Referandum 20 Nisan'da

Abone ol

De Soto, Kıbrıs'ta 1 Mayıs'tan sonra çok fazla işleyecek bir durum olmayacağına dikkat çekti.

BM Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Özel Temsilcisi Alvaro De Soto, İsviçre'deki sürecin dörtlü görüşmeler şeklinde ilerlemesinin gerekmediğini söyledi. De Soto, ayrıca, şu anda görüşmelerin başladığını, ancak 'al-ver' sürecinin başladığını söyleyemeyeceğini kaydetti. De Soto, İsviçre'nin Luzern kentindeki Bürgenstock Kasabası'nda, Türkiye ve Yunanistan'ın da katıldığı Kıbrıs görüşmelerinde gelinen son nokta ile ilgili açıklamalarda bulunmak üzere bir basın toplantısı düzenledi. Doğal dinamikler gereğince ilerleme sağlandığını belirten De Soto, "Özellikle bir takvimden bahsedilmesi gerekiyorsa, şunları söyleyebiliriz; bir çok açıdan koşullar uygun durumda. Katılımcılar, Kıbrıslı Rumlar ve Türkler şu anda bir şekilde iletişim kurmaya hazırlar. Onlar için olağan olmayan bir durum içindeler. Geçmişi düşünürsek, benzeri görülmemiş bir durumla karşı karşıyalar. Asıl sınav bütün bunlar başarıya ulaşacak mı, ulaşmayacak mı? Bunlar son derece önemli, benim umudum var" dedi. Açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan De Soto, "Bir takvim vermeyi düşünüyor musunuz, bütün taraflara?" şeklindeki soruya "Size bir takvim veremem. Burada bir açılış yok. Bu süreç bu şekilde işlemiyor. Buradaki iletişim ya heyetler arasında ya da benimle heyetler arasında olacak" yanıtını verdi. BM Genel Sekreteri'nin ay sona ermeden birkaç gün içinde görüşmelere katılmak üzere İsviçre'ye geleceğini ifade eden De Soto, Genel Sekreter'in 21'ine kadar burada kalmayı planladığını kaydetti. De Soto, nihai metinin belirlenip belirlenmeyeceği ile ilgili olarak ise, "Tarafların en azından Annan gelmeden bir metin üzerinde anlaşma sağlanmasını umuyoruz" ifadelerini kullandı. Serdar Denktaş'ın, espri olarak "Kendimi bir mahkum gibi hissediyorum" sözlerinin hatırlatılması üzerine De Soto, böylesine diplomatik bir olayın değerlendirildiğinde bütün tarafların sabırlı olması gerektiğini kaydetti. De Soto, "Dörtlü görüşmeler gerçekleştirilemedi. Neden böylesi bir durum ortaya çıktı. Yarın bu görüşme yapılacak mı ya da en azından bir akşam yemeği gibi toplanma olacak mı?" şeklindeki bir soruya, "New York anlaşmasında şu söylenir; Kıbrıslı Türkler ile Kıbrıslı Rumlar 22 Mart'a kadar anlaşma sağlayamazlarsa, Yunanistan ve Türkiye de bu sürece dahil olacak. Ortaklaşa çaba ile kapsamlı bir anlaşmaya varılacak. Bu nedenle de şunu açıklamam gerek; şu anda görüşmeler başlamış durumda. 24'ünde başladı. Bu nedenle böylesi bir format içinde dörtlü görüşmeler olması gerekmiyor. Özellikle BM de katıldığına göre, bu sürecin mutlaka dörtlü görüşme şeklinde ilerlemesi gerekmiyor" yanıtını verdi. Bütün heyetlerin tek bir oda içinde yemek yediklerini ifade eden De Soto, "Bahsettiğimiz odada, bu sabah mesela kahvaltı ediyorduk Papadopulos'la karşılaştık. Odanın ucunda da bir Rum temsilci ile karşılaştım. Aynı şekilde Serdar Denktaş da ordaydı, onunla da konuştum" dedi. De Soto, Kıbrıs Türk tarafındaki yetki konusunda ise "Denktaş tüm yetkisini Talat'a ve Serdar Denktaş'a verdi. Tıpkı nasıl Papadopulos Brüksel'e gidip yetkiyi diğer yetkililere verdiyse, onlar da aynı yetkiyi taşıyorlar" diye konuştu. De Soto, toprak konusundaki bir soruyu yanıtlamaktan kaçınırken, derogasyonlarla ilgili olarak ise "Derogasyonlar söz konusu olacak mı olmayacak mı bu konular çok fazla tartışılıyor. Annan Planı çerçevesinde ilerleyen bir konu ve bunun sonuçlarını göreceğiz" dedi. DÖRTLÜ GÖRÜŞMELER Resmi bir dörtlü görüşme olup olmayacağı yönündeki bir soruya yanıt veren Kıbrıs Özel Temsilcisi Alvaro De Soto, şu an için takvimde böyle bir şeyin söz konusu olmadığını söyledi. De Soto, ancak böyle bir olasılığın bulunduğunu ve akşam yemeği şeklinde de olabileceğini kaydetti. De Soto ayrıca, tarafların ne tür bir metin tamamlanırsa tamamlansın bunu referanduma sunmaya hazır olduklarını belirtti. Bu noktada referandum tarihinin 20 Nisan olarak belirlendiğini ifade eden De Soto, sonuç ne olursa olsun kesinlikle referanduma sunulacağını söyledi. De Soto, "Daha fazla zaman olması tercih edilebilirdi. Tabi ki bu metin değiştirilecek, yeni bir metin olacak" diye konuştu. De Soto, 1 Mayıs'tan sonra çok fazla işleyecek bir durum olmayacağına işaret etti. "Al-ver süreci başladı diyemem" diyen De Soto, "Biz müzakereden bahsetmiyoruz. 'Bana bunu verirsen ben de sana şunu veririm' şeklinde bir görüşmeden bahsetmiyoruz. Türk tarafının hukuki güvenlik açısından endişeleri var. AB çok sağlam bir metin istiyor" ifadelerini kullandı. De Soto, şu ana kadar Kıbrıslı Türkler ile Rumlar ve Yunan ile Türkler'le de görüşmelerini sürdürdüğünü dile getirerek, "Bütün bunlar ele alınacak ve tarafların kabul edeceği bir noktaya getirilecek" dedi. De Soto, hayati noktalarda anlaşma sağlanamaması durumunda izlenecek yolla ilgili bir soruya ise, "Bütün bu sürecin sonunda kapsamlı bir metin olması lazım. Şu anda bu noktaya her zaman olduğundan daha yakınız. Yani son 3 yıldan değil, son 30 yıldan bahsediyoruz" yanıtını verdi. De Soto ayrıca, temel görüşmelerin başladığını söyleyebileceğini sözlerine ekledi.

Günün Önemli Haberleri