Rektörler YÖK tasarısını konuştu
Abone olGürüz Denizli'deki toplantının çok yararlı geçtiğini, tüm ayrıntıların da ele alındığını açıkladı.
Denizli’de yapılan Rektörler Komitesi toplantısından sonra
gazetecilere açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Gürüz, toplantıda
yüksek öğretimin sorunlarının ayrıntılı olarak görüşüldüğünü
belirtti. Dört konu başlığı üzerinde çalışma yapma kararı
alındığını bildiren Prof. Dr. Gürüz, bunların “yüksek öğretim
nerede başlıyor, Türk yüksek öğretiminin durumu, dünyada ve
Türkiye’de yüksek öğretimin geldiği nokta, ne gibi sorunlarla karşı
karşıya bulunduğu ve sorunların çözümü için yapılması gereken yasal
düzenlemeler” olduğunu kaydetti. Bu konularda 80 bin akademik
personelin yazılı görüşünü alacaklarını kaydeden Prof. Dr. Gürüz,
şöyle devam etti: “Bunlara rektörlerin de görüşleri eklenerek,
Aralık ayında üniversiteler arası kurula sunulacak. Buradaki nihai
değerlendirme sonucunda, son şeklini alarak, kamuoyuna, hükümete ve
parlamentoya sunulacak. “ Bu çalışmaların İngiltere’de 7-8 yıl,
Avusturya’da 10 yılda sonuçlandığını, Almanya’da ise 6-7 yıldır
devam ettiğini bildiren YÖK Başkanı Gürüz, kendilerinin bu
çalışmayı aylarla sınırlı sürede sonuçlandıracağını vurguladı.
Dünyanın en yaygın sistemlerinden biri Basın mensuplarının
sorularını da cevaplandıran YÖK Başkanı Prof. Dr. Gürüz, Milli
Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’in “YÖK üniversitelerarası kurulun eli
gibi olmalı” şeklindeki sözlerini değerlendirerek, şöyle konuştu:
“Bakan bey bu konuşmasında başka şeyler de söylemiştir.
Söyledikleri kendisini bağlar. Medreseleri anımsatan sözler
etmiştir. Bu nedenle cevap vermeye bile gerek görmüyoruz. Oysa
ilköğretimde ne yapılmıştır, ortaöğretimin bir analizi var mıdır?
Bunları değerlendirmesi gerekirken, sistemin en iyi işlediği yüksek
öğretime yönelmiştir. Yüksek öğretim sistemi, bin 918 bin
öğrencisi, 76 bin akademik personeliyle dünyada en iyi işleyen
sistemlerden biridir. Kişi başına bin 300-bin 400 dolarlık
yatırımlarla bugünlere gelinmiştir. Bunları söylemeden elde edilen
başarıyı görmezlikten gelmeye, yüksek öğrenim sistemi hakkında
konuşmaya kimsenin hakkı yoktur. Türkiye’deki yüksek öğretim
sistemi dünyanın en yaygın sistemlerinden biridir.” Üniversitelerin
siyasallıştırılmak istenmesi Öte yandan yüksek öğretimde, hükümetle
yaşanan sorunlarla ilgili değerlendirmelerde bulunun ODTÜ Rektörü
Prof. Dr. Vural Akbulut, üniversitelerin görevinin doğruyu bulmak,
bilgiyi toplumun hizmetine sunmak olduğunu söyledi. Akbulut, “Ama
doğruyu kamuoyuna sunarken, yaşanan sıkıntılar ortada. İktidar
bilim çatışması her zaman yaşanmıştır. İktidarlar, görevi doğruyu
bulmak ve söylemek olan üniversitelerin önünü tıkamak değil,
onların önünü açacak yasal düzenlemeler yapmalıdır.” İTÜ Rektörü
Prof. Dr. Gülsüm Sağlamer de iktidarın üniversiteleri
siyasallaştırmak istediğini öne sürerek, şunları söyledi:
“Üniversiteler olarak önümüzü kestirmeyeceğiz. Dünya ile yarışan
üniversiteler için koşmaya devam edeceğiz. Türk üniversiteleri az
kaynakla çok iş yapıyor. İktidarın görevi kaynak yaratacak, çağdışı
bürokratik engelleri ortadan kaldıracak ve üniversitelerin önünü
açacak uygulamaları getirmektir.” Kaynak : NTV