Rehinenin ağzından o anlar
Abone olHindistan'daki saldırıda son kurtarılan Türk rehine Yasemin Erden yurda döndü. Mahsur kaldığı o anları anlattı.
Hindistan'ın Mumbai kentindeki terör saldırılarında rehin kalan
ve 43 saat sonra kurtarılan Avukat Yasemin Erden, Hintli yetkililer
ile Türk Büyükelçiliği'ne teşekkür etti. Tekrar Hindistan'a gitmeyi
düşündüğünü belirten Erden, "Teröre yenilmemek lazım" dedi.
Atatürk Havalimanı VIP salonunda babası Selçuk Erden ile birlikte
çıkan Avukat Yasemin Erden, basın mensuplarına yaşadıklarını
anlattı. Sözlerine;
"Hint yetkililerine, Türkiye Büyükelçiliği'ne, elçimiz Levent beye,
beni hiç yalnız hissettirmeyen iş arkadaşlarım ve aileme çok
teşekkür etmek istiyorum." diyerek başlayan Erden, "Zorlu bir kaç
gündü. Türkiye'me ve aileme kavuşmuş olmanın sevinci içerisindeyim.
Çok yorgunum, biran evvel eve gitmek istiyorum. İlk 3-4 saat
olayların yatışmasını bekledim. Dumanlardan kaçmak için ilk önce
banyoda kaldım. Hep ailemle arkadaşlarımla iletişim halindeydim.
Konuştuk, beni alakasız şeylerle oyaladılar. Dönem dönem çatışmalar
oldu. Otelin yavaş yavaş boşlatıldığı yönünde haberler geliyordu.
Ben de sıramı bekledim. Sürekli 'bunun da bir sonu gelecek' diye
düşündüm. Sonunda kapıyı çaldılar ve beni Hintli askerler dışarı
çıkardı. Büyükelçiliğimiz aracılığıyla kendi arkadaşlarıma teslim
edildim. Bir eve gittim, oradan da havaalanına geldim. Gördüğüm
kadarıyla sokaklar boştu." şeklinde konuştu.
Hindistan'a iş için gittiğini belirten Erden, " Çalıştığım iş
yerimin Hindistan'daki ofisinde çalışanlarla tanışmak için
gitmiştim. Pek tanışma fırsatı bulamadım. Tekrar Hindistan'a
gideceğimi düşünüyorum. Teröre yenilmemek lazım. Saldırının
mahiyeti konusunda yapabileceğim bir yorum yok." dedi.
Baba Selçuk Erden ise, kızlarına sağ sağlim kavuştukları için mutlu
olduğunu söyledi. Baba Erden, "Çok tedirgin ve endişeli birkaç gün
geçirdik. Allah'a şükürler olsun kızımız sağlimen döndü. Bir an
evvel evimize gidip kızımın ailemle kavuşmasını istiyorum. Rehin
kaldığı süreç içerisinde moralini yüksek tutmak için elimizden
gelen yardımı yapıyordum. Sadece ailesi olarak biz değil, iş
arkadaşları da sürekli irtibat halindeydi. Telefonun çalışıyor
olması, elektriğin kesilmemiş olması büyük bir şanstı. Bu sayede
temas halinde olduk, yoksa o 43 saat nasıl geçerdi bilemiyorum."
diye konuştu.