Mevsimlerden kış, günlerden de Pazar ise; şartlar iç muhasebe için
uygun demektir.
Hele dışarıda kasvetli bir hava varsa, içerde duyulur duyulmaz
bir müzik çalıyorsa, bir de cam kenarındaki koltuğa yerleşilmişse,
işte size geçmişe dalmak için uygun bir zemin.
Alınan riskler, risk almayıp kaybedilenler, ya da risk alıp
kazanılanlar bir bir gözden geçirilebilir...
“Hiç hata yapmayan insan genellikle hiçbir şey
yapmazmış” derler. Ben de risk alıp hata da yaptım,
almayıp yanıldım da, aldığım riskler yolumu da açtı. Ama sonuçları
sadece beni ve yakın çevremi etkiledi, o kadar.
Zaten alınan risklerin etki alanı genişledikçe karar vermek de
güçleşir.
Olumlu sonuçta kimse riski tartışmaz ama olumsuz sonuçta fatura
o riski alana kesilir.
Devlet yönetenlerde de durum farklı değildir.
…
Ak Parti Hükümeti, özellikle de Başbakan “risk”
alabilen bir lider.
İmf ile anlaşma, Avrupa Birliği ile müzakere, Kıbrıs gibi birçok
başlıkta risk aldı ve kazandı. Kazanınca kimse alınan riski
sorgulamadı.
Hükümetin aldığı risk ile başarıya ulaşamadığı tek başlık
terörle mücadele oldu. Habur ve PKK ile diyalog gibi önemli
kararlar verilirken, alınan risk için “büyüktü”
diyebiliriz. Alınan bu büyük risk, terörle mücadele sürecini
olumluya çevrilemedi ama kararı alanların başına bela da
olmadı.
Şimdi bir başka strateji var ve alınan yeni bir risk. “
Yaz, kış, dağda, şehirde, sınır ötesinde tam teşekküllü
mücadele”
İlk bakışta bir risk alınmış gibi görünmüyor. Önceki
hükümetlerin de uyguladıkları ve uyguladıkları için pek az
eleştirildikleri bir yöntem bu.
Ama köprünün altından çok sular aktı artık. Uygulanan
yeni strateji devlet denen sistemin son hamlesi gibi
algılanıyor.
Devlet PKK’yı teslim olmaya, silah bırakmaya, eylem yapamaz hale
getirmeye çalışıyor, bunun için de polise, askere, bürokrata,
savcıya hakime fazla mesai yaptırıyor. Yine insanlar
ölüyor, Uludere gibi büyük facialarda vicdanlar yaralanıyor, KCK
soruşturmalarındaki kimi tutuklamalarda adalet duygusu sorgulanıyor
ancak devlet mekanizması bir bütün olarak kararlı
davranıyor…
Ancak bu kez süreç çok uzamayacak.
Bu yıl bitmeden ya PKK, bu baskıdan bunalıp silahsız bir
döneme kapı açacak, ya da devlet o kapının açılması için yeni bir
strateji belirleyecek.
Ve o gün, ya alınan riskler değil başarılar konuşulacak, ya da
yönetenlerin neden risk aldıkları sorgulanacak.
Ama bu hepimiz adına yine büyük bir risk alındığı gerçeğini
değiştirmeyecek.
Alınan riski etkileyemediğimize göre, elden gelen sadece iyi
dilekte bulunmak. İnsanların adaletsizliğe uğramaması ve
ölmemesi için.