Rekabet Kurumu'nun saltanatı
Abone olRekabet Kurumu'nda şu anda 15 adet araç bulunuyor, buna karşılık 36 şoför istihdam ediliyor.
TBMM ve Sayıştay’ın denetiminin dışında bulundukları ve diğer
kamu kurumlarına göre ‘Ayrıcalıklı’ oldukları gerekçesiyle sık sık
eleştiri konusu olan üst kurullarla ilgili Devlet Denetleme
Kurumu’nun hazırladığı rapor bu eleştirilerin de ne kadar haklı
olduğunu ortaya çıkardı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’e bağlı
çalışan Devlet Denetleme Kurumu’nun (DDK), Rekabet Kurumu’nun 1999,
2000 ve 2001 yılları iş ve işlemlerinin araştırma ve denetlenmesine
yönelik raporunda devletin parasının savurganca harcandığı,
personel savurganlığı yapılarak üyelerin akrabalarının kurumda işe
yerleştirdikleri ortaya çıktı. İki oğul; üç yakın Raporda, işe
alınan akrabalarla ilgili “Rekabet Kurumu’nda kimi üyelerin yakını
ve akrabası işe alınmıştır. Bir üyenin iki oğlu, üç yakını Kurum’da
çalışmaktadır” değerlendirmesi yapıldı. Kurumda mevcut 36 şoförün
5’inin İstanbul Bölge Temsilciliği emrinde tutulmakta olmasının da
personel savurganlığı olduğu belirtilen raporda, “Kurumun araç
varlığının 15’e düştüğü dikkate alındığında Ankara’da istihdam
edilmekte olan 31 şoför de fazladır” tespitine yer verildi. DDK’nın
raporunda, Rekabet Kurumu’nun İstanbul Temsilciliği’nin İstanbul’a
giden kurum personeli ve üyelerinin karargah hizmetlerini görmek
dışında bir işlevi olmadığı belirtildi. Raporda, İstanbul
temsilciliğinin kurum bütçesine olağanüstü mali yükler getirdiğine
de dikkat çekilerek, “Ortaya çıkardığı masrafla orantılı bir işleve
sahip olmayan ve yakın gelecekte de olamayacağı anlaşılan İstanbul
Bölge Temsilciliğinin daha fazla masrafa neden olmaması için
kapatılması gerekmektedir” denildi. Birimler arası çatışma DDK
raporunda Rekabet Kurumu’na yönelik yer alan diğer tespitlerde
şöyle sıralandı: Kadrolar arasında önem-öncelik derecesi çok
abartılmakta, bu durum birimler ve görevliler arası çatışmalara
neden olmaktadır. Kuruma aidiyet duygusu gelişmemiştir. Görev
tanımlarının yeterli biçimde yapılmamış, unvanlar arasında gerçekçi
bir hiyerarşinin henüz kurulamamış olması, özlük hakları boyutuyla
genel bir hoşnutsuzluğa neden olmaktadır. Personelin Kurum içinde
kendi kendilerini yerleştirdikleri yer ile formal örgüt yapısındaki
yerleri arasındaki fark yüzünden çatışmalar meydana gelmekte, iş
barışı bundan etkilenmekte, hizmet kalitesi bozulmaktadır. 1999,
2000 ve 2001 bütçe ve kesin hesap cetvelleri incelendiğinde,
ödenekler arasında aktarma yapılarak ek ödenek alınmasının olağan
hale geldiği görülmektedir. Ödenek yetersizliği sıkıntısı
olmadığından, özellikle İstanbul Bölge Temsilciliğinin
harcamalarında, Kurum yükümlülüklerinin avans olarak ödenmek
suretiyle yerine getirilmesine, daha sonra ise bu ödemelerin gider
kaydedilmek suretiyle bütçeleştirilmesine dayalı bir yöntem
izlenmektedir. Bu nedenle de sık sık ‘aşan miktarları’söz konusu
olmaktadır. Optimal personel sayısı belli olmadığından ve görev
tanımları yapılmadığından, gerek meslek memurlarının, gerekse de
öteki personelin performansları ölçülememektedir. Alınacak tedbir
Rekabet Kurumunun etkin ve kaliteli bir hizmet verebilmesi için ise
alınması gereken tedbirler DDK raporunda şöyle sıralandı: Görev
tanımları yapılıp performans kriterleri ortaya konulmalıdır. Eski
üyelerin baş danışman kadrolarına atanması uygulamasından
vazgeçilmelidir. Personel ödemelerinde, harcırahlarda, temsil
ödeneklerinde ve öteki sosyal giderlerde tasarrufçu bir anlayışla
davranılması gerekmektedir. Yurt dışı seyahatler önemli ölçüde
kısıtlanmalı, yollanacak kurul üyesi ya da personelin ilgili
toplantılarda kurumu temsile yetecek düzeyde lisan bilmesine özen
gösterilmelidir. Harcamalarda şeffaflığa önem verilmeli, bunu
sağlayacak düzenlemeler yapılmadır. Taşınmazlar için yapılan
masrafları azaltacak her türlü önlem alınmalı, boş tutulmakta olan
bütün lojmanlar rayiç değerleri ile satılmalıdır. Kamu Konutları
Yasası ve Taşıt Yasasına ve kurumun bu konudaki iç düzenlemelerine
aykırı biçimde lojman ve taşıt kullanan, bu nedenle kurumun
gereksiz yere aidat ve benzeri harcamalar yapmasına neden olan
kurul üyelerinin sorumluluklarının değerlendirilmesi
gerekmektedir.