Reina ve Laila'da bir gecelik kazanç
Abone olİstanbul Defterdarlığı Laila ve Reina'daki kasalara görevlendirdiği elemanlar müthiş tabloyu ortaya çıkardı.
Cumartesi gecesi İstanbul Defterdarlığı’nın eğlence yerlerine
yönelik denetim programı çerçevesinde Laila’daki 9 ve Reina’daki 7
işletmenin de kasasının başına şirket elemanı ile birlikte
Maliye’den de özel yoklama belgeli birer ikişer görevli oturdu.
Maliye memurları Laila ve Reina’da 21.00 sularındaki açılıştan
sabah 05.00 sularındaki kapanışa kadar geçen sürede kasada kalarak
alınan her ücretin kayda geçmesini sağladı. Edindiğimiz bilgilere
göre, Laila’nın cumartesi gecesi hasılatı 138 milyar, Reina’nınki
ise 148 milyar lira oldu. Laila ve Reina’da eğlenenler en üst gelir
grubuna örnek gösteriliyor. Laila ve Reina, bundan 2 yıl önce MİT
Müsteşarı Şenkal Atasagun’un “Laila’daki hayatı Televole’de göre
göre ben bile komünist olurum.” şeklindeki açıklaması ve New York
Times Gazetesi’nin Türk toplumundaki gelir uçurumuna Laila
müdavimleri ile İstanbul’un varoşlarındaki düşük gelirli bir gencin
hayatını mukayesesiyle gündeme gelmişti. Ancak Laila ve Reina’da
eğlenenlerin bir gecede harcadığı para, bugüne kadar sır olarak
kalmıştı. Her iki kulübün patronları da hasılatlarıyla ilgili
soruları bugüne kadar cevapsız bırakmıştı. Ahlak, aile ve din
duygusu sosyal patlamayı önlüyor 700 müşteri kapasiteli Laila’da
geçtiğimiz cumartesi gecesi harcanan para ile 613, Reina’da
harcanan para ile de 657 asgari ücretli aile bir ay geçiniyor.
Türkiye’de en alttaki yüzde 10’luk kesim ile en üstteki yüzde
10’luk kesim arasındaki toplam gelir farkı 13 kat. Birleşmiş
Milletler Kalkınma Programı verilerine göre 2000 yılında Türkiye
nüfusunun en zengin yüzde 10’luk bölümü Gayri Safi Milli Hasıla’nın
yüzde 30,7’sine sahip olurken, en yoksul yüzde 10’un payı yüzde
2,3’te kalıyor. 2002’de Dünya Bankası ile Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışma Vakfı tarafından ODTÜ’den Prof. Dr. Sencer Ayata ve Prof.
Dr. Yusuf Ziya Özcan’a yaptırılan araştırmaya göre ise nüfusun
yüzde 10’u pazara gidecek para bulamıyor. “Derin yoksul” denilen bu
ailelerin düzenli bir geliri yok. Parasızlıktan aile üyeleri
camiye, kahveye bile gidemiyor. Eve et, sebze girmiyor, pazar
atıklarıyla ve yardımla yaşıyor. Bir üst grupta yer alan
“Yoksullar” ise halen ayda net 225 milyon lira olan asgari ücret
miktarıyla hayat sürenler. Hemen tümünde aile içinde kavga hakim.
Dünya Bankası 2000 yılı raporuna göre de, Türkiye nüfusunun yüzde
2,5’i günde 1 dolarlık, yüzde 18’i ise günde 2 dolarlık geçim
sınırının altında yaşıyor. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mithat Melen, felsefecilerin aksine
kendilerinin insanlık tarihi boyunca meydana gelen ayaklanma ve
ihtilallerde gelir dağılımındaki bozulmayı baş etken olarak
gördüklerini söyledi. Türkiye’de gelir dağılımındaki aşırı
bozukluğa rağmen ahlak, aile ve din duygusu nedeniyle sosyal
patlama yaşanmadığını belirten Prof. Melen, “Türkiye’de açlık
sınırındakiler henüz o kadar çok değil. Bu sayı artar ve de
varoşlarda yaşayanlarda ahlaki çözülme yaşanır, gayri meşru ve kısa
yoldan zengin olma yollarına saparlarsa o zaman Türkiye’de de bir
sosyal patlama yaşanır.” uyarısında bulundu. ZAMAN