Resepsiyon krizine kim sebep oldu?
Abone olYeni Şafak Gazetesi'nin haberine göre Gumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Türkiye'yi geren "farklı davetiye" kararını almasında üç isim etkili olmuş.
Cumhurbaşkanı Sezer'in Türkiye'yi geren "farklı davetiye"
kararını almasında üç isim etkili oldu: Genel Sekreter Nehrozoğlu,
Özel Kalem Müdürü Atacanlı ve MİT Müsteşarı Atasagun. Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer'in Türkiye'yi geren milletvekillerine "eşinin
başörtülü olma ihtimaline karşı" farklı davetiye gönderme kararını
almasında 3 ismin etkili olduğu öğrenildi: CHP'li kimliğini Çankaya
Köşküne taşıyan Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Kemal Nehrozoğlu;
28 Şubat brifinglerinde "İsabet buyurdunuz paşam" diyen Dış
Politika Danışmanı ve Özel Kalem Müdürü Sermet Atacanlı ve
Başbakan'a bağlı olmasına rağmen Sezer'e AK parti Milletvekilleri
ve bürokratlarla ilgili dosya sunan MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun.
CHP'li Nehrozoğlu Sezer'in Köşk'e aldığı Cumhurbaşkanlığı Genel
Sekreteri Kemal Nehrozoğlu'nun eski SODEP-SHP Genel Başkanlığı
döneminde Erdal İnönü'ye danışmanlık yaptığı; Çankaya'ya da
taşıdığı ideolojik bakışıyla Cumhurbaşkanı Sezer'in kararlarını
etkilediği belirtiliyor. Nehrozoğlu, yeğen skandalı hakkında ise
tek bir açıklama yapmaya yanaşmıyor. Kemal Nehrozoğlu'nun yeğeni
Mehmet Emin Nehrozoğlu'nun, Cumhurbaşkanlığı adını kullanarak, para
karşılığı iş takibi yaptığı belgelenmiş; Sezer bunun üzerine bir
açıklama yapmıştı. 'İsabet buyurdunuz Paşam' Cumhurbaşkanlığı Özel
Kalem Müdürü Sermet Atacanlı'nın da, "28 Şubatçı" refleksleri
Köşk'e taşıdığı ve yaşanan krizlerin arkasında onun da etkili
olduğu ileri sürülüyor. 28 Şubat sürecinde verilen brifinglere
Dışişleri Bakanlığı adına katılan Sermet Atacanlı'nın, "Dışişleri
adına katılan bürokratımız bir şey söyleyecekler mi?" sorusuna
muhatap olduğunda daima, "Çok doğru söylediniz sayın komutanım",
"İsabet buyurdunuz paşam" cevabını vermesiyle tanınıyor. Dosyalar
Atasagun'dan MİT Müsteşarı Şenkal Atasagun'un da, Sezer'e "Eşi
başörtülüler, eşi başı açıklar" şeklinde dosya sunduğu ifade
edildi. MİT Müsteşarı Atasagun'un Atacanlı'nın istediği bürokrat ve
milletvekilleriyle ilgili özel bilgileri Başbakanlığa bilgi
vermeden Köşk'e aktarması da dikkat çekici bulundu. Atasagun, 57.
hükümet döneminde Mesut Yılmaz ile ilişkileri nedeniyle "Yılmaz'ın
müsteşarı" olarak anılıyordu. 'Sorumsuzluk' rahatlığı Cumhurbaşkanı
Sezer, Cumhuriyet Bayramı resepsiyonu dolayısıyla ayrımcılık
yaparken, Anayasa'nın 105. maddesinin sağladığı "dokunulmazlık"
zırhı nedeniyle bu konuda hakkında dava açılamıyor. 105. madde,
Cumhurbaşkanı'nın tek başına yapacağı işlemler aleyhine yargıya
gidilmesine yasak getiriyor. 105. maddenin 1. ve 2. fıkraları
şöyle: "Cumhurbaşkanı'nın, Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan ve
ilgili bakanın imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği
belirtilen işlemleri dışındaki bütün kararları, Başbakan ve ilgili
bakanlarca imzalanır; bu kararlardan Başbakan ve ilgili bakan
sorumludur. Cumhurbaşkanı'nın re'sen imzaladığı kararlar ve emirler
aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil, yargı mercilerine başvurulamaz."
105. madde Cumhurbaşkanı'nın sadece "vatana ihanet" suçlaması ile
yargılanmasına imkan tanırken, bu konuda Meclis üye tamsayısının en
az üçte birinin teklifi üzerine, üye tamsayısının en az dörtte
üçünün vereceği kararla suçlandırılabileceğini hüküm altına alıyor.
Kaynak : Yeni Şafak