Renault Mais 5 yıldızlı tek marka
Abone olRenault Mais Türkiye Genel Müdürü İbrahim Aybar Türkiye pazarını değerlendirdi.
Renault Mais Türkiye Genel Müdürü İbrahim Aybar ''Türkiye artık yönünü çok net belirlemiştir, AB'nin tam üyesi olacak yola girmiştir'' dedi. Aybar, Budapeşte'de Yeni Symbol'ün deneme sürüşünün gerçekleştirildiği organizasyonun ardından, AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Binek otomobilde, Türkiye pazarında 8 yıldır lider olduklarını, 9. yılı da bu şekilde bitirmeyi umduklarını kaydeden Aybar, başarının kendiliğinden olan birşey olmadığını, bunun arkasında çok önemli faktörlerin yattığını söyledi. Aybar, öncelikle Türkiye'de Oyak ile Renault arasında 38 yıldır devam eden sağlam bir ortaklık yapısı bulunduğunu dile getirirken, iki kuruluşun Türkiye'de daima ileriye güvenle bakan, yatırım yapan son derece uyumlu bir beraberliği olduğunu anlattı.
Bunun başarıdaki en temel faktörlerden birisi olduğunu kaydeden Aybar, ayrıca ürün çeşitliliği, Türk insanının her türlü tercihine göre fiyat ve albeni açısından sundukları ürünlerle yeni seçenekler sunmalarının da etkili olduğunu kaydetti. Aybar, devamla şöyle dedi: ''Ayrıca Türkiye'de oluşturduğumuz son derece ehil, geniş bir teşkilat, bayi ağımız var. Ayrıca ürünlerin çeşitliliğinin ötesinde sağlamlık da önemli.
Dünyada 5 yıldıza sahip 8 ayrı ürünü olan tek marka biziz. Türkiye'de çok büyük bir yatırımımızın olması, Türk insanına, vatandaşlarımıza büyük güven vermekte, Tüm bunlar markamızın ileri görüşlü, cesur ve dost kimliğin oluşturduğu imaj, artık Renault'nun bir Türk markası olarak algılanıyor olması... Tüm bunlar pazardaki binek otomobil şampiyonluğumuzu ortaya çıkaran temel faktörlerdir.
Önemli olan, bu kadar yoğun bir rekabet ortamında lider kalabilmektir. Biz de bunu sürekli başarabilmek için yoğun çaba içindeyiz.'' Aybar, 2000 yılında görevi geldikten bir ay sonra ekonomik krizin patlak verdiğinin hatırlatılması üzerine, kendisinin ticari yaşamda inandığı bir formül olduğunu ve formülün de cesur olabilme, akıl danışıp sentez yapabilme, risk alabilme ve çok alışmak olarak özetlenebileceğini kaydetti.
Zor dönemlerde yönetim becerisinin önemli olduğunu, ancak Renault'nun kurumsal bir yapı olduğunu vurgulayan Aybar, firmanın krizlerde ileriye doğru kararları cesurca alabilme özelliği bulunduğunu söyledi. Aybar, Türkiye'nin 1994'te de bir kriz yaşadığını o zaman Megane ailesinin üretim kararının ortaklarca alındığını, 1997'de Megane'ın üretildiğini, 1998 yılından itibaren de, Türkiye pazarında lider olmaya başladıklarını anlattı. Renault 12'nin çok tercih edilmesine ve iyi satmasına karşın 2000 yılında 4. fazının tanıtımı yapılan Clio Symbol'e döndüklerini anlatan Aybar, Renault 12'nin üretimini kaldırdıklarını ve bunların zor kararlar olduğunu , kendilerinin bu zor kararları zamanında verdikleri için bugün lider olarak pazarı götürdüklerini anlattı.
PAZARDA YÜZDE 15 DARALMA BEKLENTİSİ
Yılın son çeyreğine ilişkin beklentilerini aktaran Aybar, Türkiye'nin makro ekonomik düzeyde bir çalkalanma yaşadığını, bunun biraz da belli ölçülerde beklenen birşey olduğunu belirtti. Aybar, şöyle konuştu: ''Biz yıl başında bu yılın hedeflerini ortaya koyarken, öyle bir çalkalanma olacağını öngörmüştük ve oldu ama çok hızlı oldu. Bir iki hafta içinde... Onun bir etkilemesi oldu sonuçta ve böyle durumlarda her zaman olduğu gibi etkilendi ve satışlar düşmeye başladı.
Yılbaşında yaptığımız tahminlerde, bu yılı geçen yılın boyutlarında veya yüzde 5-10 hatta bazen yüzde 15'i de bulabilir, düşük gerçekleşebileceğini söylüyorduk. Nitekim artık ortaya çıktı ki, bu yıl geçen yıldan yüzde 15 civarında belki yüzde 20'ye kadar da olabilir, düşük çıkacak. Ama bu demektir ki, Türkiye yine 600 bin sayısını binek ve hafif ticaride bulacak, 600 bin sayısı 2000 yılında bizler için çok önemli bir sayıdır.
Demekki Türkiye artık bu baza geldi. İstikrar var, artık pazar o kadar ciddi düşmüyor. Dalga boyları daha kısa, önemli olan bu. Bu olduktan sonra Türkiye'nin engin potansiyeli ile otomotiv sektörü olarak daha yapacağımız çok işimiz var diye düşünüyoruz. '' Sektörde bir takım sorunlar yok denemeyeceğini ama onların da zaman içinde AB sürecinde mutlaka çözülecek sorunlar olduğunu, bunların adım adım da gündeme geldiğini, çözüldüğünü anlattı.
KONUT SEKTÖRÜ VE OTOMOTİV SATIŞLARI
Konut sektöründeki gelişmelerin otomotiv satışlarını etkilemesine ilişkin değişik görüşlerin olduğunun hatırlatılması üzerine Aybar, şu değerlendirmeyi yaptı: ''Mortgage olmasa da, kredi faizleri insanların alım gücüne uygun çözümler ürettiği sürece konut da satılacaktır. Konutların paralelinde otomobil de satılacaktır. Yeni yerleşim merkezleri şehir dışlarında oluşmakta. Dolayısıyla konuttaki talp artışının otomobildeki talebi pozitif etkilemesi kaçınılmazdır.''
PİYASA BEKLENTİLERİ
Aybar, piyasa beklentilerine ilişkin değerlendirmelerinin sorulması üzerine de, şunları kaydetti: ''Türkiye artık yönünü çok net belirlemiştir. türkiye artık ab'nin tam üyesi olacak yola girmiştir. Bu entegrasyon yolu herkes için gayet açıktır. hang politika hangi siyasi görüş olursa olsun, bu yön nettir. türkiye böyle bir istikrara sahipse bence bunun üzerinde durmaksızın, o olur, bu olur fazla bu tür günlük siyasi dalgalanmalara bakmadan ki bunlar da siyasi hayatın doğal seyridir diye düşünüyorum. Bütün mesele öncelikle uluslararası rekabetin öngördüğü şardtalrı iyi şekilde yerine getirip getirmediğize bağlı. Yani global rekabet ortamında sürndürebililir rekabetçi olmamız lazım. Bunu başarabilirsek hiç başka türlü çalkantı bizi etkilemez.''