Reha Muhtar Aköz'ü düzeltti

Abone ol

Önceki gün Atatürk'ün hatalarını kaleme alan Emre Aköz'e ilk tepki kendi gazetesinden geldi. Reha Muhtar kendine göre Aköz'ün yanlışlarını düzeltti.

Önceki gün Atatürk'ün hatalarını kaleme alan Emre Aköz'e ilk tepki Reha Muhtar'dan geldi. Muhtar, "Atatürk'ün evliliği" başlıklı yazısında sütun komşusunun yanlışlarını düzeltti:

- Baştan beri, bakıyorum herkes kaşınıyor... Birileri tiraj alacak, birileri üstüne ahkâm kesip havasını atacak herkes Atatürk'ün eşinin özel arşivinin peşinde...
İlk başlarda sustum... Girme bu konulara, girdikçe kartopu daha da büyüyecek dedim...
Ama dün sevgili Emre Aköz, konuyu Atatürk'ün bir koca olarak evliliğindeki hatalara getirince, orada dur demek şart oldu...
"Mustafa Kemal'i bir erkek veya bir koca olarak sütten çıkmış ak kaşık mı sanıyorsunuz...
Fikriye Hanım'a ettiği haksızlığı bilmiyor musunuz," demiş Emre ve devam etmiş, "Fikriye'ye değil, kendi milletine de haksızlık etmedi mi? Sabahlara dek süren içki sofraları olmasaydı daha uzun yaşamaz mıydı? Latife Hanım mı Atatürk'e, Atatürk mü Latife Hanım'a evlat veremedi orası da belirsiz..."
Bak sevgili Emre... Birileri işin cılkını iyiden iyiye çıkarmaya çalışıyor, bari sen alet olma...
Atatürk'ün evliliği, karısıyla ilişkileri tartışması nereden çıktı tam anlayamadım ama, madem, böyle zırvalayacaklar o zaman tartışalım...
Atatürk yaşamını cephelerde geçirmiş bir lider... Bir asker, bir komutan...
Onlarca kez ölümle burun buruna gelmiş, topların, tüfeklerin ve bir milletin kurtuluşu uğruna yedi düvelle mücadelenin ortasında, korkunç streslerle geçmiş bir adam için kullandığın ifadelere bak Emre...
"Bir erkek olarak sütten çıkmış ak kaşık değilmiş" Mustafa Kemal... Neredeyse "Her geceyi içki sofrasında geçiren çekilmez bir koca" diyecek de yandan söylüyor meramını...

DİLEK TÜRKER'İ SEYRETTİN Mİ?..

Dilek Türker'in muhteşem bir tek kişilik oyunu var "Latife" diye... Onu seyrettin mi Emre?..
O oyunu izlersen, belki Mustafa Kemal'le karısı arasındaki ilişkilerin daha fazla içine girer daha iyi anlamlandırabilirsin...
Mustafa Kemal bir koca olarak ne yaptı?.. Hayatı boyunca, cephede beraber savaştığı arkadaşlarıyla, sık sık akşam yemeklerinde iki kadeh içki eşliğinde birlikte oldu...
O adamlar cephede nasıl savaştıklarını anlatıp nostalji mi yaptılar o Çankaya sofralarında...
Hayır... Kurmaya ve yürütmeye çalıştıkları Cumhuriyetin işlerini konuştular...
O sırada, Latife Hanım ne yapıyordu biliyor musun Sevgili Emre...
Yukarıdaki odadan ayağını güm güm yere vurarak mesaj gönderiyordu Paşası'na...
"Yeter artık. Niye yukarı gelmiyorsun" diye... Latife'nin ayaklarını gümbür gümbür yere vurarak gönderdiği mesajları, sadece Mustafa Kemal duymuyordu... Bütün misafirler Latife Hanım'ın isteri krizini duyuyordu...
Bir Devlet Başkanı, bir Cumhurbaşkanı, ondan da öteye bir milleti kurtaran önderin o kadar davetli arasında düştüğü durumu hissedebiliyor musun?..
Yemek masasını terk edişini, "artık yeter eve gel" diye herkesin ortasında camdan bağırışını, duyabiliyor musun?..

"BUNU MU GÖRECEKTİM KEMAL"

Bir gece askerleriyle şakalaşmasını bile hazmedemeyip "Bunu da mı görecektim Kemal" diye avazı çıktığı kadar bağırmasını hazmedebiliyor musun Emre?..
Koskoca bir milleti karizmasıyla, çok daha ileri dünyalara götürmeye çalışan bir liderin, bir önderin eşinin, bu kadar insanın ortasında, "nasıl olsa karısıyım" diyerek, o karizmayı çizmesinin ne anlama geleceğini biliyor musun?..
Dilek Türker'in Latife'sini izlerken, her Türk erkeğinin içinde bir parça Atatürk, her Türk kadınının içinde de bir parça Latife Hanım olduğunu göreceksin...
Sıradan kadın erkek ilişkilerinde bile sorunlar yaratan bu durum, toplumları yönlendiren, hatta, onları esaretten kurtaran liderlerde nasıl duygu fırtınaları yaratır düşünebiliyor musun?..
Evliliklerinde kim haklıydı kim haksızdı bilmem... Ne beni, ne seni ne de kimseyi ilgilendirir bu..
Ama bir şey fazlasıyla ilgilendirir hepimizi... Bizler Latife Hanım'dan first lady olmasını istedik... Mustafa Kemal first lady'liği hakkıyla yapamadığı için ondan ayrıldı...
Ben Türkiye Cumhuriyeti'nin önderinin, eşi tarafından insanların ortasında azarlanmasına tahammül edemem...
First Lady'lik Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil eder... Sadece Mustafa Kemal'in eşi olmayı değil...
Latife Hanımefendi de Mustafa Kemal Atatürk'ün eşiyken bir first lady'ydi...
Öyle de davranması gerekirdi...

"BİR KADINI YÖNETEMEDİM"

Senin sevgili Nur Çintay'la muhteşem bir evliliğiniz var... Allah uzun ömür versin, keyifli bir mutluluğunuz da var...
Ama Atatürk gibi bir adamla evlenmeye karar veren kadın, çok daha fazla şeyi kabul etmek zorunda...
Atatürk'ün karısı olmak herkese nasip değil... Öyleyse onun fedakârlıkları da herkesten fazla olacak...
Hem Atatürk'le evli olacağım, hem de istediğim zaman "kocacığım yanıma gel de beraber radyo dinleyelim çay içip tombala oynayalım" diyeceğim...
Yok öyle şey...
Her akşam, masaları sandalyeleri devirip, aşağıya mesaj göndereceksen, Atatürk yerine kendine daha munis bir eş seç...
Sen de mutlu olursun... O da... İşin doğrusu sevgili Emre, Atatürk'ün de dediği gibi, Latife Hanım, İzmirli zengin bir ailenin çok iyi yetiştirilmiş, iyi eğitim almış, epey de şımartılmış tatlı bir kızıydı...
Atatürk'ün eşi olarak First Lady'lik ona biraz fazlaydı... Atatürk onun için, "orduları yönettim... Ama bir kadını yönetemedim" dedi...
Ve ayrılıp hayatına Türk Milleti'nin yalnız önderi olarak devam etti...

Yazı: Reha Muhtar
Kaynak: www.sabah.com.tr

Günün Önemli Haberleri