Rice, Türkiye'siz AB düşünemiyor
Abone olAvrupa'dan çıkan "Hayır" sesleri Türkiye'yi tedirgin ediyor. Rice, bu konuda güven dolu sözler sarfetti. Türkiye'nin AB için ne kadar önemli olduğuna değindi.
ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, Türkiye'yi de içine alan,
ortak değerler etrafında birleşmiş bir Avrupa'dan herkesin çıkarı
bulunduğunu söyledi. Rice, Washington'da Avrupa Birliği-ABD
bakanlar toplantısı çerçevesinde AB Ortak Güvenlik ve Dış Politika
Yüksek Temsilcisi Javier Solana, Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean
Asselborn ve Avrupa Birliği komisyoneri Benita Ferrero-Waldner ile
biraraya geldi. Rice, toplantıların ardından AB anayasasına ilişkin
Fransa ve Hollanda'daki referandumlardan çıkan sonuç ve bu sonucun,
Türkiye'nin AB'ye üyeliği yönündeki Amerikan hedefine bir darbe
olup olmadığı yönündeki bir soruyu yanıtladı. Rice, soruya ''Her
şeyden önce Avrupa'nın bütünleşmesinde ABD'nin uzun dönemli çıkarı
bulunuyor. Başkan da bunu teyit etti ve Brüksel'deyken, küresel bir
ortak olarak güçlü Avrupa'ya olan inancımızı ve kararlılığımızı
güçlendirdi. Bizim görüşümüze göre ABD ile küresel ortak olarak
hareket etme kabiliyeti olan güçlü ve birleşik bir Avrupa,
demokratik değerlerimiz ve ortak tarihimizle birlikte, sadece bütün
dünyada demokrasi ve özgürlük için savaşan güçlerin sayısının
katlanmasına hizmet edecektir'' yanıtını verdi. ABD'nin bu yönde
politikalarını sürdüreceğini belirten Rice, Irak'ta, İran'ın
potansiyel nükleer sıkıntıya yol açması konusunda ve daha geniş
kapsamda Ortadoğu'da önlerinde büyük bir gündem olduğunu kaydetti.
Rice, ''Avrupa'nın bu konulara gelecekte nasıl yaklaşacağına
ilişkin konuşamam. Bu, Avrupalıların karar vereceği bir şey. Hep
şuna inandık ve söyledik ki, içeriye değil dışarıya bakan bir
Avrupa, Avrupa'nın bütün demokrasilerine Avrupa perspektifi ve
geleceği öneren bir Avrupa, bu kıtanın birlik ve bütünleşmesinin
tamamlanması için çok büyük önem taşıyor. Ve bu da elbette
Türkiye'yi de kapsıyor'' diye konuştu. AB ve NATO'daki ülkelerle
''elele'' çalışıldığını vurgulayan Rice, ''Herkesin Avrupa'da
çıkarı var. Ortak değerler etrafında birleşmiş bir Avrupa. Ve
elbette bu Avrupa, Türkiye'yi de içeriyor. Bunun zor bir dönem
olduğunu anlıyoruz ve ilerleme yönünde zor bir dönemin olacağını da
anlıyoruz. Ancak içeriye değil dışarıya dönük bir Avrupa umudumuzu
sürdürüyoruz'' dedi. Ferrero-Waldner ise 22 Haziran'da yapılacak
uluslararası Irak konferansının AB ile ABD arasındaki derin ve
dinamik işbirliğinin bir sonucu olduğunu bildirdi. AB anayasasına
ilişkin muhalefetin hem sağ hem de soldan gelmesine karşılık bu
konuda nasıl ilerleme sağlanabileceği sorusu yöneltilen Asselborn
ise şunları söyledi: ''Şimdi anayasasız bir Avrupa'nın daha iyi
işlediğini söyleyemeyeceğim, ama işliyor. Anayasa, Avrupa'nın iç ve
dış işleyişini kuvvetlendirecekti. AB'nin 25 ülkesinden 2'si
anayasaya hayır, 9'u evet dedi. İspanya'nın Avrupa anayasasına çok
açık onay veren bir referandumu oldu. Halkları dinlemek için sessiz
kalmalıyız. Avrupa'daki politikalarımızın güvenilirliği hakkında
düşünmeliyiz. Lüksemburg'da durumu tersine çevireceğiz. Bir sonraki
referandumu sonbaharda yapacağız ve bu davanın henüz
kaybedilmediğini göreceksiniz. Biz daha iyi bir Avrupa'ya
inanıyoruz ve insanları ikna etmek zorundayız. İnsanları, içeriğe
değil metinde yazılana cevap verme yönünde ikna etmeyi
sürdürmeliyiz''. AB ve ABD, 22 Haziran'da Rice ve AB dönem başkanı
Lüksemburg'un Dışişleri Bakanı Asselborn'un başkanlık edeceği,
dışişleri bakanları düzeyinde bir uluslararası konferans
düzenleyecek. Bu konferansla Irak hükümetine uluslararası destek
sağlanması hedefleniyor. Konferansta Irak'ın ekonomik güçlükleri,
yeniden yapılanma, kamu ve hukuk düzeni temel konular olacak.