Rektörlerden katliamlara kınama
Abone ol15 üniversitenin rektörü ortak bir açıklama yaparak, Suriye’de ve Mısır’da yaşanan insanlık dışı katliamları ve gelişmeleri telin etti. <br/...
15 üniversitenin rektörü ortak bir açıklama yaparak, Suriye’de
ve Mısır’da yaşanan insanlık dışı katliamları ve gelişmeleri telin
etti.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Peyami Battal, Dicle
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç, Siirt
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Erman, Iğdır Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. İbrahim Hakkı Yılmaz, Mardin Artuklu Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Serdar Bedii Omay, Hakkari Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Ebubekir Ceylan, Batman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.
Abdusselam Uluçam, Şırnak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Akmaz,
Bitlis Eren Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Doğru, Bingöl
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gıyasettin Baydaş, Gümüşhane
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İhsan Günaydın, Kafkas Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Sami Özcan, Bayburt Üniversitesi Rektörü Prof.
Dr. Selçuk Coşkun, Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İbrahim
Halil Mutlu ve Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet
Yavuz Coşkun tarafından Mısır ve Suriye ile ilgili ortak bir
açıklama yapıldı. Yapılan açıklamada, “Demokratikleşme, evrensel
hak ve özgürlükler ve insanlık adına yaşanan olumsuz gelişmeler,
bölge üniversiteleri olarak bizleri oldukça kaygılandırmaktadır.
Her iki ülke ile geçmişten gelen tarihi ve kültürel bağlarımız;
evrensel ve özgür düşünce, bilim, demokratikleşme, insan hakları ve
adalet hususundaki hassasiyetimiz buralarda yaşanan gelişmelere
kayıtsız kalınamayacağını açıkça göstermiştir.
Yakın komşumuz Suriye’de, iç savaş süresince sivil halka yönelik
acımasız bir şiddet uygulandığı görülmektedir. Masum çocuklar,
anneler, genç kızlar bütün dünyanın gözü önünde acımasızca
katledilmektedir. Bu katliamlar, kimyasal silahların devreye
girmesiyle daha da büyük bir insanlık suçuna dönüşmüştür. Bizler,
birer üniversite mensubu olarak değil öncelikle bir insan olarak bu
tür katliamları şiddetle ve nefretle kınadığımızı belirtmek
isteriz. Mısır’da ise daha büyük bir insanlık suçu işlenmektedir.
Mısır’da askeri cuntanın yönetime el koyması demokratikleşme,
özgürlükler, evrensel bilim, hak, hukuk ve adalet namına asla kabul
edilemeyecek anti-demokratik bir gelişmedir. Ortadoğu’nun bu çok
önemli ve stratejik ülkesinde uzun süredir bir vesayet rejimi
altında yaşayan, ancak ilk seçimlerle birlikte demokratik
taleplerinin önü açılan Mısır halkı, maalesef 3 Temmuz 2013’teki
darbeyle birlikte yeniden eski karanlık günlerine dönmüştür. Askeri
cunta, sadece yönetime el koymakla kalmamış, meşru yollardan
haklarını talep etmeye başlayan sivil halka yönelik toplu
katliamlar da uygulamaya başlamıştır. Genç, yaşlı, çoluk çocuk
demeden halkın üzerine ateş açan, toplu katliamlara sebep olan, bu
baskıcı ve zorba cuntanın varlığını ve her türlü uygulamalarını
şiddetle telin etmekteyiz. Bilinmelidir ki; Mısır halkının bu
onurlu direnişi, Ortadoğu halklarına da büyük bir örnek teşkil
edecektir. Mısır’da halk adına elde edilecek başarı,
demokratikleşme ve özgürlükler adına tarihe önemli bir kayıt olarak
düşecektir. Bu nedenle üniversite mensupları olarak Mısır halkının
yanında olduğumuzu açıkça beyan ediyor ve bu ülkedeki askeri
cuntanın, katliamlardan, demokratikleşme ve özgürlükler hususundaki
bu baskıcı ve zalim yönetiminden bir an önce vazgeçmesini
diliyoruz. Tarihte sabittir ki, askeri bir cunta yönetimi asla
sivil bir rejimin yerini tutamamıştır. Bunu askeri darbelerin
vesayeti altında yaşayan; baskıcı ve yıldırıcı cunta yönetiminin
evrensel ve özgür düşünceye, bilime büyük bir darbe vurduğuna şahit
olan bizler daha iyi idrak etmekteyiz. Tarihin hangi döneminde
olursa olsun, sivil halka yönelik her türlü baskı ve şiddetin,
katliamın bir insanlık suçu olduğunu kabul ediyor ve telin
ediyoruz. Bu nedenle, yakın komşumuz Suriye’de ve Mısır’da akan
kanların bir an önce sona ermesini ve demokratik teamüllerin
işletilmesini arzu etmekteyiz” denildi.
(İHA)