54ncü RP –DYP (Refahyol) Koalisyon hükümetinin Başbakanı ve SP
Genel Başkanı Sn. Prof. Necmettin Erbakan 27 Şubat 2011 Pazar günü
vefat etti.
Kendisine Allah’tan rahmet, yakınlarına ve sevenlerine
başsağlığı ve sabırlar diliyorum.
Sn. Erbakan’ın Başbakanı olduğu 54ncü RP/DYP koalisyon
hükümetinin Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanıydım.
Kendisiyle o günlerden beri başlayan tanışıklığımız ve
görüşmelerimiz vefatından kısa bir süre öncesine kadar devam
etti.
AKP’nin gayrı milli politikalarından rahatsızdı. Kıbrıs
ve PKK meselesine milli bakışı olan bir siyaset
adamıydı.
Vefatı nedeniyle 54ncü Refahyol hükümetinin, bugün bile
emekli, çiftçi, esnaf ve memurlar tarafından takdirle anılan
ekonomik icraatlarını bir kez daha gündeme getirmeyi bir görev
sayıyorum.
Son 27 yılda görev yapan Hükümetler ile Başbakanlar ve Hazine
Bakanları arasında Türkiye’nin merkezi yönetim borç stoğunu
dolar bazında düşürmeyi başaran tek hükümet 53ncü DYP / RP
koalisyonu olmuştu.
Türkiye’nin merkezi yönetim iç ve dış borç stoğunun
dolar bazında geriye gittiği tek yıl olan 1997 yılında iktidarda
olan DYP / RP koalisyonu sırasında Başbakan Sayın Necmettin Erbakan
ve Hazineden Sorumlu Devlet Bakanı da bendeniz idim.
Türkiye’de 1983 yılından bugüne son 27 yıldır görev yapan 15
Cumhuriyet Hükümetinin görev dönemlerinde merkezi yönetim borç
stoğunun dolar bazında ne kadar arttığına ilişkin olarak hazırlanan
bir tablo oldukça ilginç ve çarpıcı sonuçları ortaya koyuyor.
Hükümetin tasarrufundaki iç ve dış borçlardaki dolar bazında
artışları yansıtan bu tabloda, özel sektörün –TCMB ve yerel
yönetimler gibi merkezi yönetim dışındaki kurum ve kuruluşların
borcu ayrık tutulmuş.
Hükümet
|
Başbakan
|
Hazine Bakanı
|
Devrettiği borç (milyon dolar)
|
45.
|
Turgut Özal
|
Kaya Erdem
|
38.014
|
46.
|
Turgut Özal
|
Güneş Taner
|
38.390
|
47.
|
Yıldırım Akbulut
|
Güneş Taner
|
40.640
|
48.
|
Mesut Yılmaz
|
Ekrem Pakdemirli
|
42.724
|
49.
|
Süleyman Demirel
|
Tansu Çiller
|
53.567
|
50.
|
Tansu Çiller
|
Aykon Doğan
|
58.417
|
51.
|
Tansu Çiller
|
Aykon Doğan
|
58.417
|
52.
|
Tansu Çiller
|
Aykon Doğan
|
60.686
|
53.
|
Mesut Yılmaz
|
Ufuk Söylemez
|
60.696
|
54.
|
Necmettin Erbakan
|
Ufuk Söylemez
|
60.371
|
55.
|
Mesut Yılmaz
|
Güneş Taner
|
70.025
|
56.
|
Bülent Ecevit
|
Hikmet Ulubay
|
71.821
|
57.
|
Bülent Ecevit
|
Kemal Derviş
|
149.905
|
58.
|
Abdullah Gül
|
Ali Babacan
|
152.312
|
59.
|
Tayyip Erdoğan
|
Ali Babacan
|
264.672
|
60.
|
Tayyip Erdoğan
|
Mehmet Şimşek
|
282.111
|
60.
|
Tayyip Erdoğan
|
Ali Babacan
|
296.241 (2009 yılı sonu)
|
Kaynak:ANKA
O dönemde bıçak sırtı koalisyon dengeleri
mevzubahisti.
Buna rağmen gerçekçi kur rejimini ısrarla ve inatla
uyguladık.
Sıcak paracıların bizim bu gerçekçi kur politikalarımıza, yeni
borçlanma enstrümanları (örneğin; tüfex) ile borçlanma vadelerini
uzatma gayretlerimize yönelik, aleyhimize muazzam lobi çalışmaları
ve de çıkarcı medyaları vasıtasıyla saldırıları oldu.
Dinlemedik
Ülkeyi ne devalüasyona, ne de ekonomik krize sokmadan
yıllık %8’ yakın büyütmeyi başardık.
Sıcak parayı cezbedecek ortama müsaade etmedik. O
dönemde iç borç stoğumuz neredeyse bugünün 10’da
biriydi.
Sıcak para yok denecek kadar azdı. Bugün sıcak para 100 milyar
doları aştı. Çünkü Türkiye hem tefeci faizini veriyor, hem de
örtülü kur çıpasına dönüşen hatalı bir kur politikası izliyor.
O dönemde yüksek enflasyona ve nominal faizlere rağmen, reel
faizler oldukça düşüktü. 1997 yılında enflasyondan arındırılmış
reel faiz %12 civarındaydı. Yani enflasyonun yüksekliği reel
faizlerin yüksekliği anlamına gelmiyordu.
Emeklilere, çiftçilere, esnaf ve KOBİ’lere Cumhuriyet tarihinin
o güne kadarki en yüksek destek ve teşvikleri verilerek sermayeyi
tabana yayan, arz yanlısı, istihdam ve büyümeyi gözeten bir ekonomi
politikası izlenmişti. Cari açık bugünkü gibi değil, %1’ler
mertebesindeydi.
Tüm bunların sonucunda, iç ve dış çıkar çevrelerinin
para tacirlerinin, IMF ve işbirlikçilerinin her türlü aleyhteki
engelleme teşebbüslerine rağmen, kendi ayakları üstünde durabilen,
IMF’ye muhtaç olmayan, yapısal sorunlarına ve koalisyon koşullarına
rağmen istihdam ve büyümeyi birlikte götürebilen bir ekonomi
meydana geldi.
Zaten Refahyol hükümeti de ekonomik nedenlerden değil, siyasal
sebeplerden istifa etmek zorunda bırakıldı.