Rıdvandan çarpıcı Fener analizi
Abone olDaum'un Fener'i ile Aragones'in Fener'i arasında ne fark var? Yabancı transfere gerek var mı? Dilmen yorumladı...
Süper Lig'de ilk yarı tamamlanırken Fenerbahçe'nin efsane
futbolcusu ve ünlü futbol yorumcusu Rıdvan Dilmen, Milliyet'teki
sarı-lacivertli ekibi yakın plana aldı.
DAUM'UN TEŞHİSİ DOĞRU
Zaman zaman eleştiri odağı haline gelen zaman zaman
da övgü üstüne övgü alan Daum'u irdeleyen Rıdvan Dilmen şöyle
yazdı:
Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, o kadar iddialı bir açıklama
yaptı ki, sadece kendisini bu yıla bağlamadı, gelecek üç sezon için
şampiyonluk garantisi verdi.
Önce işe Teknik Direktör Christoph Daum ve Sportif Direktör Aykut
Kocaman ile başladı. Ardından sözünün arkasında durmak adına
Bilica, Bekir, Cristian, Dos Santos, Özer Hurmacı ve Mehmet Topuz
gibi flaş transferlere imza attı.
Takımın omurgasına baktığımızda savunmada Gökhan, Bilica, Lugano ve
Roberto Carlos; öndeki ikili Cristian ve Emre; sol önde Santos, sağ
önde Kazım; ileride de Alex ve Güiza şeklindeydi. Bu yıl geçtiğimiz
sezonlara göre en önemli artı kulübe kuvvetliydi; Semih, Deivid,
Uğur Boral, Vederson, Selçuk, Deniz, Bekir, Önder... Geçen yıl
bunun sıkıntısını çok yaşamışlardı. Açıkcası Aragones dönemindeki
kadroda da orta sahanın ortası hocanın Maldonado - Josico ısrarı
yüzünden çok zayıftı.
İNİŞİ DE ÇIKIŞI DA ABARTILI
Ünlü yorumcuya göre Fenerbahçe'nin inişi de çıkışı da abartılı bir
tablo sergiliyor. İşte gerekçeler: Bu yıla geniş bir kadro ile
girildi. Ligde 8’de 8 yaptı, Avrupa Ligi’nde de Twente yenilgisi
sonrası toparlanıp, seri galibiyetler aldı. Ne olduysa Galatasaray
maçında oldu. İlk yarıda en iyi oynadıkları birkaç maçtan biriydi
aslında bu derbi. Müthiş efor sarfederek kazandılar. Sonra sekiz
maçtaki o takım bir anda gitti. Beklenmedik bir düşüş yaşandı. Yani
çıkışı da abartılıydı, inişi de. Dört maçta bir puan
toplayabildi.
Uzun süre sessiz kalan yönetim ve Aykut Kocaman, ağır
eleştirilerden sonra çıkışlar yaptılar, en azından oyuncuları
tekrar olaya konsantre edebilmek için takıma yaklaştılar. Ve ligin
son haftalarına girilirken üst üste galibiyetler geldi.
İlk yarıda bende iz bırakan en önemli olay iniş çıkışların mesafesi
çok uzundu. İlginçtir Fenerbahçe takımı mücadele ettiği maçları tek
farklı da olsa kazanmayı hep bildi. Mücadeleye iyi oyun da
eklenince sonuca zaten rahat gittiler. Gençlerbirliği, Sivas ve
Galatasaray maçları gibi. Düşüşe geçtikleri o dört haftalık dönemde
nasıl olsa idare ederiz havasına kapıldılar. Ne mücadele ettiler,
ne iyi oynadılar. Cevabını da hemen aldılar. Son bölümde iyi futbol
yine olmasa da mücadele geri döndü. Kaliteli ayaklar da devreye
girince tek farklı da kritik iki galibiyetle ligi noktaladılar.
İlk yarıda Fenerbahçe adına en kötü şey, kenardan gelen oyuncuların
hiç etkili olamamasıydı. Hepsi küskündü. Dos Santos gibi iyi
başlayıp, kötü bitirenler, Deivid gibi uzun aradan sonra geri dönüp
de tekrar formdan düşenler, aynı şekilde Önder gibi sezona istekli
girip, ardından kaybolan birçok isim vardı. Hatta kulübeden her
gelişinde maçların sonucuna etki eden Semih bile ortalıkta
gözükmedi.
FENER'İN KALESİ NASIL GÖZÜKÜYOR?
Bu sorunun yanıtını almak için ikinci sayfayı tıklayın
Teknik Direktör Daum’un transfer çalışmalarına yönelik yaptığı
açıklama da çok doğru. Alman hoca, ofansif bir oyuncu
düşündüklerini söyledi. Elinde Semih, Güiza ve onların bölgesinde
oynatabileceği Kazım ve Deivid olmasına rağmen. Çünkü Kazım ve
Deivid’e saha dışı faktörleri, Semih ile Güiza’ya da saha içi
faktörleri yüzünden güvenemiyor. Niye kaleci almayı düşünmüyorlar
diye kendi kendime soruyordum. Biraz araştırdığımda Volkan
Demirel’in arkasındaki Volkan Babacan ile Mert çok yetenekli olduğu
için teknik kadronun böyle bir isteği bulunmadığını öğrendim.
EN ETKİLİ İSİM YİNE ALEX
İlk yarıda Gökhan Gönül ilk 10 hafta inanılmaz oynadı. Son
haftalarda iyi olmasa da mücadeleyi bırakmadı. Lugano ve Bilica geç
buluştu ancak iyi bir ikili oluşturdu. Emre’nin performansı hep
iyiydi. Tabii ki kaptan Alex, 3-4 maç dışında (Bu maçlarda takım
halinde kötüydüler) Fenerbahçe’nin en etkili oyuncusuydu.
Ben Fenerbahçe’nin Avrupa’da başarılı olacağını düşünüyorum. Belki
de Avrupa’nın en formda 3-4 takımından biri olan Lille ile
eşleştiler. Rakip çok formda ama geniş alan bırakmadan oynarlarsa
tur için şansları çok yüksek.
Carlos gittikten sonra Andre Santos gerçek yerine döndü. İlk yarıda
fazla ön plana çıkamasa da, yaklaşan Dünya Kupası nedeniyle kendine
ikinci yarıda çok iyi bakacaktır. Sürekli sol bek oynayacağı için
de daha etkili olacaktır.
Bu arada ikinci yarı çoğu maçını içeride oynayacak Fenerbahçe
zemini de acilen düzeltmeli.
İsabetli pas: Cristian (855)
İsabetli Orta: Vederson (15)
İsabetli şut: Alex (20)
Top kazanma: Bilica (276)
Top kaybetme: Gökhan Gönül (252)
En çok gol atan: Alex ve Güiza (7)
En çok pozisyona giren: Güiza (25)
En çok asist yapan: Güiza, Alex (4)
En çok topla buluşma: Cristian (1085)
En çok ofsaytta kalan: Güiza (17)
En çok faul yapan: Kazım (29)
En çok faul yapılan: Emre (34)
En çok kart gören: Kazım (5 sarı, 1 kırmızı)
En çok süre alan: Cristian, Volkan Demirel (1440 Dk.)
NOT: Ali Bilgin, Volkan Babacan, Mert, Abdülkadir, Furkan ve Onur
ilk devre oynanan 16 maçta hiç forma giyemedi.
Fenerbahçe'nin gol raporu
Dakikalar Attığı Yediği
0-15
5 1
16-30
3 2
31-45
3 1
46-60
4 5
61-75
3 2
76-90
10
6
İŞTE RIDVAN DİLMEN'İN İDEAL KADROSU
Bu haberi okumak için üçüncü sayfayı tıklayın
Özer Hurmacı ile ilgili şunu söylemek istiyorum... Herkes onu
Alex’e benzetmeye çalışıyor. Birincisi Alex’in ceza sahası
dışındaki etkinliğine, ofansif yeteneklerine ulaşması mümkün değil.
Ama ne Cristian, ne Alex tipinde.
Günümüzde arayıp da kolay kolay bulamayacağınız yetenekte gerçek
bir orta saha oyuncu. Orta sahada oyunun iki yönünü oynayabilecek
olması farklılığını gösteriyor. Özer’in en büyük artısı, oyun
oynamayı çok seviyor. Sürekli iyi oynamak istiyor. Sezon sonuna
doğru formayı kapınca form tutmaya başladı.
Benim gözümde yeteneklerinin yüzde 50’sini ortaya koyuyor. Özer’e
tavsiyem aman Alexleşme... Çünkü senin savunma yönün de var.
RIDVAN DİLMEN’İN İDEAL KADROSU