içinde yapılmasına, paralel devlet yapıları kurmasına,
devletin gücünü kendi çıkarları için kullanmasına izin verilemez.
Devlet din ilişkisini belirleyen unsur sivilliktir. Toplum kendi
dini yaşamını kendisi gerçekleştirmelidir. Cumhurbaşkanı
seçilirsek, hoşgörü, birlikte ama ortak mirasımızın demokrasi ve
çoğulculuk ekseninde güçlendirilmesi için de çabalarımızı
sürdüreceğiz.”
"Ülkemiz bizim iktidarımızda refah toplumu haline geldi" diyen
Erdoğan, "Türkiye G-20 içerisinde yerini aldı. Sosyal devlet
anlayışımızın gereği olarak dar gelirlilerin hayat standartlarını
yükseltecek pek çok alanda reformlar yaptık. Genel bütçeden en
büyük payı eğitime ayırdık. 2002 yılında eğitim bütçesi 11 milyar
TL iken bu rakam 2014’de 78 milyar TL’ye yükseldi. İşte bu süreci
daha da güçlendirerek devam edeceğiz. 12 yılda sağlı sektörünü çile
sektörü olmaktan çıkardık. Ana muhalefet başı bir zamanlar SSK
Genel Müdürü idi. Genç delikanlıyım sabah erken saatte anacığım
beni gönderir kuyruğa girerdim. Oradan numarayı alacağım, sonra
annem muayene olacaktı. İlacını alamazdın. İlaçların yarısı yoktu.
İşte bunlar ortadan kalktı. Şimdi istediğin eczaneden ilaçlarını
alıyorsun. Artık vatandaşın hastanede rehin kalma dönemi ortadan
kalktı. Fakir fukarayı gözeten bir sağlık devrimi yapıldı. Şimdi
ambulans uçak ve helikopterlerimizle çalışıyoruz. Artık bu milletin
evlatlarına bu yakışır. Aile hekimliğini başlattık. Dev şehir
hastanelerini kuruyoruz. Hedef 30 büyük şehrin tamamında bunu
yapmak" şeklinde konuştu.
Ekonomik alanda yapılan icraatları anlatan Başbakan Erdoğan,
"Merkez Bankası rezervleri 27.5 milyar dolardı biz göreve
geldiğimizde. Geçen yıl 135 milyar dolara çıkmıştı. Gezi olayları
nedeniyle 120 milyar dolara geriledi. Dün itibariyle yeniden merkez
bankası rezervimiz 135 milyar dolara ulaştı. Çalışıyoruz. Bu
makamlar yan gelip yatma yeri değil. Rekoru da aşacağız inşallah"
dedi.
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Birileri çıkmış ’Marmay’ı biz
başlattık.’ Neyi başlattınız. Biz böyle bir şey görmedik. Ha proje
vardı ama kimin? Sultan Abdülhamit ve Abdülmecit’in projesiydi.
Bunu gördük. Zaten ilham kaynağımız o oldu. O projeleri de Japon
başbakanına takdim ettik. Bunun dışında hiçbirinin orada emeği yok.
İktidarımız döneminde temeli attık. Proje çalışması her şey bize
ait. Fatih Sultan Mehmet gemileri karadan yürüttü, biz de halkımızı
denizin altından götürüyoruz. Şimdi inşallah denizin altından çift
katlı tüp geçit yapıyoruz. Oradan da otomobiller geçecek. İstanbul
ulaşımını rahatlatalım istiyoruz. Yüzyılın projesi Marmaray şu an
halkın hizmetindedir. Yüksek hızlı tren şimdi İstanbul’la
buluşuyor. Havayolunu halkın yolu yaptık. 12 yıl önce Türkiye’de
havayolundan istifade edenlerin sayısı 34 milyon kişiydi. Şu anda
150 milyon kişiyi aştı. Göreve geldiğimizde 26 havalimanı vardı,
şimdi 52... Şimdi Batı’nın dudaklarını uçuklatan bir yatırım
yapıyoruz. İstanbul havalimanı için çalışıyoruz. Türkiye artık uydu
geliştiren ve üreten ülkeler arasına da girdi. İlk haberleşme
uydumuzu 2018’de uzaya göndermeyi düşünüyoruz. Savunma sanayisinde
büyük aşama kaydettik. Kendi uydumuzu, helikopterlerimizi,
tankımızı, savaş gemimizi üretiyoruz. Bir ülkenin caydırıcı gücü
olmazsa her zaman tehdit altında olursunuz. Aselsan ve TAİ dünyanı
en büyük savunma sanayi şirketleri arasına girdi. Yeni Türkiye
kendi tarihinden, kültüründen uzak kalan değil, ondan güç olan,
onunla gurur duyan bir Türkiye’dir. Yeni Türkiye büyümüş, kalkınmış
ve güçlü Türkiye’dir. Yeni Türkiye her insanının vatandaş olmakla
gurur duyacağı dünya devleti Türkiye’dir. Yeni Türkiye bölge ve
dünya barışına daha çok hizmet eden bir Türkiye olacaktır. Üretimi
ve yönetimi ile lider bir Türkiye olacaktır. Her alandan artık
dünyaya yeni standartlar getiren bir Türkiye olacaktır. Yeni
Türkiye büyük ve öncü olacaktır."
(İHA)