Rejim elden gidiyor mu?
Abone olRejim elden gidiyor mu? Laikliğin tarifi nasıl olacak? Prof. Özbudun konuştu.
Sivil Anayasa bazı çevreleri endişelendiriyor. Rejim elden gidiyor mu? Anayasa taslağı bu tartışmaları alevlendirdi.
Çalışmalara şüpheyle yaklaşanlar adına Sabah'tan Nur Batur, taslağın mimarı Prof. Dr. Ergun Özbudun'a sordu.
Anayasanın ilk 3 maddesinin değişmesinin teklif dahi edilemeyeceği 4. maddesinin yerini değiştirdiniz, neden?
Anlamı ve içeriği değişmiyor. Bu, anayasanın değiştirilmesi usulüyle ilgili bir hükümdür. Dolayısıyla mantıken ait olduğu yere konulmuştur.
4. maddede böyle bir vurgu yapılması önemli değil miydi?
Hayır o vurgu aynen sürüyor.
Ya rejim değişikliğine gidildiği iddiası?
Cevap vermeye dahi değmez.
Genelkurmay Başkanı yargılanacak
Yeni Anayasa'nın en çarpıcı maddelerinden birisi de Genelkurmay Başkanı ve Meclis Başkanının da yargı yolunun açılması oldu.
Özbudun konuyla ilgili görüşleri şöyle:
"Şu ana kadar bu makam sahiplerinin görevleriyle ilgili suçlardan dolayı nerede yargılanabileceği hükmü yoktu. Cumhurbaşkanının dahi vatana ihanet halinde Yüce Divan tarafından yargılana biliyor. Yargı yetkisinden bağışık olan hiçbir makam olamaz. Burada bu boşluk doldurulmuştur."
En çok konuşulan konuların başında laiklik geliyor. Kimi çevreler bu tarifin içinin boşaltılacağı ve Ilımlı İslam'ın önünün açılacağı iddiaları hakim..
Herkes için eşit din ve vicdan hürriyeti
Özbudun bu görüşlere kesinlikle katılmıyor. Laiklikle ilgili sorulara şu cevapları veriyor:
"Aynı laiklik anlayışı sürüyor. Laiklik bir yönüyle devlet yönetiminin din kurallarına bağlanmamasıdır. Taslakta mevcut. Bir yönüyle de herkes için eşit din ve vicdan hürriyeti demek.
Bunu söylemek kadar gerçeklere aykırı bir şey olamaz. Laikliğe bağlılığı 1982 Anayasası'ndan daha güçlüdür."
Kürtçe eğitime açık kapı
Taslağın bir diğer hassas konusu da Kürtçe eğitim.. Bunun şartını Meclis'e bırakıyor. Ancak Anayasa'da bunu altyapısı hazırlanıyor. Özbudun Kürtçe eğitim tartışmları için de şunları söylüyor:
"Anayasada eğitim dilinin Türkçe olduğu belirtiliyor. Ama onun dışında hangi esaslara göre eğitim ve öğretimde kullanılabileceğini bir kanun konusu haline getiriyor. Dolayısıyla kanun koyucu isterse hangi şartlar altında Türkçeden başka dillerin de elbette yardımcı veya seçmeli dil olarak kullanılabileceğine karar verebilir. Onun dışında Türkçeden başka herhangi bir dille ilişkili açık bir hüküm yok."