Referandum isyanı! Kaş yaparken göz çıkarıyorlar
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa Değişiklik Kanunu’na ilişkin açıklamalarda bulundu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Ankara’nın Yenimahalle
İlçesi’ndeki Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde düzenlenen il ve ilçe
başkanları ortak toplantısına katıldı.
Toplantının açılışında hitap eden Kılıçdaroğlu,
’cumhurbaşkanlığı sistemi’ni içeren Anayasa Değişiklik Kanunu’na
yönelik eleştirilerde bulundu.
Anayasa değişikliği için yapılacak referandumda,
demokrasinin oylanacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Önümüzde bir
referandum var. Bu referandum, bir siyasi partinin seçimi değildir.
Siyasi partiler seçime girmiyor. Heyecanınızı anlıyorum; ama
heyecanı akılla kontrol edeceğiz. Ne söylediğimizi, nasıl
söylediğimizi çok iyi kontrol edeceğiz. Demokrasi oylanacak.
Hepimizin sorumluluğu var. Sadece CHP’lilerin değil,
bütün siyasi partilerin sorumluluğu var. Çünkü hepimiz bu
topraklarda yaşıyoruz. Birlikte yaşamak istiyoruz. Düşüncelerimiz,
görüşlerimiz, partilerimiz, inançlarımız, kimliklerimiz, yaşam
tarzlarımız farklı olabilir; ama bir memlekette huzur içinde,
kardeşçe yaşamak istiyoruz. O nedenle bu referandumun çok ama çok
önemli bir değeri vardır. O nedenle heyecanımızı akılla
dengeleyeceğiz. Nerede, ne konuştuğumuzu, nasıl konuştuğumuzu çok
iyi bileceğiz" diye konuştu.
"CUMHURBAŞKANININ TARAFSIZLIĞI, DEVLETİN
SİGORTASIDIR"
Cumhurbaşkanının, devletin garantisi olduğunu savunan Kılıçdaroğlu,
"Neden böyle bir değişikliğe ihtiyaç duyuldu, bunu sokaktaki
vatandaşımıza çok iyi anlatmak zorundayız. Bilgiyle, birikimle
anlatmak zorundayız. Sen eve diyorsun, ben hayır diyorum; diye bir
kavga asla olmamalı. Her insanın görüşüne değer vermeliyiz. O
nedenle sorumluluğumuz fazladır. Birlikte düşünerek, söz
söyleyeceğiz. Gideceksiniz, ev ziyaretleri yapacaksınız. Köylere
gideceksiniz. Mahallelerde muhtarlarla görüşeceksiniz. Onlara
soracağınız ilk soru, şu olmalı. Cumhurbaşkanı, Türkiye’de taraflı
mı olmalı, tarafsız mı olmalı? Emin olun, bu ülkenin halkının yüzde
99’u cumhurbaşkanı tarafsız olmalı, diyecektir. Çünkü
cumhurbaşkanının tarafsızlığı, devletin sigortasıdır. Garantisidir.
Bu değişiklik, bu sigortayı tümüyle devre dışı bırakıyor.
Sigortasız bir devlet olmaz" dedi.
"ÇİFT BAŞLILIK ÇIKACAK, KAŞ YAPARAKEN GÖZ
ÇIKARILIYOR"
Anayasa değişikliğiyle cumhurbaşkanının partisiyle ilişiğinin
kesilmeyecek olmasına tepki gösteren CHP lideri Kılıçdaroğlu, şöyle
konuştu: "Cumhurbaşkanı 80 milyonu temsil eder. Bu
düzen bozulacak. Cumhurbaşkanı, her vatandaşına eşit yaklaşmak
zorundadır. Tarafsızlık ilkesi, bu açıdan çok önemlidir. Cumhuru,
bayrağı temsil etmesi açısından çok önemlidir. Hiçbir siyasi
partinin genel başkanı, bayrağı temsil edemez. Cumhurbaşkanı, aynı
zamanda bir partinin genel başkanı olmaz, yanlıştır.
Bunu vatandaşlarımıza kavga etmeden anlatacaksınız. Cumhurbaşkanı,
aynı zamanda bir partinin genel başkanı olduğunda, cumhurbaşkanını
illerde kim temsil edecek? Sayın Binali Yıldırım’ı illerde, AK
Parti’nin il başkanı temsil eder. Peki cumhurbaşkanı, bir partinin
genel başkanı olduğunda cumhurbaşkanını kim temsil edecek. Vali mi
temsil edecek, o partinin il başkanı mı temsil edecek. Diyorlar ya
’Çift başlılık olmaz’. Buyurun size çift başlılık, daha işin
başında, daha illerde başladı. Bırakın merkezi, daha illerde çift
başlılık çıkacak. Kaş yaparken, göz çıkarılıyor"
"SİYASİ PARTİNİN GENEL BAŞKANI, HAKİM TAYİN ETTİKTEN SONRA
BU DÜZEN DİKİŞ TUTMAZ"
Partisiyle ilişiği kesilmeyen bir cumhurbaşkanının tarafsızlığını
kaybedeceğini dile getiren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şunları
söyledi: "Cumhurbaşkanı, bir partinin genel başkanı olacak.
Tarafsızlığını kaybedecek. Bir partinin genel başkanı olarak
AYM’nin 15 üyesinin, 12’sini doğrudan kendisi atayacak. Böyle bir
yetki, herhangi bir partinin genel başkanına verilse, ’Sen HSYK’ya,
AYM’ye, Yargıtay’a hakim atayacaksın’. Bir muhalefet partisine
verildiğini düşünün. İktidar partisi kıyameti koparmaz mı? Yargının
bağımsız, tarafsız olması lazım. Bir siyasi partinin genel başkanı,
hakim tayin ettikten sonra bu düzen olmaz. Bu düzen dikiş tutmaz,
yanlış olur. Hakimin tarafsızlığına gölge düşmüş olur. Oradan
adalet beklenir mi?"
KILIÇDAROĞLU’NDAN İL BAŞKANLARINA: ’YÜRÜYÜŞLER YAPACAĞIZ’,
BURADAN BİR ŞEY ÇIKMAZ ARKADAŞLAR
Referandum kampanyası üzerinden partisinin il ve ilçe başkanlarına
seslenen Kılıçdaroğlu, "Bu mesele, bir parti meselesi değildir. Bu
mesele bir adalet, demokrasi meselesidir. Böyle yaklaşacaksınız.
Böyle anlatacaksınız. ’Yürüyüşler yapacağız’. Buradan bir şey
çıkmaz arkadaşlar. Ev ev gezeceksiniz. Kadınlar,
gençler, sizler gezeceksiniz. Muhtarlara, kanaat önderlerine
anlatacaksınız. Dolayısıyla hepimizin sorumluluğu
var. Bu düzenlemeyle camiye de kışlaya da adliyeye de
siyaseti sokuyorsunuz. Yazık, günahtır bu memlekete. Adaletsiz bir
devlet olabilir mi?" diye konuştu.
"CUMHURİYETİN KURULUŞUNDAKİ MANTIĞIN GERİSİNE
DÜŞÜYORUZ"
Konuşmasında, 1924 Anayasası’nın Meclis’teki görüşmelerine atıfta
bulunan CHP lideri Kılıçdaroğlu, "1924 Anayasası, TBMM’de
görüşülürken, o taslakta bir hüküm vardır. Gazi Mustafa Kemal
Atatürk’ün Meclis’i feshetme yetkisi vardır. Büyük bir oy
çoğunluğuyla cumhurbaşkanının Meclis’i fesih yetkisi kabul
edilmiyor. 1924, geldik 2017’ye. Başa döndük. Makarayı tersine
çevirdik. Niye feshediyoruz Meclis’i? Milletin oyuna ve iradesine
neden saygı duymuyoruz? Cumhuriyetin kuruluşundaki mantığın
gerisine düşüyoruz" açıklamasında bulundu.
"CHP BAYRAKLARI TAŞINMAYACAK, MESELE CHP MESELESİ
DEĞİL"
Meselenin parti meselesi değil, demokrasi ve vatan meselesi
olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Türkiye Cumhuriyeti, bir
maceraya teslim edilemez. Bu olay, bir CHP olayı değildir. Bir MHP
olayı değildir. Bir AKP olayı değildir. Bir HDP olayı değildir. Bu
olay, bir Türkiye meselesidir. Biz niye diyoruz, ’Gezerken,
konuşurken, CHP bayrakları taşınmayacak’. Mesele CHP meselesi değil
ki. Seçim yapmıyoruz ki. Mesele vatan, demokrasi, bayrak meselesi"
dedi.
"SEÇİMLE GELMEMİŞ BİRİSİ KOSKOCA TÜRKİYE CUMHURİYETİ’Nİ
YÖNETECEK"
CHP lideri Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: "Türkiye Cumhuriyeti’ni
seçimle gelenler yönetti. İtirazımız oldu mu? Hayır. Bu modelde,
seçimle gelmeyen Türkiye’yi yönetebilecek. Bütün bu
yetkilere sahip olacak. Diyelim ki cumhurbaşkanı, yurt dışına
gitti. Yetkiyi kime verecek? Başkan yardımcısına. Başkan yardımcısı
milli iradeyi temsil ediyor mu? Hayır. Seçimle mi geldi? Hayır.
Çünkü milletvekili olmayacak. Peki seçimle gelmeyen
birisinin, seçimle gelen parlamentonun yetkilerinin üstünde bir
yetki kullanması, hangi demokraside vardır? Seçimle gelmemiş birisi
kalkacak, koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetecek"
"SURİYE ANAYASASININ AŞAĞI YUKARI AYNISI"
Hükümetin anayasa değişikliğine ilişkin ’Rejim değişikliği değil’
açıklamasını eleştiren Kılıçdaroğlu, "Bu bir rejim değişikliği.
Diyorlar ’Bu rejim değişikliği değil. Biz rejimi 1920’lerde kurduk.
Cumhuriyeti ilan ettik, cumhuriyet değişmiyor’. Bu kanun kabul
edilirse cumhuriyet değişiyor. İran, Suriye, Libya, Mısır
cumhuriyet mi? Cumhuriyet. Onların cumhuriyeti bizim cumhuriyete
benziyor mu? Benzemiyor. Yeni değişiklikle gelen anayasa, Suriye
anayasasının aşağı yukarı aynısı. Biz düne kadar demiyor muyduk
Suriye’de demokrasi yok. Şimdi kendi ülkemizde de demokrasiyi
bitireceğiz. Güçlü parlamenter sistemden, güçlü tek adam rejimine
geçiyor. Halkın seçtiği 550 kişinin ortak iradesini alıyoruz. Bir
tek kişiye bütün yetkileri veriyoruz. Bu, tek adam rejimine geçmek
demektir. Bir kişiye göre, bir ülkenin rejimi belirlenmez. Bir
kişiye göre, bir ülkede rejim oluşmaz. Ortak akıl, birlikte,
aklımızı kullanarak, demokrasi içinde çözerek, elin oğlu temsili
demokrasiden katılımcı demokrasiye geçiyor" diye konuştu.
"BU İŞ PARTİ MESELESİ DEĞİL, BİRLİKTE YAŞAMA
MESELESİ"
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Biz
demokratik parlamenter sistemden tek adam rejimine geçiyoruz.
Aklımızı peynir ekmekle yemek gibi bir şey bu. Devletler macera
olsun diye yönetilmez. Neden başkanlık sistemi, neden tek adam
rejimi, bu anayasa değişikliği bu memleketin hangi sorununu
çözecek? Bu soruları soracaksınız ve cevabını vatandaştan
bekleyeceksiniz. Bir vicdan muhasebesi yapması lazım vatandaşın.
Olayı A partisi, B partisi meselesi sakın kimse getirmesin.
Bu iş parti meselesi değil. Birlikte yaşama meselesi.
Vatan, bayrak, demokrasi meselesi bu mesele. Anayasalar birer
toplumsal uzlaşma belgesidir. Anayasa değişiklerinin yeteri kadar
tartışılması lazım. Getirilen değişiklikler Türkiye’nin hayrına
değil. O nedenle hayırlı, güzel bir sonuç bekliyorsak hayırlı bir
iş yapmamız lazım. Bu işin sağı solu yok. Sağcısı,
solcusu, Atatürkçüsü, milliyetçisi, ülkücüsü, mütedeyyini, dindar
vatandaşı hepimizin sorumluluğu var. Biz özgürlüklerin,
düşüncelerin sınırlandırılmasını istemiyoruz. Ortak aklın egemen
kılınmasını, demokrasinin güçlenmesini istiyoruz"