Rize'de, 1960'lı yılların ortalarında, dönemin belediye başkanı Ekrem Orhon tarafından deniz dolgusu başlatıldı. Büyük taşlarla doldurulan, arasına kum veya balçık gibi malzemelerle karışım yapılan 350 bin metrekarelik alan, deniz dolgu alanı olarak kazanıldı. Denizi dolduran Ekrem Orhon da 'Denizi kara, karayı para yapan başkan' olarak anıldı. Şehir merkezinin yaklaşık 3'te 1'ini oluşturan dolgu alanı üzerinde, ilk etapta 3 kat halinde yapı izni verildi; ancak geçen sürede, dolgu alanına yüksek katlı binalar inşa edildi. Bugüne kadar aralarında valilik, belediye başkanlığı, kültür merkezi, adliye gibi kamu kurumlarının da yer aldığı çok sayıda binanın inşa edildiği alanda, yaklaşık 70 bin kişi yaşıyor. RAPOR HAZIRLANDI, TEHLİKEYE DİKKAT ÇEKİLDİ Dolgu alan üzerindeki binalarla ilgili geçen yıl teknik inceleme yapan Rize İnşaat Mühendisleri Odası tarafından rapor hazırladı. Raporda, 3 kat yapı izni verilen dolgu alanına mühendislik ilke ve hesaplamalarından uzak zihniyetle yüksek katlı binaların inşa edildiği kaydedildi. Deniz suyu seviyesinin altında kalan bina temellerinin, oluşan korozyon nedeniyle zarar gördüğünün belirtildiği raporda, tuzlu su altında kalan bina demirlerinin de özelliğini kaybettiği ve çapının düştüğü vurgulandı. Raporda, ayrıca, güçlendirme çalışmasıyla ayakta kalabilecek birkaç bina dışındaki tüm binaların yıkılması gerektiğine dikkat çekildi. DEMİRLER AÇIĞA ÇIKTI, TAŞIYICI KOLONLAR DÖKÜLÜYOR Gürcistan'da geçen yıl meydana gelen 5,1 büyüklüğündeki depremin fay hattını etkilediği ve yarılmayı hızlandırdığı belirlenirken, Doğu Karadeniz'in 4'üncü derece deprem riski bölgesinden 3'üncü deprem riski bölgesine çekilmesi sonrası gözler yeniden dolgu alanındaki binalara çevrildi. Rize İnşaat Mühendisleri Odası'nca yapılan teknik incelemelerde, dolgu üzerinde deniz korozyonuna uğrayan çok sayıda binanın temellerinin ağır hasarlı olduğu ortaya çıktı. Bina temellerindeki demirlerin açığa çıktığı ve kolonların tahrip olduğu tespit edildi. Hasarın en fazla gözlendiği yerlerin başında, 3 kat olarak inşa edilen ancak sonradan 3 ilave kat daha atılan cami, mescit, lokanta ve çok sayıda dernek ve vakfa ait yerlerin bulunduğu belediye blokları geliyor. 'BİNALAR RİSKLİ DURUMA GELMİŞ' Konuyla ilgili açıklama yapan Rize İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Murat Yazıcı, Karadeniz Teknik Üniversitesi ile Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi tarafından Rize dolgu sahasındaki binalardan beton numuneler alınarak, mukavemet değerlerinin ortaklaşa ölçüldüğünü belirtti. Binaların riskli çıktığını kaydeden Yazıcı, "Beton sınıfları çok düşük olan binaların uygun değerleri taşımadığını saptadık. Bunun üzerine kendimiz gözlemsel ve deneysel olarak bu binaları incelemeye devam ettiğimizde gördük ki deniz suyundaki tuz, temelle beraber 10- 12'nci kata kadar binanın komplesini sarmış durumda. Beton sınıfı ve demirdeki bu korozyon kayıpları, binaları riskli duruma getirmiş. Bu raporları hazırlayıp, vatandaşlara verdik" dedi. 'BİNALAR 10- 15 YILDA KENDİLİĞİNDEN ÇÖKEBİLİR' Binaların risk arz ettiğini ifade eden Başkan Yazıcı, "Muhtelif tarihlerde, bu deniz dolgusu üzerinde yapılan binalar 2'şer 3'er katken herhangi bir mühendislik ve bilim hesaplaması yapılmamış. O binalar, o zamanki kalfaların, ustaların teknikleri ile yapılmış. Bu binalar, ilave imar izinleri ile kat doğurmaya başlamış. Üç kat tasarlanan ve hiçbir mühendislik tekniği uygulanmayan binalar, 8 hatta 10- 12 katlara çıkmış. Binalar, günümüzde deniz suyu ile beraber korozyon tehlikesi altında. Demirler ömrünü tamamlamış ve birçoğu elle dağılacak seviyeye gelmiştir. Binalar birbirilerine yaslanarak, ayakta duruyor. Önümüzde yaşanabilecek bir depremde bu binalar risk altındadır. Hatta bu yarılama ömrü hızlanırsa belki de 10 veya 15 yıl sonra kendiliğinden bile çökebilirler. En korkutucu tarafı da budur" diye konuştu. 'ŞEHRİ TAŞIRKEN DOĞRU PLANLAMALI' Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın sorunun çözümü için çalışma yürüttüğünü bildiklerini kaydeden Yazıcı, "Rize'de Ekrem Orhon Mahallesi, Bakanlık tarafından kentsel dönüşüme tabi tutulacak. Bu alanın kentle beraber yeni bir kimliğe bürünmesi bizi sevindirdi. Tabii ki bunu yapmak kolay değil, biz de bu konuda tavsiyelerimizi sunduk. Burada ticaret yapan esnaflar ne olacak? Bu esnaflar kredi almışlar, yanlarında çalıştırdıkları elemanlar var. Bu alanda yaşayan insanlar var. Bunları nereye, nasıl taşıyacağız? Geçici olarak nerede yaşayıp nerde ticaret yapacaklar. Bu alanların belirlenmesi gerekiyor. Ömrü tamamlanmış binaların öncelikli yenilenmesi gerekiyor. Şehri taşırken nereye doğru kenti büyüteceğimizi iyi planlamamız gerekiyor" ifadelerini kullandı. BAKANLIK: MEVCUT YAPILARIN TASFİYESİ SAĞLANMALI Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da 1960'lı yılların ortalarında başlatılan deniz dolgusu çalışmalarıyla kazanılan ve üzerinde çok sayıda konut, ticaret ve kamu binalarının yer aldığı alanların kentsel dönüşüm uygulamaları kapsamında yıkılıp 'yerinde dönüşüm' ilkesiyle yeniden yapılandırılmasının mümkün olmadığını açıklamıştı. Bakanlık açıklamasında, "Dolgu alanlarının zemin koşulları nedeniyle yeniden yapılaşmaya açılmayacak olması nedeniyle bu alanlar üzerinde bulunan mevcut yapıların tasfiyesini sağlamak ve afet risklerini bertaraf etmek üzere öncelikle yeni yerleşim alanı olarak kullanılabilecek alternatif Rezerv Yapı Alanlarının belirlenmesine ihtiyaç duyulmaktadır" ifadelerine yer vermişti. Bu arada, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un, yarın Rize'de dolgu alanındaki riskli binalar ile kentsel dönüşüm alanlarında incelemelerde bulunacağı öğrenildi.