Roboski ve Şirit Yaylası'nde ne oluyor?
Abone olŞirit Yaylası'nın yasak bölge sayılması ve askeri abluka nedeniyle yaklaşık 10 gündür gerginlik yaşanıyor. Yaylaya giden HDP Milletvekili Ferhat Encü, askerlerin müdahalesiyle karşılaştı. İlhan Taşçı, yaşanları Encü ve Kaymakam'la konuştu.
Türkiye ile Irak sınırının sıfır noktasındaki Roboski (Ortasu), 28 Aralık 2011 akşamına kadar pek çok insanın ismini bile duymadığı bir yerleşim yeriydi. O akşam 47 dakika süren savaş uçaklarının hava harekâtı sonucunda "kaçağa giden" 34 köylü yaşamını yitirdi.
Katliamla anılan bölgede bu kez de Şirit Yaylası'nın yasak bölge sayılması ve askeri abluka nedeniyle yaklaşık 10 gündür gerginlik yaşanıyor. Köylüler için hayvanların otlayabilmesi ve kışlık yemliklerini toplayabilmek için yayla olmazsa olmazları. Köyün de tek yaylası.
Yayla yasağının son bulması için başlatılan nöbet eylemi sürerken hafta başında 23 yaşındaki İsa Encü'nün karnından vurulması gerilimi arttırdı.
HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü, Şirit Yaylası'ndaki gerilimi gözlemlemek için gittiğinde askerlerin kendisini çembere alıp kafasına silahla vurulduğunu dile getiriyor.
Uludere Kaymakamı İbrahim Halil Şivgan ise görüntülerin hiç de göründüğü gibi olmadığını "kesinlikle kurgu" olduğu görüşünde.
Askerlerin çemberindeki vekil
Roboski Katliamında kardeşiyle birlikte 11 yakınını yitiren isimlerden birisi olan HDP Şırnak Milletvekili Ferhat Encü, bir grup gazeteciyle birlikte dün olay yerine gitti. Anlattığına göre askerlerin saldırısına uğradı.
Saldırının nasıl başladığı ve o an yaşananlara ilişkin sorularımızı yanıtlayan Ferhat Encü, bölgede incelemeler yaptıktan sonra gazetecilerin de bulunduğu araçla yayladan köye doğru dönüş yoluna çıktıkları sırada askerlerin yollarını kesip gaz bombası attığını aktardı.
O sırada bir gazetecinin araçtan inerek, askerlere doğru "Ben gazeteciyim gaz sıkmayın. Bizden başka kimse yok" demesi üzerine araçtan inerek askerlere yaklaşmaya çalıştığını belirten Encü, bunun üzerine kendisine "Yat yere, yaklaşma" komutu verildiğini söyledi. Milletvekili olduğunu söylediğinde ise silahın kendisine doğrultulduğunu kaydetti:
"'Siz kime gaz sıkıyorsunuz?' deyince bu sefer de silahı bana doğrulttular. Ben de 'Şırnak vekiliyim' deyince silah, tabanca doğrulttular."
Encü, askerlere 'neden silah çektiklerini sorduğunda, "Sen bizim değil, hainlerin vekilisin" yanıtı aldığını söyledi.
Encü'nün anlatımına göre, yaklaşık 20 asker kendisini çembere aldı, bir asker de arkasından yaklaşarak silahla kafasına vurdu.
HDP Şırnak Milletvekili Encü, askerlerin halka karşı tutumunun 'Roboski'de yeni bir katliamın ve ölümlerin yaşanmasına ortam hazırladığı' uyarısında bulundu.
Yayla neden önemli?
'Yayla yasaklarıyla hayvancılığın bitirilmeye çalışıldığını' belirten Ferhat Encü, "İnsanların rahat hareket etmesi engelleniyor Sınır ticareti dediğimiz hayatımızı idame ettirdiğimiz yolun kapatılması buradaki insanların yoksullaştırılması ve hayvanlarını satarak göçe zorlanmasıdır" dedi ve ekledi:
"Geçim kaynakları olmazsa bu insanlar nasıl yaşayacak. Ya koruculuğu kabul edecekler devlete mahkum olacaklar ya da metropollere çalışmaya gidecekler."
Hem Roboski'de köylülerle askerleri karşı karşıya getiren yayla yasağını, hem de milletvekili ve gazetecilere yönelik müdahaleyi sormak üzere İbrahim Halil Şivgan'a telefonla ulaştık.
Yaylanın neden yasak bölge sayıldığı ve askerin nöbet tuttuğu sorusuna Şivgan, sınırlarda 1. ve 2. Derece yasak bölgelerin olduğunu, söz konusu bölgenin de 1. Yasak bölge kapsamında olduğu bilgisini aktardı.
'IŞİD tehlikesi var'
1. Derece yasak bölgede insan girmesi bir tarafa fotoğraf bile çekilmesinin yasak olduğunu söyleyen Uludere Kaymakamı, "Ülkemizde bir IŞİD tehlikesi var. Sınırlardan kimin girip girmediği belirsiz. Yasama organı Uludere'de kaçakçılığı serbest bırakıyorum derse zaten bırakılır" değerlendirmesini yaptı.
Kaymakam, askerin köylülerin yürüme ihtimali nedeniyle 35-40 derece sıcak altında, "zor koşullarda bekleme fantezisi olmadığını", askerlerin günlerdir çektiği sıkıntı nedeniyle kendi psikolojisinin de bozulduğunu söyledi.
Aşırı güç kullanımı konusunda kendisinin de duyarlı olduğunu anlatan Kaymakam, bir milletvekilinin askerlerce çembere alınmasının aşırı güce girip girmediği sorumuza Şivgan, "35-40 derece sıcaklıkta yaklaşık 2 haftadır bekleyen asker var. Sürekli onu taciz etmeye çalışıyorsunuz üzerine yürüyorsunuz. Böyle tepki olmaz. Sürekli insanları iğreti ettiğiniz zaman arkadan da basın mensupları çekmiş olduğu görüntüler tek taraflı bir görüntü" karşılığını verdi.
"O görüntüler kurgu mu?" sorumuza ise Uludere Kaymakamı'nın yanıtı "Kesinlikle. Hiç göründüğü gibi değil. Görüntüleri baştan sonra izledim, son derece sabırlı davranıyorlar. Bu arkadaşlar görevini profesyonelce yapıyorlar" oluyor.
Kaymakam Şivgan, "Halk istiyor ki, yasaları çiğneyeceğiz. Biz bunu yapmak durumundayız, bizi engelleyemezsiniz. Buranın ne özelliği var? Diğer sınır bölgelerindeki insanlara haksızlık. O zaman onlar da karşı taraftan sigara, içki, hayvan getirsinler" diyor.
Halk nasıl geçinecek?
Halkın geçimini nasıl sağlayacağına ilişkinse Uludere Kaymakamı İbrahim Halil Şivgan, "Diğer sınır bölgelerindekiler ne yapıyorsa, buradakiler de onu yapsın" cevabını veriyor.
Şivgan, geçmiş yıllarda kaçakçılığa insani ihtiyaçlar çerçevesinde göz yumulduğunu da kabul ediyor. Gerilimin de "bu rahatlığın" bozulmasından kaynaklandığı görüşünde.
İbrahim Halil Şivgan, Uludere'de bir ay içinde 15 yaşında iki çocuğun intihar ettiğini, 15-16 yaşındaki kız çocuklarının 2'inci, 3'üncü eş olarak evlendirildiğini bölgenin böylesi sorunları olduğunu belirtip, "Ferhat Bey neden bunların peşine düşmüyor?" sorusunu yöneltti.