Rauf Tamer Hürriyet'e gidiyor
Abone olYeni Şafak'tan Kürşat Bumin bugün Kronik Medya köşesindeki eleştirisinde bu konuya dikkat çekiyor.
Ertuğrul Özkök'ün geçtiğimiz günlerde Rauf Tamer'in yazısını
köşesinde yayınlamasını 'manalı' bulan Bumin, "Bize göre Rauf Tamer
yine yolcu!" diye yazdı. İşte o yazı... Bize göre Rauf Tamer yine
yolcu! "Hayatımda ilk defa bir başkasının yazısını alıp, virgülüne
dokunmadan kendi köşemde yayınlayacağım" diyor Hürriyet'ten
Ertuğrul Özkök. Hürriyet yazarının tamamını iktibas ettiği yazı
Tercüman'dan (Ilıcaklar) Rauf Tamer'in bir gün önceki köşe
yazısı... "Çünkü, diyor Özkök, günlerdir anlatmak isteyip de bir
türlü anlatamadığım bazı gerçekleri benden çok daha etkili biçimde
anlatmış." Bize göre Özkök kendisine büyük haksızlık etmiş; biz
günlerdir anlatmak istediğini çok iyi anlamıştık oysa! Neyse, bu
kadar fark olacak tabii ki... İktibas edilen yazının müellifi Rauf
Tamer olunca işler değişir tabii ki... Rauf Tamer'ın iktibas edilen
bu yazısı nasıl bir şey mi? Takdir edersiniz ki şimdi burada bu işe
girişmemiz imkansız. Ama size bir "ip ucu" kabilinden şu kadarını
söyleyebiliriz: Tipik bir Rauf Tamer yazısı ile karşı karşıyayız!
Yoksa şimdi de "Peki ama tipik bir Rauf Tamer yazısı nasıl olur?"
mu diye soruyorsunuz? Yine takdir edersiniz ki bu soruya şimdi
burada cevap verebilmemiz de imkansız.. Ama size bu konuya ilişkin
olarak da şu kadarını söyleyebiliriz: Rauf Tamer yazılarını "tipik"
kılanın ne olduğunu eğer bugüne kadar farkedememişseniz bu işte
zaten çok geç kalmışsınız! Biliyorsunuz, Özkök'ün tamamını köşesine
taşıdığı Rauf Tamer yazısı, Rauf Tamer'in Hürriyet'te tamamı
yayımlanan ilk yazısı değil. (Biraz karmaşık oldu ama böyle!) Çünkü
(hatırlayanlar vardır) Rauf Tamer bir zamanlar Hürriyet yazarıydı.
Hem de şöyle böyle değil, arka sayfaya yerleştirilen kuvvetli
kalemlerden birisi olarak... Sonra bu iş o kadar tuttu ki, Rauf
Tamer'i Sabah gazetesi kaptı. (Yazarın görüşlerinin ışığından biraz
da Sabah okurları yararlansın diye düşünüldüğünden tabii ki...)
Sonrasını da hatırlıyorsunuzdur: Bir takım "banka kredisi"
dedikoduları, arkasından bir süre yazarlığa veda, onun arkasından
da Star'da okurlarla tekrar buluşma... Ve nihayet daha sonra da
"Yuvaya", yani Tercüman'a dönüş.... (Yeri gelmişken: Bu "yuvaya
dönüş"ü dönüşün gerçekleştiği gün en derinlemesine analiz eden
yazar Cengiz Çandar'dı.) Peki biz bütün bu hikayeyi niçin
aktarıyoruz? Özkök'ün Rauf Tamer'e yaptığı bu "jest" bize çok
anlamlı geldi... Emin değiliz belki de yanılıyoruz ama bize sanki
Rauf Tamer "yine yolcu" gibi görünüyor! Tercüman yazarı ("basın
tarihi" göz önüne alındığında bize göre kendisine en çok bu sıfat
yakışıyor) bir kez daha biraz önce "konaklar"ını sıraladığımız
büyük yolculuğa çıkmak üzere sanki.... Bakalım göreceğiz....