Reis var Beis yok!..

Onun için söylenecek tek söz “Ya Allah'a baş eğer hiç kimseye eğmezsin, ya da herkese baş eğer hiçbir şeye değmezsin!”

Osman DİYADİN o.diyadin@hotmail.com

Türkiye artık 16 Nisan’a kilitlendi..

Evet mi?

Hayır mı?

Bütün mesele bu…

Türkiye Cumhuriyeti kuruluşunun 100. yıldönümüne bütün engellere rağmen emin adımlarla koşarken, millet sandıkta sistem değişikliği için tarihi bir karar verecek...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir kez daha milletten destek isteyecek…

“Muhtar bile seçilemez” denilmesine rağmen önce genel başkan sonra başbakan ardından Cumhurbaşkanı olan ve 15 yılda girdiği bütün seçimleri açık ara fark ile kazanan bir lider gerçeği, bu kez Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi bir başka deyişle başkanlık sistemi için kendini  sandıkta milletine emanet edecek…

Şu bir gerçek ki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip  Erdoğan için bu referandumun adı  ‘FİNAL…’..

                                           ***

Dış dünya nasıl bakıyor?

Batı’nın Erdoğan karşıtlığını biliyoruz…

Çünkü Batı ve ABD için alışılmışın dışında bir lider!

Öyle ki dış dünyada ona karşı duruş gösterilmesinin tek nedeni Türkiye’ yi artık istedikleri gibi kullanamayacak olmalarından başka bir şey değil!

Ve bütün mesele ruhunda taşıdığı üstat Necip Fazıl’ın şu sözü:

“Ya Allah'a baş eğer hiç kimseye eğmez sin, ya da herkese baş eğer hiçbir şeye değmezsin!”

İşte Recep Tayyip Erdoğan budur..

Fazla görmemek gerek!

Alışacaklar.

Çünkü  alışkanlıklarından vazgeçmeleri mümkün değil.Hiç de alışık olmadıkları bir Türkiye ve lideri  var karşılarında…

                                                    ***

Fakat Batı’da Erdoğan karşıtı aydınlar gibi hayranları da var

Yani hakkın teslimini yapanlarda..

Gerçekleri gören, ona göre yorumlar, analizler yapanlar da var..

Örneğin bir Fransız yazar…

Paris Match Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Gilles Martin-Chauffier ilk kez Batılı bir yazar olarak Türkiye'ye ve Erdoğan'a dış dünyada karşı duruş gösterenlere ders veriyor…

Erdoğan’ı Fransızların ünlü kahraman devlet adamına benzeterek "Türkiye'nin Charles de Gaulle'si" diyor..

Sonra şöyle devam ediyor:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı otoriter olarak görüyorlar. Bunun iki nedeni olduğunu düşünüyorum; öncelikle Avrupa'daki siyasetçi sınıfı, alt seviyedeki sınıftan geldiği için Putin'i bir de Erdoğan'ı böyle görüyor. Ne de olsa diğerlerine göre daha güçlü bir duruşunuz olduğu sürece bu diğerlerini rahatsız eder. Halbuki Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçmişten günümüze bakarsanız gittikçe popülaritesi artan, oy toplayan, oyunu artıran birisi. Bunu da demokratik yollarla, halkın özgür iradesiyle, seçimle başarıyor. Bu, aslında onların işine gelmiyor çünkü İslamiyet’i ve Müslümanları temsil ediyor. Avrupalıların kafasında İslamiyet ile demokrasi bir araya gelemez. 'Müslüman demokrat' diye bir şey olamaz. Hristiyan demokrat olabilir ama Türkiye'de Müslüman demokrat diye bir kavram olamaz. Onlar bu kavramların bağdaşmadığını düşünüyorlar.”

Böyle diyor Gilles Martin-Chauffier ..

Bunun adı da mı yandaş Chauffier..

Erdoğan’ın kara propagandayı bertaraf etmeyi başardığınıda iddia eden Fransız yazarın görüşleri bu noktadada övgü dolu:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında kara propaganda yapılması onun doğru yolda olduğunu gösterdi. Erdoğan, geçmişten günümüze bakarsanız gittikçe popülaritesi artan, oy toplayan, oyunu artıran birisi. Erdoğan diğer Avrupalı siyasetçilerde olmayan güçlü bir iradeye sahip.” 

Bakın İngiltere eski başbakanı Tony Blair'in baldızı da olan İngiliz gazeteci-yazar Lauren Booth ne diyor?

 “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Ankara'da tanıştım. Erdoğan'la tanışmaktan çok memnunum. Türkler için çok büyük bir lider olduğunu düşünüyorum. Erdoğan, Müslümanlar arasındaki en cesur lider. Son 10 yılda 32 ülke gezdim. Türkiye beni en çok etkileyen ülke oldu. Okullarınız ücretsiz, sağlık sisteminiz ücretsiz, üniversiteleriniz ücretsiz. Herkes kaçarken siz Suriyeli mültecilere sahip çıktınız. İslam dünyası şu anda Türkiye’ yi izliyor. Dış güçlerin sizi yolunuzdan, adaletten ve liderlikten çevirmesine asla izin vermeyin” 

Bir İngiliz bunları söylüyor…

Buda mı yandaş medya yazarı  ne dersiniz?

Çok ilginç değil mi?

Devam edelim..

Japon akademisyen ve yazar Prof. Yoshiaki Sasaki’nin kitabını okudunuz mu bilmem..

Türkiye'yi ve Başbakan Erdoğan'ı öve öve bitiremedi. Kitabının ilk cümlesi olarak "Bundan sonra 50 yıl dünya Türkiye'nin etrafında dönecek" diyor..

Arap ülkelerinin bugünkü hali ile Türkiye'nin son yıllarda yapmış olduğu büyük atılımı anlatan Sasaki, bu değişimde Erdoğan'ın büyük payı olduğunu, Türkiye'nin şaha kalkması sonrası dünyanın önemli yatırımcılarının bakışının Türkiye'ye yöneldiğini, Ortadoğu'nun yıldız ülkesinin Türkiye olduğunu anlatıyor..

Sasaki Türkiye'yi kapsayan sekülerizme karşı çıkan fiil ve hareketlerini öne çıkaran Erdoğan'ın karakteri ve aktif ruhuyla halkın popülaritesini kazandığını de ifade ederek şunları söylüyor;

"Bölgeleri, güç dengelerini elinde tutmak adına Amerika  Türkiye'den asla vazgeçemez.Şimdilerde sadece Arapların değil tüm Akdeniz’in süper starı Erdoğan'dır. Bu yüzden Amerika'nın bundan sonra Ortadoğu stratejilerini çizerken Türkiye ve Erdoğan'a yaklaşmaktan başka çaresi yoktur" 

Bunları söyleyen bir Japon beyler!..

Hani bizim ülkemizde biriler i'Diktatör' diyor..

Bakın o Japon Kitabında 'Erdoğan diktatör olur mu?' sorularına da cevap nasıl veriyor..

“Erdoğan'ın popülaritesinin artmasıyla beraber Türkiye içinde ve dışında bu şekilde tartışmalar yapılmakta ama nihai olarak ben onun diktatör olmayacağını düşünüyorum”

Bu kanaatinin nasıl oluştuğu ile ilgili ise Erdoğan'ın bir liderden ziyade insani yönüne dikkat çeken şu ilginç diyaloğu anlatıyor.

“Benim Türkiye'yi ziyaret ettiğim 6 Ekim 2011'de Başbakan Erdoğan'ın annesi vefat etti. Vefat ettiği sırada 83 yaşındaydı. Kendisi de annesinin ölümüne ağladı. Sert baba olarak bilinen Erdoğan da bir insan evladı. İstanbul'da Anadolu yakasında bulunan Üsküdar Camii’nden cenaze kaldırıldı. Akşam, yatsı namazından sonra Kur'ân okuma toplantısı yapıldı. Ben de buna katıldım ve orada çok şaşırdığım bir sahneye tanık oldum. 20-30 kadar imamın Kur'ân okuma halkası içine girerek Erdoğan da Kur'ân okudu. Onun derinden çınlayan sesi kesinlikle diğer imamlardan geri kalmıyordu. Bu törenin sonunda Başbakan Erdoğan katılımcılarla tokalaşarak teşekkür etti. Ben de tokalaşma sırasına girerek, ‘Çok hayırlı bir iş yaptınız’ dedim. Annesi için Kur'ân okumasını övdüm. Onun cevabı, ‘Hayırlı bir şey olmasını Allah'tan niyaz ederim’ şeklindeydi. Böyle bir adam diktatör olamaz.”

Bu analizi hangimiz yapabiliriz?

Bir Japon yapıyor..

Türkiye'nin AB'ye girme hayalini de yersiz bulduğunu ifade eden Sasaki ders veriyor adeta;

Yüce Osmanlı İmparatorluğu'nun torunlarının AB'ye girmelerine ne gerek var. Eğer Türkiye AB'ye girmiş olsaydı, şimdiki gibi bir ekonomik gelişme gösteremezdi. Esas AB'ye girmediği için şimdiki Türkiye var oldu. 150 yıl öncesinde Ortadoğu'nun dünya medeniyetlerinin merkeziydi. Bundan sonra Türkiye çalışkan, gayretli, adil, dürüst tavrını etrafındaki ülkelere yayarsa, bu muhteşem medeniyetin tekrar gerçekleşmesi imkânsız değildir. Medeniyetlerin uyanış zamanı artık başlamış olabilir. Bunu gerçekleştirecek olan, muazzam hayaller taşıyan güçlü bir liderdir. Ve şimdiki Türkiye'de birinci sınıf aktörler toplanmış durumda” 

Bu  Japon’da yandaş medya yazarı mıdır dersiniz!..

Devam edelim;

Bosna Hersek Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi’nin Boşnak Üyesi Bakir İzzetbegoviç, Erdoğan’ın cesur bir lider olduğunu belirterek, ‘’Kendisi sadece Türkiye’nin değil İslam dünyasının da lideri’’ dedi.

Batı ile sorun yaşamaması için Türkiye Cumhurbaşkanı 'a bazı ortak projelerini açıklamamayı teklif ettiğini belirten Rus lideri Putin’in 'Erdoğan'a güvenilmez' diyenlere karşı  şu sözü de unutulmasın:

“Erdoğan çok sağlam bir adam, bizim bir şey saklamaya niyetimiz yok.”

                                           ***

Hani bizim sanat dünyasında Erdoğan hayranı olan kişiler  birileri tarafından linç  ediliyor ya.!

Hollywood'un ünlü ismi Lindsay Lohan ‘un Erdoğan hakkındaki görüşlerini duydunuz mu?

Daily Mail gazetesine yaptığı açıklamada, Trump'ın yurt dışı ziyaretini Türkiye'ye yaparak destek vermesini isteyen  Lohan” Donald Trump'un Türkiye'deki mültecilerin durumunu ve mülteciler konusundaki yaptıklarını yerinde görmesi Amerikan halkı için de önemli olacaktır. Cumhurbaşkanı  Erdoğan halkı tarafından sevilen bir lider. Mülteciler konusunda yaptıklarını gördüm. Erdoğan büyük bir merhamet sahibi ve kalbi olan lider”

Buda yandaş sanatçı  Lohan olsa gerek!..

Hadi onuda linç edin!..

Bırakın bu işleri…

İster sevin, ister sevmeyin, ister katılın ister katılmayın, ister evet deyin ister hayır   şu bir gerçek ki dünya siyaset sahnesinde ortaya koyduğu performans ve kararlığı ile ses getiren, konuşulan, Türkiye Cumhuriyetinin hakkını hukukunu korumada asla taviz vermeyen  bir dünya lideri bir Recep Tayyip Erdoğan gerçeği var!..

O nedenle 16 Nisan için söylenecek son söz şudur;

Söz konusu Millet iradesi ise;

REİS VAR BEİS YOK!..

Ne dersiniz “EVET” değil mi?