Renkli Dünya'nın öteki yüzü
Abone olTürkiye Büyük Millet Meclisi’nin gündemine kadar gelen “Dayak ve şiddet” olaylarından en çok etkilenenler şüphesiz kadınlar. Ya ünlülerin hayatlarında şiddet ne kadar?
Geçtiğimiz günlerde manken Deniz Akkaya’nın erkek arkadaşından
dayak yediğini açıklaması gözleri bir anda sanat dünyasına çevirdi.
Sanatçılar “dayak ve şiddet” konusundaki görüşlerini gazetemiz
aracılığıyla çarpıcı bir dille ortaya koydu. Kimileri şov
dünyasındaki “dayak ve şiddet” haberlerinden reklam kokusu
geldiğini belirtirken, bazıları da “dayak yemeyi hak eden bir çok
isim var” şeklindeki demeçleriyle dikkat çekti.
İbrahim Tatlıses: Şiddet topluma zarar veriyor
“Sanat dünyasına girdiğim günden bu yana birçok gazete veya
televizyonda adım dayakçıya çıktı. Biraz agresif olabilirim. Ancak
hiçbir zaman dayakçı olmadım. Her zaman barıştan ve kardeşlikten
yanayım. Özellikle kadına dayağa karşıyım. Kadınlar çiçektir,
dövülmez. Şahsen çok sinirlendiğimde bağırıp çığırmışımdır. Ancak
çok büyük suçu yoksa neden kızayım ki? Herkes beni yanlış tanıdı.
Şiddet toplum ve aile saadetine zarar veriyor.”
Okan Bayülgen: Tokat atmadım ama yedim
“Özellikle şiddet ve dayak deyince, şov dünyasında kadınlar ön
plana çıkıyor. Hayatım boyunca hiçbir bayana tokat atmadım. Onlara
atılan bir tokat belki onların dünyalarını karartır. Arasıra dil
kavgalarım oldu. Ancak hiç dayak atmadım. Ama bayan arkadaşımdan
tokat yedim. Dayak ya da şiddet sanatçı kavramı ile hiç
bağdaşmıyor. Sanatçı örnek olmak zorunda, kötü örnekler vatandaşın
bize olan saygısını bitirir.”
Hülya Avşar: Hak eden dayak yemeli
“Şimdiye kadar dayak yiyecek hatalar yapmadım. Eğer kadın dayak
yemeyi hak ediyorsa yemeli. Gerçek şu ki ülkemizin yıllardır
yaşadığı bunalımlar insanlarımızı şiddete zorluyor. Sanat dünyası
için de geçerli. İnşallah dostluk ve kardeşlik içinde yaşamayı
öğreniriz de böyle konuları konuşmak zorunda kalmayız.”
Hakan Peker: Maneviyat eksikliği
“Aslında şiddet ve dayağa maneviyat eksikliği sebep oluyor. Son
yıllarda kadın hakları veya eşitlik tartışmalarıyla bayanlarımız
daha bilinçlendi. Baksanıza şimdi tokadı yiyen ortalığı birbirine
katıyor. Hiçbir kadını tokatlamadım ama kalp kırdığım olmuştur.
Sibel Can: Bakışlar yetiyor
“Dayak ve şiddete karşıyım. Bence aile içinde en ağır ceza bile
bakışlarla verilebilir. Çocukluğumda bir hata yaptığımı anladığımda
babamın gözlerinin içine bakardım. Suç işlediğim zaman babamın
attığı bakışlar çok ağır gelirdi. Şimdi ben de çocuklarımın
gözlerinin içine ikaz ederek baktığımda hata yaptıklarını
anlıyorlar. En iyi ceza bakışlarla verilen cezadır. Kimsenin canı
yanmasın.”