Rehine Başkonsolos baskın anını anlattı
Abone olIŞİD elinde 101 gün rehin tutulan Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz, baskın anının bir anda olduğunu söyledi
Musul Başkonsolosu Öztürk Yılmaz,
IŞİD'in elinde 101 gün boyunca yaşananları ve kurtarma
operasyonunun detaylarını anlattı.
Öztürk, IŞİD baskınıyla ilgili "Bir anda
etrafı sardılar. Kameraları patlattılar.Baskın bir anda oldu.
Baskından 1.5 saat sonra o alanı terk ettik.
ÖLÜM ANINI YAŞADIM
Beni makam odamının önünü götürdüler ama odaların hepsi
kapalıydı. Yaklaşık 1 dakikalık 45 saniyelik bir ölümle yüzleşme
anı oldu" dedi.
Musul'un bir anda düştüğünü söyleyen Başkonsolos Öztürk, NTV yayınında şunları anlattı.
"Başkonsolosluğumuz bir anda çevrildi. Musul ‘u ayakta tutan
yerel polisti. Vali de kimseye haber vermeden gidince haber duyulur
duyulmaz kent birden düştü.
Normal bir gün gibi giderken o gün profesyonelce bir baskın yedik.
Sayılarını tam bilemiyoruz.
Kameraları patlattılar, etrafı tekmeleye başladılar. Baskından
bir buçuk saat sonra da o alanı terk etmek zorunda kaldık.
"BAYRAĞIMIZA DOKUNURSANIZ BİZİ
ÖLDÜRÜN"
O anda öldürmeyi göze almadılar veya alamadılar. Kadınlara
çocuklara ve bayrağımıza en ufak bir şey olursa öldürün dedik.
Bizim bildiğimiz gibi bir güvenlik uygulamıyorlar. Nerede olacağınızı bilemediğiniz bir güvenlik uygulaması yapıyorlar.
Otobüslerin camlarını kapatıp, gözlerimizi kapatıp yer değişimi yapıyorlardı.
Tercümanımız vardı. O gelip bize yer değiştireceğimizi söylüyorlardı. Başımızda bekleyenlerin de haberi olmazdı. Haber başka yerden gelirdi.
"14 KİLO VERDİM"
Onlar şunu istiyordu; dışarıyı görmememizi... Telafer'de olmamıza
rağmen orada olduğumuzu söylemişlerdi bir kez.
Onların merhametine bakıp hareket edemezdim. Bana yardımcı olan bir arkadaşım oldu Türkiye ile haberleşmem konusunda. Telefonu saklayıp bölüp parçalayıp tekrar birleştirip kullanıyordum.
Yemek konusunda bize gına gelmişti. Sürekli aynı şeyler geliyordu. İnsanlar kilo verdi. Ben de 14 kilo verdim.
Onlar moral bozmak için video izletmeyi seviyorlardı. Rehineyi demoralize edip psikolojisini bozmaktan keyif alıyorlardı.
"BANA KALAN
TERLİKLERİMDİ"
Bir sabah kalktığımda baktım ve bana yalnzıca kalan terliklerimdi.
O da onların verdiği... Zor bir süreçti. Bedeniniz dışında size ait
hiç birşey kalmıyor. Bazen onu da kontrol altında
tutamıyorsunuz.
Onların bize tehditleri her zaman vardı ama fiziki darbeleri yoktu. Çünkü bunlar, fiziki muamaleyi tercih etmiyorlar, kesiyorlar, biçiyorlar.
Bunların kültürü farklı. Hemen tanımak zor IŞİD'i. Uzun bir süre rehin olunca tanıdım. Bunlar yüz defa Kuran'a el basar yüz defa yalan söyler.
Sınıra gidene kadar serbest kaldığımız bilemedik. Ben 'Alo' demeden Başbakanımız 'Hoşgeldiniz' dedi. O an anladım.
Bu ülkenin dış imajı ve onuru adına süreci yönetenlere teşekkür ediyorumm. Bu ciddi bir başarı.
IŞIKSIZ YERLERDE KALDIK
Dışarıyı hiçbir şekilde görmemizi
istemiyorlardı. Genelde kapalı, ışığın
olmadığı yerlerde sakladılar bizi.
Bu sürede yanımda hep bir cep telefonu vardı.Ve bir şekilde
ülkemize haber vermemiz gerekiyordu.Bana yardımcı olan bir
arkadaşım oldu. Onunla sürekli çıkışlarda,girişlerde telefonu nasıl
saklarız diye düşünüyorduk.
65 GÜN AYNI YEMEĞİ
YEDİK
65 gün aynı yemeği yedik. Öğle akşam aynı yemeği yedik. Sürekli aynı şeydi. Gıda beslenmemiz yetersizdi. Bütün arkadaşlarım kilo verdi. Ben de toplam 14 kilo verdim.Bazen televizyon izleme şansımız oldu bazen de aylarca izleyemedik. Kafa kesme görüntülerini izledik. Moralimizi bozmak için görüntüleri bizlere de izlettiler. Amaçları morallerimizi bozmaktı. Fiziki anlamda kötü bir muameleleri olmadı ama tehdit vardı.