Rektörleri şoka uğratan not!

Alıcı'nın konuşmacı olarak katıldığı panelin sonunda, imam hatipli olduğunu iddia eden ismini yazmayan bir dinleyicinin gönderdiği ''Bu toplantıdan çıkardığım sonuç: Siz bittiniz'' şeklinde başlayan not, salonda şok etkisi yaptı. Narlıdere Gençlik ve Çiçek Festivali kapsamında Narlıdere Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi'nde ''YÖK'ün Dünü ve Bugünü'' konulu panel düzenlendi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Narlıdere İlçe Başkanı ve felsefeci Halil Serbeş'in yönettiği panele DEÜ Rektörü Prof.Dr. Emin Alıcı ile Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Hikmet Çetinkaya konuşmacı olarak katıldı. Panelde Yüksek Öğrenim Kurulu'nun (YÖK) dünden bugüne gelişimi hakkındaki düşüncelerini açıklayan DEÜ Rektörü Prof. Dr. Alıcı, YÖK konusundaki tartışmaların aslında Türkiye'nin ele geçirilmesi olayı olduğunu iddia etti. 28 Şubat süreci içinde 'dur' denilen herşeyin yeniden başladığını ve bugünlere gelindiğini savunan Prof. Dr. Alıcı, ''Kim bu ülkeyi ele geçirecek? Eğer zannediyorsak, yalnız ortada görünenler değil. Onlar sadece işbirlikçi ve birilerinin parmaklarının ucunda oynayan insanlar. Temel olay bu bölgeyi ele geçirmek, daha iyi bir para kazanabilmek, daha iyi insanların etini, kemiğini, iligini emebilmek. Bütün olay orada. Ama bunun için heryerde işbirlikçilerine ihtiyaç var. Çünkü her yere yetişemiyorlar. Bazı yerlerde böyle kendi adamlarını yerleştirerek, onları kullanarak, onları idare ediyorlar. Bunu ne için yapıyorlar? 'Biz çağdaşlaşmayı getireceğiz' deyip, geldiklerinin üçüncü beşinci ayında o ülkedeki 'Medeni Kanunu' ortadan kaldırıp, şeriat kanunları ile o ülkeyi idare etmeye çalışıyorlar ve de kadın hakları gidiyor. İşte komşumuzda olduğu gibi'' dedi. ''İKTİDARDAKİ HÜKÜMETİN PLANI OLDUĞUNA İNANMIYORUM'' Türkiye'de bir planın sadece bir parçasının oynandığını öne süren Prof.Dr. Emin Alıcı, şöyle devam etti: ''Şu andaki tartışılan konularda, tümüyle bu ülkeyi ele geçirmeye dayalı bir olay ve yalnız başına bir iktidardaki hükümetin bir planı olduğuna kesinlikle katılmıyorum. Daha geniş bir planın parçası bu. Tabi buna alet olmuş bir sürü de kendini aydın zanneden insanlar var. Bunlarda işin daha korkunç bir boyutu. Başarılı olunacak mı, yani onlar başarılı olacak mı? Bu bizim mücadele gücümüze ve becerimize kalmış. Biz becerilerimizi artırabilirsek, aklımızı kullanabilirsek, örgütlenebilirsek, yüreklice mücadele edebilirsek, onların başarması mümkün değildir. Ama biz korkarsak, yılgınlık gösterirsek o zaman karşımızdakiler başarılı olacak ve bu bizim sonumuz olacak.'' ''BİZ SANKİ BİR DÜŞ GÖRDÜK'' Prof.Dr. Emin Alıcı, şu an gelindiğini düşündüğü durumu ise şu cümlelerle anlattı: ''Biz sanki bir düş gördük. 1915'lerde memleketin var olan durumundan çok etkilendik ve uykumuzda Mustafa Kemal diye birisi çıktı ortaya ve bizim sıkıntılarımızın bir çoğunu çözdü. Cumhuriyeti kurdu, laikliği getirdi, onu yaptı bunu yaptı. Sonra bir gün uyandık, yıl 2003. Meğer biz bir düş görmüşüz. Osmanlı devam ediyor.'' Panel sonundaki dinleyicilerden yazılı olarak alınan soruları da cevaplandıran Prof. Dr. Alıcı, dünyanın hiçbir yerinde ''imam hatip'' diye bir okulların, liselerin olmadığını, din adamına ihtiyaç varsa bunun ilahiyat fakültelerinde yetiştirilmesi gerektiğini ifade ederek, ''Cumhurbaşkanlığı okulu açsak, o okuldan mezun olanların sadece birisi 7 yılda bir cumhurbaşkanı olur. Geri kalanlar işsiz kalır'' dedi. ŞOK EDEN NOT Bu arada, panelin sonunda özetleme yapan panel yöneticisi Halil Serbeş, örgütlenmeye dikkat çekerken, dinleyicilerden toplanan soru kağıtlarının arasında kendilerine ulaştığı bir notu okurken, salon adeta sessizliğe büründü. Serbeş'in salondakilere de okuduğu notun altında isim bulunmazken, bir imam hatipli olduğunu iddia eden meçhul dinleyicinin, ''Bu toplantıdan çıkardığım sonuç: Siz bittiniz. Ne mutlu bize, 'ne mutlu imam hatipliyim' diyenlere. Bize gelin, siz de mutlu olun. Rabbim size doğru yolu nasip etsin'' şeklinde cümlelere yer verdiği belirtildi. Kağıt yazılı olan mesajı solandakiler ile birlikte dinleyen Prof. Dr. Emin Alıcı, bir değerlendirmede bulunmazken, panel yöneticisi Serbeş, ''Yani, böylesine cüretkar bir düşünce yapısı sergilendiğini düşünüyorum. Bu yasa ile yarınki eğitim sisteminin çok daha kötüye gideceği korkusu, ürpertisi oluştu. Bu açıdan kaygı duyuyorum'' diyerek, eline ulaşan not hakkındaki düşüncelerini açıkladı.