Rockn Cokeun gizli assolistleri
Abone olRock'n Coke şimdiye kadar assolistleriyle anıldı lakin işin perde arkası hiç de öyle değil
İstanbul'un en işlek caddeleri billboard ilanlarıyla, bez
afişlerle malum festivalin kahverengisine bürünmüş, bütün
gazeteler, dergiler ve televizyonlar bir ucundan bugün başlayacak
büyük rock buluşmasına yer vermiş, başlığa bakıp şaşıracaksınız:
Artık Rock'n Coke'ta gizli kalmış ne olabilir ki?
Ama öyle demeyin, noenlarda assolist ampulleri hep daha yüksek volt
çeker. Velhasıl bu yıl Rock'n Coke'un assolistleri Placebo ve Muse.
Her iki grup da daha önce memleketimizi teşrif etmişler,
sevenlerinin kanlarını kaynatmışlar. Fakat ışıklı panoda isimleri
daha alt sıralarda yazanlara kanı kaynayanlar da var. Kasabian, The
Sisters of Mercy, Gogol Bordello ve Editors'ı, heyecanla bekleyen
sevenleri, en samimi hisleriyle anlattı.
GOGOL BORDELLO
Kimsenin evlenmek zorunda kalmadığı düğün
İki
senesi vardır; memleket dahilinde bir grup insan var, bırakın
'Sahnede kimi görmek istersin?' sorusunu, 'Dile benden ne dilersen'
mucizesinde 'Ya Gogol Bordello buraya gelsin ya da ben onların
oraya gideyim' demiştir, diyebilir en azından. Kimse alınmasın ya
da alınsın n'apalım, o bir grup insan için bu sene koskoca Rock'n
Coke, Gogol Bordello'dur. Kim bu gelenler, kuş mu
konduruyorlar?
Elebaşları Eugene Hütz, Kiev doğumlu. Doğduğu yer sonra Ukrayna
olur, Hütz önce doğusunda seker, batısına geçer, uyandığı yer
Avrupa olur. Kendisi gibi göçmen dört arkadaşla daha New York'ta
buluşur. İlk sahneleri zaten düğünler olmuş, şimdi verdikleri her
konser de kimsenin evlenmek zorunda kalmadığı düğünlere benziyor
zaten. Çingene havaları, Balkan fıkırdamaları, rock'ın istikbali,
punk'ın zamanesi... Küreselleşmeye hiç bu kadar güzel karşı
durulmamıştır, bu buluşmanın 'coke' ortamında gerçekleşmesi ayrıca
manidardır, bir bildikleri vardır.
Pınar Öğünç
EDITORS
Tam festival grubu
Bu yılki Rock'n Coke'da performansı en çok merak edilen isimlerden
biri de Birmingham çıkışlı Editors. 2005'te yayımladıkları ilk
albümleri The Back Room ile, Eylül 2006'da sahibini bulacak olan
Mercury Prize'a, Thom Yorke, Arctic Monkeys gibi isimlerle birlikte
aday olan grup, öncellikli olarak Interpol'un Paul Banks'i gibi
tınlayan vokalistleri Tom Smith ile dikkat çekti.
Müziklerindeki Joy Division tarzı karanlık, depresif öğelere
rağmen, melodilerinin çoğunlukla Gang Of Four gibi hızlı ve akıcı
olması sebebiyle tam bir festival grubu olan Editors, Rock'n Coke
kapsamında asla kaçırılmaması gereken bir isim olarak ön plana
çıkıyor. Ki zaten bu yıl Lollapalooza, V Festival, Ibiza Rocks gibi
büyük organizasyonlarda isimlerinin nispeten büyük punto ile
yazılmış olması, Editors konserlerinin nelere gebe olabileceği
hakkında bir tahmin yürütmenize yardımcı olabilir. Halihazırda daha
önce Türkiye'de izleme fırsatını bulduğumuz iki headliner'ın, Muse
ve Placebo'nun altında onları da görebilecek olmamızın avantajını
iyi değerlendirin.
Alper Bahçekapılı
THE SISTERS OF MERCY
Kült grup diye buna
derler
Yakın zamana kadar külliyen tu kaka edilmiş 1980'ler müziği
içerisinde en sıkı ürünlerini veren gotik, post-punk kanadın ilk
zikredilmesi gereken isimlerinden biri, bu şahsiyetler. 1980'de
kurulup, aslında bir tür rahibe tarikatı olup, Leonard Cohen'in
fahişeleri konu edinen aynı adlı parçasını kendilerine isim
bellediler. 1990'da dağılır gibi oldular. Plak şirketleri ile
1994'te papaz oldular ve kayıt yayımlamaya tövbe ettiler. O gün
bugündür, yeni parçalarını dahi sahnedeki icrası ile bırakıp,
perdeyi çekiyorlar. Lafın özü sağlam bir konser grubular. Değişmez
kurucu eleman 'arıza' bariton Andrew Eldritch önderliğinde, 2004
yılındaki bir yıllık soluklanmalarını saymazsak 10 yıldır sahnenin
tepesindeler. Albüm çıkarıp çıkarmayacakları bir muamma. Geçen sene
25. yıllarını gene sahnelerde kutlayan bu çeyrek asırlık
endüstriyel, gotik, post-punk, şarkıcı geleneği menşeli The Sisters
Of Mercy, konser süresince bizi, gayet kendi çizgisine çektiği
muhtelif yorumlarıyla da müzik tarihi içerisinde önüne katıp
gezdirecek diye umut ediyorum.
Cem Sorguç
KASABIAN
Bugünün Led Zeppelin'i
Son dönem (son beş yıl diyelim) Britanya'da yaşanan 'gitar müziği'
patlamasında pek çok grup parladı, söndü. Kasabian hayatta kalmayı
başaranlardan. Avrupa ve Türk gençliği kendilerini ilk
albümlerindeki (Kasabian, 2004) iki baba single ile tanıdı. Biri
'Processed Beats', diğeri 'Club Foot'. Güçlü bir gitar sound'ları
var. Led Zeppelin 2006'da kurulsa ve insanların dans da edebileceği
türde bir müzik yapsa nasıl olurdu sorusunun yanıtı gibi.
İngiltere'nin Leicester kentinden geliyorlar ve mesela Four Four
Two'ya Leicester City formalarıyla poz verecek kadar futbola
düşkünler. İsimlerine gelince, meşhur Charles Manson cinayetleri
davasındaki sürpriz tanık, ifadesiyle tarikatı mahkûm ettiren ve
tanık koruma programına girerek ortadan kaybolan Linda Kasabian'dan
geliyor.
İkinci albümleri 'Empire' henüz piyasa çıktı. Kasabian şu sıra
Avrupa'nın en çok konuşulan gruplarından biri, İngiltere'deki en
büyük festivallerden Virgin Festival'da çaldılar ve Rock'n Coke
kadrosuna dahil olmaları büyük başarı. Konserleri Virgin
Festival'da Radiohead ile çakıştığı için çok kalabalık değildi. Ama
İstanbul'da hafta sonu izleyeceğimiz en iyi konserlerden biri
olacağa benziyor. Sabırsızlıkla bekliyorum.
Mehmet Tez
www.radikal.com.tr